izindeyim. gereksiz ve terbiyesiz kadının biri "o şimdi asker canı neler ister" diye bir şarkı yapmış. şarkı top listelerde paso çalıyor. otobüse binene kadar kızlar şarkıyı mırıldanıyor arkamdan. traşımı gören götüyle güler gibi o şimdi asker canı neler ister söyleyip gülüşüyorlar. iyi aile çocuğuyum utanıyorum tabi. neyse molada çay içiyorum karşımda aile var küçük kızlarını tam sevecekken o amına koduğumun şarkısı çaldı. adam şöyle şüpheli baktı rahatsız olmasınlar diye uzaklaştım. eve geldim akrabalar geldi komşu kızları geldi anneleriyle. bangır bangır yoldan geçen aracın teki bu lanet şarkıyı çalıyor. karşımda 17 falan kadın. yüzüm kızardı abazalığım suç üstü yakalanmış gibi hissettim. sokaklara şapkasız çıkamadım izin sürecinde. lan karıya götürelim mi seni tekliflerini şap aldım ben diyerek geçiştirdim. amk bi hayat kadınlarının alaycı bakışlarıyla muhatap olmadığım kalmıştı..
üst tertiplerin veda gecesinde yine o şirretin şarkısı çalmıştı. çıkmak için hamle yaptım. nöbetçi astsubay durdurdu bölük komutanı çıkamadan çıkamazsın dedi ben de tuvaletim var demiştim. bi çişine sahip çıkamıyosun tut iki dakka dedi. direttim az daha dayak yiyodum amk o şarkı yüzünden!
bölüğe yeni bir yüzbaşı gelmiştir, erat içtimada toplanmış bende nöbetçi çavuşum, nasılsın asker, sağolll şeklindeki diyologtan sonra, erata şöyle seslenir; arkadaşlar aranızda boyacı varmı ? erattan ses yok, peki aranızda az çok boya işinden anlayan varmı ? erattan yine ses yok, yüzbaşı sinirli şekilde bana dönerek çavuşum galiba sizin askerlerin hepsi atom mühendisi.
herkez saklanırken üstüm çıplak şeritler belimde mg 3 le koşardım düşmana formatında olan anılardır. kimse gerçeği anlatmaz. her türk bir süper kahramandır adeta. fakat askerlik anılarında coşan cengaverler en ufak kavgada tartışmada patatez olur ne hikmetse.
bitmek bilmeyen geneli yalan olan anılardır. bugün yine yarım saat dinledim askerlikten soğuyorum.
'' panki bigün iki teskereci oturuyoruz zaten iki üç gün kalmış kantindeyiz uzman geldi napıyosunuz lan siz burda dedi bende dedim sana mı sorucaz amk şurda kalmış üç gün ehehehe nasıl ama ''
bölük komutanı aşkın yüzbaşı astsubayıyla flamacı seçmek için bölüğü eğitim alanında içtima ettiler;bende garaj'da kamyonun içinde arazi olmuşken sesleri işitince kulak kesildim işim yok içtimayamı giricem şimdi deyip kaçıyorken çavuş gördü girdik içtimaya.kimse yok gibi orada gitti beni bölük flamacısı seçmedimi tav oldum;komutanım ben şöförüm başkası olsun ben bazen kademe'de olabiliyorum dediysem'de kes lan sözüyle hemen kabul ettim hemen.neyse birde flamaya şerit takacaksın yarın bakacam dedi.ben bunu pek sallayıpta kafama bağlamadım aman zaten unutur bununlamı uğraşacak koskoca yüzbaşı işimi yok diye geçiştirdim ki sabah ilk lafı lan nerede flamada şerit yok olmadımı oldu ! vay sen misin serit bulamayan takmayan neymiş öylemi olurmuymuş asker bunu nasıl unuturmuş sanki cephede mermi unuttum vay vay vay ! orada bölüğün önünde allah ne verdiyse bir dövdü beni yahu dövde bu hırs niye bu ne yani komutanım ?.
bizim bir binbaşı vardı 50 kişilik birlikte her gün gelir, otoket bilen var mı otoket der giderdi.
inşaat mühendisi arkadaşa harç yaptırır badana yaptırırlardı. hala gülerim aklıma geldikçe.
Yer ankara görevim sivil şofördür. asfalt komple buzuludur ve aracın zircirleri takılıdır.arabayı Durdurmaya çalışıyordım fakat araç durmuyordı, panik olmasın diye komutana çaktırmıyordum.
komutan: oğlum dur bakalım araç duruyor mu?
ben: Komutanım son 5 dakikadır durmaya çalışıyorum fakat durmuyor komutanım şerefsiz araç
komutan :Olum çarpacaz lan o zaman öndekine
ben:doğrudur komutanım
komutan:Has. Lann.. yavaş......
ben:allahım sana geliyorum.
Kaza yapılır.Tutanak tutulur tedbirlerimi aldığım için ve komutanın öndeki araç aniden durdu yönünde ifade vermesi beni kurtarır.
77 kisilik bolukte bir gun sabah istimasinda yuzbasi,
-ehliyeti olan bir adim one ciksin dedi,
40 kisi cikti,
-2005 model ve uzeri luks araba kullanan bir adim one ciksin dedi,
10 kisi cikti.
- otomatik vites arabayi rahat ve iyi kullanan ciksin dedi
Garajdaki pasalarin arabalarini kullaniriz umidiyle Benle beraber 2 kisi cikti,
-siz ucunuz su arkadaki el arabalarini alin ve ordaki topraklari tasimaya baslayin deyince tum hayellerim yikildi ve millete madara olduk.
çanakkale acemi birliğimdeki olay.
tüm bölük toplandı, çavuş bölük'e dönerek , aranızda 10 parmak daktilo bilen varmı? diye bağırarak seslendi.
ses yok!
9 parmak bilen varmı?
ses yok!
8,7,6'yı saydı.
ses yok!
en sonunda 'ulan ibneler aranızda daktilo gören varmı'
xxx kısa dönem asker olan bana "kısacık dönemim" diye hitap eden takım komutanı astsubayım vardı.
xxx acemilikte eğitim esnasında, arka tarafa dönen kısa dönem askere,
+ nereye bahıyon la?
- bi ses geldi de komutanım
+ burda yarrah mı gonusuyor amına goyim. (iç anadolu ağzı)
ama en ilginç olanı sudur.
bizim tezkereye bir ay falan var, hafif minnoş uzun dönem bir asker vardı terhisine daha dünya var bunu terhis ettiler. hemen bölükte dedikodu çıktı işte ibneydi pembe tezkere aldı vs. bu olay yasanmadan birkaç gün önce yeni uzun dönemler gelmişti. eski uzun dönemlerden birisi yenilerden birine bak lan eleman vermiş götten pembe aldı gitti sen de bana ver sen de erken git.
sonra ne olduysa bir gün, bu mevzu patlak verdi yeni tertip eski tertibi komutana şikayet etmiş bana nöbet yerinde tecavüz etti diye. az sıkıstırınca nöbet yerinde değil koğuş tuvaletinde diye ifade değiştirmiş. bunu muayeneye yolladılar makatta tahriş vs var mı diye. sonuç sıfır. sonra yine ifade değişikliği hayır sokmadı sürttü üzerime boşaldı demiş. bu sefer kıyafetini test için gönderdiler. sonra biz terhis olduk olay ne aşamada haberimiz yok.
odtü bilgisayar mühendisliği mezunu kısa dönem asker arkadaş vardı.
hatta askere gelmeden önce milli savunma bakanlığı, maliye bakanlığına felan sistem yapıyordu.
öyle üst düzey çalışıyordu yani.
askerde tabur komutanının bilgisayarını temizleme görevi verilmişti.
bildiğin fiziki temizlik.
her sabah bezle ekranı felan temizliyordu.
hala güler dururum.
bazen hiç akıldan çıkmazlar.
benim bizzat yaşadığım bir anıysa öyle sıradan falan değil. askerlik yaptığım dönemde ismini tam olarak hatırlayamadığım ve tam şu an götümden sallayacığım bir ders vardı aile ve cinsellik diye.
neyse askerlik yaptığım kolordu karargahına o gün sözkonusu derste kullanılması için çeşitli malzemeler getirilmişti. neler vardı içinde sıralayayım. kondom ve maket penisler. bilen bilir askerlikte her şey sayılı ve zimmetlidir. o gün sanırım bir düzine maket penis getirilmişti. bu penislerde çalıştığım şubenin başçavuşuna zimmetliydi. talihsizlik bu ya penislerden bir tanesi kaybolmuştu. önce ortam gerildi. bütün kolordu karargahı çalkalandı ardından haber bölüğe kadar uçtu. muhtemelen askerlerden biri alıp arkadaşlarına güya sürpriz falan yapıp gırgır şamata çevirdi. tabi malzemler çalıştığım şubeye geldiği için bizim şubenin adı çıktı. daha sonra şube komutanımız olan kurmay albayın gerginliği geçince işi geyiğe çevirdi. başçavuşum hayırdır penis kayıp diyolar vs. vs. bunları söylerken de bıyık altından gülmeler falan.
uzun bir süre şubede görevli olan biz askerlerin üstünden her türlü geyik çevrildi. başçavuşumuzunda şubede başı beladaydı. gelen giden penis soruyor. neyseki zamanla unutuldu gitti. ama bu anımı hiç unutmam hala ne zaman aklıma gelse gülerim. sevgili komutanlarımı da burdan büyük bir sevgiyle anıyorum. ne güzel günlerdi yaf.
merak edenler için, penisler strafordan yapılmıştı. yaklaşık 14-15 cm uzunluğunda türk standartlarına göre imal edilmişti.
askerlik anıları dinlemekte anlatmakta sıkıcı gerçekten.ancak birtanesi var ki hakikatende dinlenirde, anlatılırda.bir arkaşımın anısı bu...arkadaş erzincan da askerlik yapıyor.hafta içi uymadığı kurallar yüzünden, hafta sonu çıkacağı çarşı iznine müsade edilmiyor.hafta sonu geldiğinde herkes gezmeye gidiyor ve bu da yapılacak bişey olmadığı için en iyisi çatıya çıkıp güneşlenmek gibi parlak bir fikir buluyor.borulardan tırmanarak çatıya çıkıyor ve boxer'la kalana kadar soyunup, başlıyor güneşlenmeye..aynı anda erzincan yerel televizyonu helikopterle erzincanı havadan çekerek canlı yayın yapıyor.nöbetçi subayın'da o anda o kanalı izlediğini yediği sopadan anlıyor arkadaş..
ankara'da yaptım askerligimi, spor salonu sorumlusu olarak. belim agrımasına ragmen hemen her gün emirle eksik olan takımı tamamlayıp basketbol oynuyordum. belimin agrımasının nedeni sofbende su kalmamasıydı, asker baskı yap, asker koş, asker vıcık ter olsun ama yıkanacak su bırakma askere, bütün ter üzerimde soğuyunca bir türlü geçmeyen bir bel ağrısı basladı. askerliğimin son bir ayı bu bel agrısı ile geçti, revirde yedigim onca kas gevseticisine ragmen geçmedi. terhis oldum iki ay sonra geçti. neyse işte böyle bel agrısı çektiğim bir gün yine emirle eksik takımı tamamlamısken bir binbasının gözüne parmağımı soktum. aha yarragı yedim dedim içimde. bagırdı, çağırdı, ben doldum doldum az daha bagırsa kafadan ucup askerligi yakacam allah'tan beni seven iki albay araya girdi de sakinleşti adam yoksa çok pis dalacaktı.
