şikayetçi, memnuniyetsiz ve zor beğenen insanlardır.
ulaştıkları nesneye değil ulaşmış oldukları yeri amaç edinirler ve
bu sebeple bir sonraki aşamayı istemek takıntısı geliştirmişlerdir.
her gece yatagina yattiginda,
bu tavanin disinda,
hic kimseyle ayni gokyuzune baktigini bilen insandir.
ve yine o yatakta,
o nefret ettigi sehirde,
bir gece daha,
ici aciyarak,
sonum ne olacak diye dusunen insandir.
asla mutlu olamayacak insanlar, umudunu kaybetmiş insanlar için kullanılabilen bir cümledir.
depremde bütün ailesini kaybetmiş bir insan hiç zaman mutlu olmayacaktır.
karşısındaki insan suçsuz olduğu halde, onu perişan eden insan hiç bir zaman mutlu olmayacaktır. (bkz: vicdan)
fakat; sevgilisinden ayrıldı diye asla mutlu olamayacak diye bir olay yoktur. o kişi elbet bir gün mutlu olacaktır.
Kriterleri olan insandır. Bu kişi icin illa herşeyin uyması gereken kurallar, seviye yada standart vardır. Bazen risk almak lazım, kontrolu bırakmak lazım.
şu an pencereye 0 yatağımın kenarında lapa lapa yağan karın sokak lambasın altındaki dansını izlerken bir yandan yaptığım nescafe ( bol şekerli ) yanında hafif atıştırmalık birşeyler, ufaktan bir klasik müzik, sakinleşmiş ve boşaltılmış bir zihin gecenin 3.30 unda gayet mutluyum lan, bence asla mutlu olmayacak insanlar mutluluğun tanımını çok farklı şekilde benimsemişler , önce o tanımı değiştirmekle başlasınlar işe.
dünyada yaşanan acıları takip eden, onlar için üzülen insanlardır bunlar. devamlı ahireti düşünen, büyük çetin sınava hazırlanmaya çalışan insanlardır. afiyetlidirler, içleri huzurludur. ama vicdanları yaralanır hep. gördükleri her haksızlıkta. açlıktan ölen bir insanı her düşündüğünde yaralanır da yaralanır vicdanı. mutlu olmamak mı lazım sanki biraz bu dünyada a dostlar ?