görünce az bile yapılmış dediğim eylemdir.
%46 oy veren şimdi ki siyasi iradeye yine aslında tamda bu maaşı alan insanlar değilmi?
çifçi ağlar işçi ağlar ama ağlarsa anam ağlar diyeceğim yakınmadır.
bir devrimci konuşur:işçiler,köylüler falan filan.
yine aynı ezien kesim sen:komunistsin konuşma!
o zaman o dönemde susturanlar veya susarak konuşanlar şimdi çıkıp işçilere sahip çıksın.
(bkz: bekara karı boşamak kolay)
asgari ücret belirleme komisyonu nun 2008 yılının ilk altı ayı için asgari ücretli çalışana verdiği zamdır. kaba bir hesapla bu zam günde 56 kuruşa, ayda 16 ytl ye denk gelmektedir.
şimdi soruyorum :
bre müslüman evladı, akaryakıta, elektriğe, allah'ın suyuna, doğalgaza, toplu taşımaya yüzde 15'in altında zam yapmazken, ücretlere verdiğin yüzde 4 lük zam ne kadar adaletlidir? ne kadar vicdanidir ?
sadece ama sadece 1 ay için bu maaşı meclisteki milletvekillerne versek neler olur acaba ? evet biliyorum çok saçma oldu.. onlar zaten zenginler değil mi? para almasalar da olur. ye kürküm ye mantığı var zaten ülkemizde. para olmasa da olur onlarda.
ama biraz da halkı düşünün be kardeşim ! bizim kürkümüz yok ! altımızda devletin parasını ödediği arabalardan yok. devletin verdiği lojmanlardan yok.
nedir yahu ? günde 56 kuruş nedir ? ben size vereyim günde 1 ytl. olmaz mı ? bu vebali kim nasıl kaldıracak bilmiyorum. ama günde 56 kuruş zamma layık gördüğünüz bu işçiler, öbür tarafta yakanızda olacak..
bunu bu halka layık görenlerin, layık görenleri oraya getirenlerin ellerinden öpüyorum..
yapılan "zam"mın yanında şirketlerin kreş, emzirme odası vs. bulundurma zorunluluğunu kaldıran bi yasanın da yürürlüğe sokulacağı konuşuluyor. bu resmen kadınların çalışmasını kısıtlamak için yapılmış bi harekettir. 3-4 yaşlarında bi çocuğun olduğu bi evde 2 kişinin asgari ücretle çalıştığını düşünün, ki bu 435*2=870 ytl yapar.zaten kira faturalar vs çıktığında geriye kalanla geçinmek imkansız haldeyken bi de çalışanlardan birinin işi bırakmak zorunda kaldığını düşünün. eve gelen 435 ytl'yle "doya doya" geçin artık
ya da bırakmak yerine bakıcı tutacaktır ve aldığı 435 ytl lik maaşı da bakıcıya vererek "hiç değilse sigortam gitsin, belki emekli oluruz" düşüncesiyle yok yere çalışacaktır.
hükümet işçi haklarını korumadığı gibi kazanılmış haklara da müdahele etmektedir. eder tabi, mecliste işçilikten gelmiş kaç kişi var? bu ülkede işçi olmanın zorluğunu yaşamış kaç "millet vekili" var? adamların hepsi ya patron, ya da toprak ağası. kendilerini, çocuklarının, akrabalarının sahip olduğu şirketlerin karlarını kazançlarını düşünmeyecekler de sokakdaki adamı mı düşünecekler? hadi yine susalım. nasıl olsa bi semer vuran çıkar.
önce, emekli olmak için 9000 gün prim yatırma zorunluluğu getirilir çalışana, ancak her ne hikmetse, bir dönem milletvekilliği yapan -ki bu, yasada 4 yıl diye geçer- kişi, otomatik olarak emekli sandığı'ndan emekli aylığını hak etmiş sayılır.
milletvekilleri yaklaşık 7.000 lira maaş almaktadır ve hükümetin hazırladığı son tasarı ile beraber, maaşlar yaklaşık %30 zamlanacak olup, maaşlar da yaklaşık 9.000 lira olacaktır. ne kadar muhteşem ki, adalet ve kalkınma partisi hükümeti, çok adaletli bir davranış içindedir. memura %5, asgari ücrete yaklaşık olarak %3,82 -oran bu olunca 16 lirayı çok az aşıyor, yapılan zam %3,82'nin de altında- tabi bu oranlar verilirken, enflasyonun resmi olarak %8 olduğunu da belirtelim, yani verilen zam, ücreti arttırmaktan ziyade, enflasyonun kaybettirdiğini karşılamıyor bile yani alım gücünü düşürüyor, tabi tayyip erdoğan çay, simit, makarna hesabı ile ekonomi bilgisini(!) konuşturduğundan önemli değil bunlar. iş milletvekili maaşı olunca, %30 zam, kıyak emeklilik -ki bir emekli milletvekili maaşı yaklaşık 3 asgari ücrettir- üzerine eğer bir makam sahibiyse -bakan, komisyon başkanı, tbmm başkanvekili vs.- bu kıyak emekliliğe bir de makam tazminatı eklenir.
çalışan mı? kim öper yalova kaymakamını misali...
başbakanın ihtisas alanı olan dünyanın hiçbir yerinde vardır bu tür maaşlar, fazla üstüne gitmeyelim...
ekonomik olarak bakıldığında; asgari ücretin çok yüksek olması piyasada işsizlik oranını artıran ve/veya devletin aldığı vergiyi düşüren bir fenomendir. asgari ücret belirlenirken çok hassas dengeler ile hesaplar yapılmaktadır. basitçe açıklamak gerekirse; asgari ücretin 1000 ytl olduğu bir ortamda işveren ssk sı ile birlikte bir işçi için 1500 ytl gibi bir ücret ödemek zorunda kalacak, ve doğal olarak kaçak yoldan işçi çalıştırma yoluna gidecekti. demek istediğim şudur ki; asgariücret 3000 ytl olsa talep olduğu müddetçe 450 ytl gibi bir aylığa insanlar çalışmaya devam edecek, devletin kaynakları azalacaktı. piyasada maaşları belirleyen temel etken arz talep dengesi iken asgari ücret devletin optimum vergi alabilmesi için ortaya çıkarılan bir sistemdir.
sosyal olarak bakıldığında; acınacak halde olduğumuzun göstergesidir. 450 ytl ile geçinmeye çalışan milyonlarca insan varken ülkemizde refahtan bahsetmek mümkün değildir. başını yastığa koyduğunda rahat uyuyan patronlara, devlet büyüklerine lanet olsun dedirten bir seviyededir bu asgari ücret.
'canıma değsin' dedirten olay.
sen oduna kömüre oyunu satarsan, adam seni yabancıya da satar, en büyük firmalarını da satar ve böyle dalga da geçer.
içi de rahattır zaten...
ne de olsa bi dahaki seçimde kazanması da garanti gibidir..
bu sefer de limon kolonyası dağıtır, bu kadar ucuzlamıştır ne de olsa bir oy...
işçimiz evine 1 kilo daha kıyma alabilecek diye sevinmemiz gereken durumdur. aslında bu durumu işçilerin kendisi oluşturdu. kendi haklarını savunmak için kurulan işçi partileri yerine işvereni destekleyen akp'ye oy verirsen sonucuna katlanacaksın arkadaş.
pardon ya, bunu açıklayan hükmetin başındaki zat, almanya başbakanının maaşı ile falan kendi maaşını kıyaslayıp, "geçinemiyorum" diyen biriydi değil mi?