neyse birgün tabur vaziyetindeyiz (karacılar içtima anlamında ,denizciler içtimayatabur söyler) ustalıkta 2. günüm bir baktım çavuş sesli osurdu baktım devreleri gülüyor hayatım da öyle rezalet görmedim şoke oldum bunların şafagına 3 ay var dedim neyse bunun gibi onalrca osurma olayları gördüm. birgün sahil kenarında erik ağcının altındayız son 20 günümüz boğazda gelen giden gemilere bakıyoruz toplam zaten 8 askeriz tam 2 yerde tuvalet var birinde 6ad. olan 150 mt uzagımızda diğeri ise 2 ad. olanıda 2metre arkamızda . 3 kuriyiz (devre arkadaşları) bir ara baktım koku geliyor bizim kuri kalk diğer ağacın altına büyük abdestini almasın mı ulan dedim tuvalet işte neden 10 metre daha gittin burası manzaralı demezmi ve herzaman yaptıgımız şeyler demez mi.
ben nasıl 14 ay bununla geçirdim (acemilikte de arkadaşımdı) sonra sı ise tam 5 yıldır( birkaçyıl takmıştımgeç gittim) telefonumda tek asker arkadaşımı aramadım ve inan ki hiç askerlik anılarımı anlatmıyorum neyi anlatayım içtima vaziyetinde ki osuruklarımı veya uluorta boğaza karşı büyük abdest alan zerzevatlarımı..
yer bilecik söğüt, 2.partisin ve toplam 3 hafta kalacaksın. 75lik kendi devren sana devrecilik yapıyor. yer bilecik söğüt, zafiranlı su içmeye mahkumsun. yer bilecik söğüt, Çöplükte kurbağa yürüyüşü. yer bilecik söğüt, 4. bölük fareli köy. yer bilecik söğüt, 4. bölük yani süvari alayının atlarinin kaldığı ahırda 240 kişiyle yaşam. yer bilecik söğüt, ağzına kadar dolu tuvaleti susuz kullanmak zorunda bırakılmak. (bkz: biri iğrençlik mi dedi)
fabrikadan bozma hangarlarda hayat geçmektedir. Bir gece devriye atılıp nöbetçiler koğuşa bırakıldıktan sonra mide kazınmıştır. Nöbetçi subayın odasına yemekhaneden geçildiği için yemekhane kapalı değildir. Subayın bulunduğu hangara girilir, üst kata çıkılıp ekmeklerin konulduğu büyük sepete kararlı adımlarla yaklaşıldığında sabah kahvaltıda bize verilecek ekmeklerin üzerinde envai çeşit böceğin cirit attığı ve mutfağın içinden büyük ihtimalle farelerin cıvıltıları kulağı tırmalar. Kalan günlerde çarşı izni dışında ekmeksiz bir askerlik geçip gitmiştir.
kısıtlanmak. her yönden, her şeyden kısıtlanmak. köleden tek farkımız belli bir süre kölelik yapıyor oluşumuz. köleler arasındaki çekememezlikler, ispiyon, iftira, komutanların keyfi davranışları. köküne kibrit suyu...
bir komutanın bir bölüğü 2-2.5 saat yerde süründürdükten sonra sigara içirtmesi. "kalk" komutundan sonra herkes sigara içsin diye emir verdi. biz önce birbirimize baktık. emir tekrarlanınca birkaç kişi sigarayı çıkardı. komutan bağıra bağıra sigara içmemizi tekrarladı. boşuna dememişler karamanın koyunu, sonra çıkar oyunu diye. o gece kimse uyuyamadı. hepimiz sabaha kadar öksürdük. zira yerde sürünürken ağzımıza-burnumuza dolan toprak, artık ciğerlerimizdeydi.
Şafak 100 den aşağı indiğinde o kişiyi sirkeli suyla yıkamak, üzerine çamur atmak en sonunda da kafasında yumurta kırmak. Şükür ki kısa dönem yaptım ve bu durumla karşılaşmadım.
kısa dönem askerliği yaptığım 5 ay boyunca yıkanmayan adam bilirim. uzun dönemler bu sürenin daha da uzun olduğundan bahsediyorlardı.
bir de ruhu iğrenç olanlar var. uzun dönemlerin bir alt devresi gelmişti. içlerinden biri de biraz yumuşak bir çocuktu. kantinci piçler içlerindeki en saf, en çirkin ve en abaza olanı gazlıyorlardı. "oğlum niye bu senden hep alışveriş yapıyor. seni görmeden içtimaya bile çıkmıyor" diye bu gaz vermeler sonuç verince "nolacak olum adam top zaten sen de abazasın bir kere çak" muhabbetleri sonrasında "erkek adam erkek siker" şeklinde muhabeetin bokunun çıkarılması izledi.
sonuçta elemanın yorumu "dur ben bunu bi kantine kapatıp sikeyim oldu"
hay sizin insanlığınıza...
iyi kötü kendimize kendimizce elit olan bir çevre kuruyoruz ve böyle leş insanlardan soyutluyoruz kendimizi.
ama askerlikte selam bile vermeyeceğin adamlarla aynı ortamda bulunuyorsun. o kadar yıl geçti hala iyiki geçti bitti diyorum.