Sürekli tüketip, hızlıca tüketip, zamanın "an"ın tadını çıkaramadığımız için hepimiziz aslında. Bunda mass media'nın rolü yadsınamayacak büyüklükte. Çünkü hep daha iyisini, daha güzelini görüp özeniyoruz onlara. Fashion TV'deki Modeller gibi olmak istiyoruz, Adriana Lima da kadınsa biz neyiz diyoruz, Gossip Girl izleyip onların zengin hayatına özeniyoruz, şarkıcıların evlerine konuk olduklarında ulan millette nasıl hayatlar var lan diyoruz, kodamanların para ile sahip oldukları kızlara ve mutluluklara biz hiç sahip olamayacağımızı idrak ediyoruz, mtv'deki sweet sixteen partilerini izleyip halimize küfrediyoruz, kim Kardashian'ın götü bizde de olsun istiyoruz, Paris Hilton tarzı bir yaşama özeniyoruz.
Daha sayayım mı?
işte bunlar hep mass media dostum.
hayal kuran ama korkusundan hayallerinin peşinden koşamayan hayalini gerçekleştirmek için götünü kaldırmaktan aciz insan mutsuz olmaya mahkumdur.
bir kızı çok seversin hayatının anlamıdır o ama korkarsın reddedilmekten ölümden abisinden parasızlıktan piç gibi kalırsın işte mutsuz olursun.
işinden mutlu değilsindir, asgari ücrete onbeş saat çalısırsın ki ben çok çalıştım bu şekilde. hayvan gibi muammele görürsün üstelik. ama korkundan işimden olurum diye kimseye şikayet edemezsin, gidip patronu dövemezsin ruhunu satarsın resmen. nedir lan bu iş şerefsizin evladı ben sana 10000 net kazandırıyorum sen sekizyüz lira veriyorsun karaktersiz diyemezsin içinde kalır senelerce böyle çalışmaya devam edersin mutsuz olursun.
üniversiteye gidersin eğitim için hocalar hoca değil eğitim namına hiç bir şey yok kitapları ezberletiyorlar bakarsın yanlış bir şeyler var da ağzını açıp diyemezsin "hocam bu anlattıklarınız bilgi değil külliyat. bize üretmeyi anlamayı anlatmayı öğret. kandırma bizi bak seni de kandırıyorlar " . çünkü korkarsın ailenden , hocandan , devletten. düzene boyun eğersin. ailen seni oraya oku diye göndermiştir çünkü. ama senin kafan biraz basıyorsa anlarsın eğitimin bu olmadığını, istemeye istemeye kopya çeke çeke , ezberleye ezberleye mezun olursun ama o gerçekler seni hep mutsuz eder.
bu para sevdasından, kariyer tutkusundan, gösteriş merakından, güçlüden korkmaktan, haklıyken susmaktan vazgeçmeyen insan mutsuz olmaya mahkumdur. belki çok zengin olursun, çok güzel bir karın olur, herkes seni konuşur ama için içini yer hep bi sıkıntı olur bırakmaz yakanı. alkolü denersin, uyuşturucuyu denersin ertelersin, yatıştırırsın. gerçekleri görmezden gelmenin bedeli budur. bunu parayla satın alamazsın. dünyada ters giden bir şeyleri değiştirip akşam çayına ekmek banıp karnını doyurduğun günün sonunda artık huzur mu dersin nirvana mı dersin motivasyon mu dersin işte o gelir seni bulur, yarına hazırlar. gerçekten sen o gün orda olmasaydın o kişi o şehir o ülke o dünya çok daha kötü bir halde olacaktı bunu bilirsin. düyada gerçekten var olduğunu anlarsın, takipçilerin olmadan, hayranların olmadan. işte böyle mutlu olur insan.
herkesin bir şekilde birilerini gruplara ayırıp kategorize ederek haklarında bulunduğu iddia. mutlu olmanız gerekliliği neden ? neden yaşamak için mutlu olmaya ihtiyacınız var gibi davranıyorsunuz ? oksijen mutluluktan daha önemli gibi , sanki bence öyle.
mutluluğu olmayacak yerlerde arayanlar
mutlu olmanın ne demek olduğunu bilmeyenler
mutlu olmayı çok matah bir şey zannedenler
mutlu olsa da mutlu olduğunu anlamayanlar
rahat batanlar
arpası fazla gelenler
ikilemde kalanlar
hayatı aşırı ciddiye alanlar
egosu tavan yapanlar
kendini kandıranlar
amacı olmayanlar
parası olmayanlar
parası çok fazla olanlar
kedisi olmayanlar
sevgilisi olmayanlar.........vs.