her türk gencinin tatması gereken gecedir. hani yıllardır ben şöyle erkeğim ben böyle erkeğim diye dolaşan nice adamların tir tir titrediğine şahit olduğunu görürsün, zaten o ilk gece uyumak mı imkansızdır ben uyudum diyen adam yalancıdır çünkü askere gelmeden önce duyduğunuz hırsızlık hikayeleri sizi tetikte tutar hayal edersiniz gecenin bir vakti boynunuzdan çalınacak cüzdanı. ilk gecenin ortasında ayağa kalkar benim ne işim var lan burada dersiniz dışarıda bekleyen var benim niye hayatımdan bu zaman geçiyor diye sorgular ve geçmeyen zamanı beklemeye devam edersiniz ama üzülmeyin geçiçek hemde açılmayan şemsiye misali geçicek gerçi bende hala geçmedi.
-tuvaletler incelenir.
-'lan ben burda ne yapacam?' denir.
-oraya yapmak yerine tutmaya karar verilir.
-yataklar incelenir.
-'lan ben bu yastıklarla ne yapacam?' denir.
-temiz yastık kılıfı aranır.bulunamazsa ortalıkta dolaşmaya başlanır.
-koğuşlar dolaşılırken kolunun yanında kazıklar olan bir adamla karşılaşılır. 'ne dolaşıyosun lan siktir git yatağına' diye fırça yenilir. peki tamam denir. 'emredersin komutanım diyeceksin öküz' diye tekrar fırça yenilir. korkuyla olay yerinden kendi koğuşuna doğru uzaklaşılır.
-sonrasında korkudan kaka gelir. mecburen tuvalette ihtiyaç giderilir.
-aksiyon sizi yormuştur. o pis yastık kılıfının üzerine kafa bir güzel yerleştirilir, çevrede horul horul horlayan insanlar dinlenir. bi ara uyunur. sonra yine uyanılır. tekrar uyunur.
bekleyişler, aşılar, dolaplar, yerleştirmeler, sayımlar, beklemeler derken uzunca bir geceden sonra yorgunluktan yatağa girip uyumaya çalışırsınız ve sonra şu soruyu sorarsınız kendinize: "nereye geldim lan ben?"
edit: ah amasya ah... çavuş talimgah bölüğü çıktı iyidir dedik, sevindik görmediğimiz eziyet kalmamıştı.
kişiye göre değişik düşüncelerin sarf edildiği gecedir
kimisi, daha ilk geceden şafak defterinden 460'ncı haneyi karalar, kimisi küçük not defterini açıp kendi kendine birşeyler yazar, kimisi sık sık dışarıya çıkıp sigara içer, kimisi ilk kez değişik biryerde olmanın heyecanını yaşar, kimisi ailesine telefon açmak ister bunun için klübelere gider, kimisi sakal traşı olur, kimisi bunalıma girer, kimisi yatacak yer bulamaz, kimisi yerini yadırgar, kimisi de diğer insanları yagırdar.
ertesi sabah 06:00 sularında nöbetçi çavuşun koğuş kalk komutuyla herkes kalkar, yataklar düzenlenir, çarşaflar gerdirilir, kamuflajlar ve botlar giyilir, yemekhaneye kahvaltıya gidilir. askeriyenin ilk yemeği yenir, ilk çayı içilir.
...ve askerlik başlar. geride kalan 459 günün nasıl geçtiğini anlamadan geçer gider...
Hayatında öğrenci yurdunda kalmamış olana zulüm gelir. iki senemi leş bir ortama vermiş biri olarak beni fazla yıpratmaz herhalde ama yıpratabilirde. Aman be kardeşim hiç olmazsa üç tane tuvaleti yok kışlanın, benim kaldığım yurtta bir tuvalete 25 kişi düşüyordu. Bunalım nedir siz o zaman göreydiniz. Yemekleri demiyorum bile.