başka bir bölüğün astsubayından "çavuş senin dalağını ziterim" sözüdür. kahkaha attım diye istikamet vermişti üstüne dalaksız *
neden dalak diye soramadım tabi. mevzu ise bir bölük komutanının ( yüzbaşı ) hiç alakasız bir yerde sorduğu askerlikle alakalı eğitim sorusuna ( acemi birliği ) astsubay cevap veremedi sonra döndü bana sordu ben cevap verdim diyeydi. komutan gider gitmez adam bana salladı. çok yaratıcı başka küfürler öğrenmiştim orada çok..
+ torunlarrrrrr hadi ot yolmaya yallah ?
- ot mu, benim sivildeki mesleğim neydi biliyor musun ?
+ biz burada meslek sikmiyoruz, insan sikiyoruz torun ?
Ben askerliği ankara’da Yaptım. Askerdeki ilk günlerin psikolojisi biraz yoğundur. Bir süre “ulan napıyorum ben burada” modunda gezersin sonra alışırsın. işte tam da bu ilk dönemlerde tuvaletin kapısında bir yaZı görmüştüm: Ankara’nın dikmeni, bir daha gelirsem zik beni! Askerlikle ilgili özetleyici bir cümleydi.
+yazı yazma kapıya bela açarsın başına, götürürler merkeze düzdürürler herkese.
cevap;
+yazı yazma diorsun yazıyı sen yazıyorsun, merkezde olup bitenleri sen nereden biliyorsun.
bölük komutanı verdiği bir emri yerine getirmeyen bölük çavuşuna bütün bölüğün önünde kızarak sordu;
-sen beni siklemiyor musun lan?
bölük çavuşu başı önde korkarak ama bağırarak cevap verdi;
-sikliyorum komutanım.
Talim esnasında silahını yere düşüren, ya da düzgün sabitleyemeyip düşmesine neden olan askeri, bölüğün önüne çıkarıp, kollarını uzatıp silahı üstüne koyarak, defalarca şu cümle tekrarlatılırmış.
- karıcığım senden özür dilerim!
Silah namustur anlayışından yola çıkarak zannımca.
Ama hayal edince bi gülme gelmiyor değil!
Karıcığım senden özür dile ahahahahahahah...