ya yaşında gideceksin, ya da gitmemenin yolunu arayacaksın, yurt dışında calışmak, paralı vs...
belli yaşdan sonra zor geliyor. sivilde hangi statü de olduğunu unutmakla başlamak en güzeli.
sonrasında "ben müdürdüm, altımda şu kadar adam calışırdı, şimdi halime bak" serzenişleri sadece seni yorar başkada bir işe yaramaz. askerliği bir tiyatro sahnesi gibi düşünecek ve sana verilen rolü oynayıp bitireceksin. kimse sahnedeki kapıcıya normal hayat da apartman temizletmiyor.
mantığı evden ayrıldığınız an bırakın.
aga bu adamlar neden böyle yapıyor diye düşünmeyin, kimse mantığını çözemedi hala, yapıyorlar işte.
kısa dönemsen çok sessiz kalma kafayı takarlar, çok samimi de olma ona da takarlar.kimseyle çok samimi olmaya gelmez.
evet o adam gerçekten sıçmayı bilmiyor.
ve evet temizlik namına da birşey bilmiyor bazıları.
gün geçirmeye çalış, herşeye öyle sazan gibi atlama, bir işi hemen bitirip bittti gomutanım diye de atlama bırak o iş uzasın...
topluluk ne yapıyorsa onu yapın. Herkes bir yanlışı yapıyorsa siz de yapın. Sivrilmeyin. Komutanlar tarafından sorulan "Aranızda şunu bilen var mı?" sorusuna hiçbir zaman cevap vermeyin. Her şeye atlamayın.
telefonunuzu satın önemi evraklar dışında yanınızda fazla eşya götürmeyin bi de imkanınız varsa son ay gitmeden evvel spor salonuna gidin kafanızı fazla bişeye yormayın zira askerde kafa rahatlığı çok önemli...
"aranızda bi milli koşucu varmış, o hanginiz?" diye sorulanda, benim bir devrem gibi atlamayın. bir angarya için, botlarla yemekhaneye kadar koşup geri gelmeniz gerekebilir.
Türkiyede her bebek bilmemkaçbin dolar borçla doğmakla birlikte erkek bebekler ekstradan bir de vatan borcu ile doğarlar. Söz konusu erkek bebeklerin yeterince şanslı olanları dönem dönem bu borcu da yine dolar cinsinden ödeme şansı bulurlarken genelde borcun tahsili 5.5 ay ile 15 ay arasında değişen süreler boyunca memleketin bir köşesinde yeşil kamuflaj giyerek kral tv izlemek suretiyle yapılır. Bu yazımızda, halk arasında askerlik, resmi evrakta mecburi hizmet olarak bilinen bu sürece daha kolay adapte olmanızı sağlayacak bazı önemli bilgileri bir araya topladık. Buyrun, bizi rahatta dinleyin:
1. "Ben bu dönem gideyim, hem biraz kafamı dinlerim, uzaklaşmış olurum" düşüncesinden artık sıyrılın. Şurada kaç kişiyiz, birbirimizi kandırmanın alemi yok. Kafa dinlemek için 180 erkekle aynı koğuşta yatılacak bir yere gidilmeyeceğini bizim kadar siz de biliyorsunuz. En güzeli yanınıza bir kulak tıkacı alın. Hiç olmazsa gece horlamalarının önüne bir nebze geçersiniz.
2. Nasıl olsa bunları bir şekilde duyacaksınız, tek kalemde biz söyleyelim de bitsin: "Askerlikte mantık aramayacaksın, mantığını nizamiyede bırakacaksın","Oralarda fazla sivrilme, çok ön plana çıkma, ama hiçbir şeyi yapamam da deme" ve "Rütbesi burasında (omuz) olandan değil, burasında (kolun üst bölümü) olandan kork"
3. Haki renge kendinizi yavaş yavaş alıştırın. Oraya gittiğinizde iç çamaşırlarınıza dek haki giyecek, ilk günlerde gece uyanıp tuvalete kalktığınızda bazı uzuvlarınızı tanıyamayarak "Nasıl bir ıspanak verdilerse her yanım yemyeşil olmuş ya" diyeceksiniz. Şimdiden alışın.
4. Sallantıda, kavgalı gürültülü ya da işte bir nedenden emin olmadığınız bir ilişkiniz varsa askere gitmeden önce muhakkak ayrılın (gerçi askere gitmeyecek olsanız bile ayrılın, öyle hayat mı geçer lan?). Şimdi siz askere gideceksiniz diye aranız normalde olduğundan çok daha iyi olabilir, geçici bir ateşkes ilan edilmiş olabilir. Bunlara aldanmayın. En fazla 2 hafta sürer o bahar havası. Sonrası ankesörlü telefon başında sevgiliyle kavga etmek ve aynı telefon aracılığıyla terk edilmektir. En iyisi bitirin öyle gidin, kafanız rahat olsun.
5. Gitmeden önce muhakkak güzel bir banyo yapın. Uzunca bir süre o banyoyu keyifle anacak olmanız bir yana, muhtemelen 2013'ün ilk günlerine dek vücudunuza sabun değmeyecek. Yıllardır işe yaramayan küveti doldurun, uzun saatler boyunca duştan çıkmayın... Zira 2013'te gireceğiniz o ilk banyo maksimum 3 dakika sürecek ve siz "Beyler 2 kere kafa 1 kere vücut yıkadım" gibi tuhaf rekorlarla avunacaksınız.
6. Ailenizle bol bol vakit geçirin. Sizi en yakın tarih olarak yemin töreninde görecekler. Siz onları belki tanıyacaksınız ama onlar 900 kadar yeşil giymiş, suratı kararmış, kulağı kızarmış birbirinin neredeyse tıpatıp aynısı asker arasında sizi ayırt edemeyecekler. Bugün Türkiye'de doğum evlerinden sonra en çok çocuk karışıklığı yemin törenlerinde yaşanıyor, bunu unutmayın. Noolur noolmaz başka bir ailenin evladı olmakla yüzleşirsiniz diye, önceki ailenize şimdiden doyun, doymaya çalışın.
7. Askerde o üniformaların içinde, herkes alabildiğine aynı görünürken, mevcut şartlar içerisinde herkesle arkadaş olabilir, işin içine biraz da duygusallık girdiğinden gereğinden fazla samimiyet kurabilirsiniz. Saçmalamayın. Askerden sonra gece gündüz sizi arayacak, "Devremmm nörüyonnn yaaa" diyerek sizi kendinizden tiksindirecek o arkadaşlara bu fırsatı tanımayın...
8. Yanınıza mutlaka vatka alın. "Şimdi kendimi gösterir, ansızın yükselirim ben orda. Yüzbaşı falan yaparlarsa, rütbeler havalı dursun omzumda" düşüncesiyle değil elbette Ayağınızı delicesine vuracak botlarınızı, üzerine ranza basarak ezdikten sonra içine koyacaksınız vatkaları... Askerlik o andan itibaren sizin için bulutlarda yürümek gibi olacak!
9. Şu ana kadar anlatılanlara bakıp "yok ben yapamıycam galiba bu işi" diyorsanız profesyonel orduya geçişin hızlandırılması yönünde çaba gösterin. Aralık celbinde gidiyorsanız eğer, bunun için önünüzde yalnızca 1-2 gün var. O nedenle elinizi çabuk tutmalısınız. 2 günde Resmi Gazetede yayınlattınız yayınlattınız. Yoksa işiniz zor biraz...
10. Son olarak askerlikle ilgili size verilen tavsiyeleri (yukarıdakiler de dahil olmak üzere) dikkatle dinleyin ve sonra hepsini unutun. Çünkü hiçbiri işe yaramayacak. Askerlik dediğiniz şey giyilen standart üniformalar yüzünden her ne kadar dışarıdan her yerde aynıymış gibi gözükse de esasen herkesin askerliği diğerinden farklıdır. O yüzden kimsenin tecrübesi kimseye fayda etmez. yaşayarak öğreneceksiniz nasılsa... Hadi hayırlı tezkereler!
gitmeyin. siz askere gitmeyince ülkede doğan bebeklerin borcu silinecekmiş diyorlar!
onu bunu bırakın da dostoyevski sibirya'ya sürgünde yaşadı bilmem kaç yıl. çoğunuz ona hastasınız. siz gidip sadece beş ay (kısa dönemler için) yapacaksınız. bundan mı korkuyorsunuz.
askerlik insana çok şey katar. başkasına anlatmayacağınız belki de yaşarken farkında olmadığınız çok şey. yaşanan her iyi veya kötü olayda olduğu gibi. abartmayın, kendinizi sınayın.
verilen görevleri yerine getirmektir. Bütün komutanlar verdiği işin yapıldığına emin olmak ister. Askerde yapabildiğin altından kalkabildiğin her isi yapmaya çalışmaktır.
Not : askerlik yan gelip yatma yeri değildir.
Küfür etmeye ve duymaya alışın, zira burda 5 vakit namaz kilan abdestsiz gezmeyen elemanlar bile, 2.haftadan sonra balataları sıyırıp , habire bir şeylere koymaya başladılar.
öncelikle tezkereniz şimdiden hayırlı olsun. Ben kısa dönem olarak yaptım o yüzden önerilerim kendi tecrübelerimle sabittir.
-bere,boyunluk,eldiven,içlik bunlar hayati önem taşır kesinlikle gitmeden alın ordan alırım falan ayağına düşmeyin gotunuz donar stok biter bilmem ne olur geberirsiniz soguktan.
-özellikle acemi birlikte hep dışarıda olacaksınız çok kalabalık olduğu için o kadar askeri kapalı alana sokmaları pek mümkün olmuyor koğuşa çıkmakta yasak bu yüzden sağlığınıza dikkat edin.
-gitmeden telefon kartı alın sevdiklerinizle iletişim kurmak her açıdan iyi gelecektir oradada satılıyor ama kalabalıktan ötürü kalmayabiliyor yada kantin görevlisinin pek sikinde olmadığınızdan kantini açık yakalama ihtimaliniz düşük olabilir yerine göre sonuçta o da sizin gibi asker.
-ben kısa dönemim beni yazıcı bilmem ne yaparlar rahat ederim diye düşünmeyin. genelde yazıcılık vs tarzında işleri uzun dönemlere verirler sonuçta onlar sizden daha uzun süre oradalar ikide birde değişim olmaması için.
-bu kısa bu uzun ayrımı yapmayın uzun dönemlerdende sağlam elemanlarla dost olabilirsiniz. herşey tahsil değildir. kalite zaten yerlerde beklentinizi buna göre tutun.
-benim gibi agresif biriyseniz kendinizi tutmayı öğrenmelisiniz. ben bu noktada devrim yaptım diyebilirim. 4 kere 5 kere bir insana aynı şeyi anlattığım olmuştur hemde sinirlenmeden.
-içerde tuvalet, banyo, hijyen, yemek ve uyku konusunda standartınız çok çok düşük olacak o yüzden gitmeden önce sağlam dinlenin dinç gidin.
-elleriniz ve ayaklarınızın sağlığı sizin için hayati önem taşır o yüzden üşenmeyin bakımını yapın kremini,pudrasını eksik etmeyin.
-şu anda yanılmıyorsam 93/4 ler falan gidiyor içerde size abi şeklinde saygı göstereceklerini beklemeyin genelde hocam derler hep. buna alışın.
-her şeye fazla atlayıp bilmişlik taslamayın. özellikle uzman çvş. larla dialoğunuzu mesafeli tutun.
-orada günler hiç geçmiyor gibi gelecek buna kendinizi hazırlayın çünkü günün 12 saati zaten ayaktasınız sabah 6-akşam 6 şeklinde bir de buna gece nöbetleri ekleniyor 1 günü dolu dolu yaşıyorsunuz.
-şafak saymayın çift hanelere ve plakalara düşene kadar saymadım moral bozar geçmiyor amk yorumları gelir. Her ne kadar bunları ben desem de hergün bir tane devreniz şu kadar kaldı diyecektir duymayın.
-Sabır da master yapmaya gidiyorsunuz şimdiden tezkereniz hayırlı olsun.
tam sıçarken yumruklanan tuvalet kapısına sesinizi kalınlaştırarak dolu diyin yoksa başınızda beklerler mk....hadi çıh lan bitmedi mi işin derler.....
ha tabi bide alaturka tuvalette sıçmayı, pis tuvaletlerde taharet alabilmeyi ve tabii sıçarken sarkan taşşakları farenin kapmasını engellemeyi öğrenmek icab eder....
askerlik budur türkiyede....işkencedir...silahın yüzünü görmeden fareli tuvaletlerde sıçıp kurtlu makaronileri yiye yiye ve lanet ede ede bitirmektir....
Askerligini tecil ettirmi$ biri olarak gecen askeriyede bana delikanli diye seslenen 27 28 ya$larindaki astegmeni du$unuyorum. Yarim saat sovdum desem yeridir. Lan ben bunun ya$indaki insanlarla sevgili oluyorum, da$$ak geciyorum bana delikanli diyor. Ulan sen kimsin diyesim geldi de diyemedim. Yani demem o ki mesela ornek verildigi gibi ben tuvaletteyken biri kapimi surekli calarsa gider agzini burnunu kirarim keza boyle de ince killi bir ki$iligim var. E $imdi ben bu kafayla askerlige gidersem suc benim mi?