şırnakta görev yapan arkadaşın karakolunda geçen bir diyalog.
yeni geleen bir poşet araç komutanı olur, mayın aracı. yani komutanların aracının önünden gidip şanslıysa mayını tespit eder. geçen konuma:
poşet: e nabıyoz biz yani.
şoför: abi önden gidiyoz.
p: e o zaman s. çtık hep bizde patlar.
ş: yok abi bunların amacı rütbeliler o yüzden uzaktan kumandalı kullanıyolar.
p: hmmm.
iki ay sonra aselsan araca sinyal cihazı takar uzaktan kumandalı mayını daha önceden patlatmaya yarar.
p:(cihaza bakar) bu ne kardeş.
ş: abi böle böle (anlatır)
p: o zaman yine normal mayın kullanırlaaaar.
hassktr
acemi birliğinde asker sayısı fazla olduğundan heryere çay makinaları konmuştur. istirahat esnasında çaylar alınmış sigaralar yakılmıştır. derken eleman yaklaşır ve
-abi çayı nerden aldüz?
+şuda makina var ordan.
eleman gider makinanın çayı verdiği boşluğa eğilir ve patlatır; "kurban hele demli bi çay verde içek"
çavuşum o zamanlar. bizim acemilerin dağıtım yerlerini okuyoruz. doğulu elemanın biri deli gibi ağlıyor. annesini falan aramış. şırnak çıktı korkuyorum vs.
teğmen geldi.
+oğlum niye ağlıyorsun
-gomtanım şırnah çıktı :"(
+sen nerelisin, nerde yaşıyosun?
- hakkari gomtanım :(
+e oğlum niye üzülüyosun, uzağa gitmiyosun ki, aynı dili konuşuyonuz hahaha
- :/