uzun yıllar önce yaşadığım küçük Anadolu şehrine askerlik yapmaya gelen bir gençle tanışmış ve sevgili olmuştuk.ona o ilk genç kızlık heyecanıyla çılgınca mektuplar yazardım.her buluşmamız bir olaydı benim için.onun kışlaya döneceği saat yaklaşıyor diye birlikteyken üzülürdüm.ona her buluşmamızın sonunda bir mektup verirdim.o ise bir gün buluşmamıza gelmeyiverdi.sonra öğrendim ki meğer teskeresini alıp,çoktan gitmiş.sadece ondan geriye buruk bir hüzün kaldı bana.birde eski bir fotoğrafın arkasına yazdığı küçüğüm'e yazısı...
asker mektubu hüzün doludur.