arthur schopenhauer

entry393 galeri61
    264.
  1. 263.
  2. 262.
  3. (bkz: üstat)

    Arthur schopenhauer, kadınlar hakkında söylediklerinin tamamına katılıyorum. Ve bunlara bazı kezbanların bu adamın eserlerini okumadan "artur şopenhavır annesinden nefret ettiği için kadınlara kötü bakan biriğğğğ" diye ağzını yaya yaya tespit sıçtığını zannediyorlar.

    He kezban, koskoca filozof sırf annesinden nefret ettiği için kitap yazıyor.

    Yazdıklarını ben bizzat çevremdeki kadınlardan, annemden, kuzenlerimden, kız arkadaşlarımdan, teyzelerimden görüyorum, Bizzat.

    Ve arthur schopenhauer'in sözlerinin th red pill akımının umdeleriyle bire bir uyuştuğunu düşünüyorum.
    5 ...
  4. 261.
  5. "Her insan kusurunu şunu aklımızdan çıkarmayarak değerlendirmeliyiz: Önümüzde bulduğumuz kendi kusurumuzdan başkası değildir; çünkü bunlar bizim de mensup olduğumuz insanlığın zaaflarıdır."
    2 ...
  6. 260.
  7. "Hayatın değeri tam da onun istenilmeye değer olmadığını (onu istememeyi) öğretir."
    2 ...
  8. 259.
  9. "Var olmuş olan artık var değildir; hiç var olmamış olan kadar vardır ancak. Fakat var olan her şey, bir sonraki anda çoktan var olmuş kabul edilir. Bu yüzdendir ki büyük öneme sahip, ama geçip gitmiş olan bir şey, ne kadar önemsiz olursa olsun, şu anda mevcut olan bir şeyden daha aşağıdadır."
    1 ...
  10. 258.
  11. "Her zaman daha iyi şeylerin beklentisiyle yaşıyorsak eğer,aynı zamanda çoğu kez geçmişte kalan şeyler için pişmanlık ve özlem de duyarız."
    2 ...
  12. 257.
  13. "Yalnızca her an değişip duran şimdiden ibaret olan ve şimdi sona eren bir hayatta mutluluk olmuş mutsuzluk olmuş hepsi birdir."
    3 ...
  14. 256.
  15. Sanat üreten insanlar için söylediği 'Onlar dünyanın gerçek soyluları, hakiki asilzadeleridir. Diğerleri köleler ve ırgatlardır.' sözleri ile ateş eden filozof. Terazi burcuymuş hem de. Mühim.
    2 ...
  16. 255.
  17. "Herkesin varoluşu için cezalandırıldığını ve hatta herkesin kendine özgü bir tarzda cezalandırıldığını biliriz."
    2 ...
  18. 254.
  19. "Bir tatmini, bir arzunun doyuma ulaşmasını umut edip beklemek suretiyle bir insanın peşinen yaşadığı haz ondan elde edilecek gerçek haz ve mutluluğu alıp götürür. Çünkü biz bir şeyi ne kadar bekleyip dört gözle onun yolunu gözlersek gelip çattığında ondan elde edeceğimiz tatmin de o derece azalır."
    2 ...
  20. 253.
  21. "Büyük ve canlı zevk ancak onu önceleyen büyük felaketin neticesi olarak keskin biçimde hissedilebilir; çünkü sürekli bir hoşnutluk durumuna bir eğlence veya hatta boş bir tatmin haricinde hiçbir şey eklenmez."
    2 ...
  22. 252.
  23. "...mükemmelen yolunda giden bütün işlerimizi değil, fakat sadece bizi üzüp rahatsız eden önemsiz, anlamsız, küçük bir işi düşünürüz. Acının ve ızdırabın müspet tabiatına karşılık iyiliğin ve mutluluğun menfi tabiatı buna dayanır."
    2 ...
  24. 251.
  25. Küçükken çok okudum bu adamı. Zor bir anındayken insana inanılmaz güç veren bir bakış açısı vardır kendisinin. Bazı düşünce kalıplarına deli bir baş kaldırı vardır kendisinde. Kişiliğimde eminim sağlam bir yeri olmuşur o zamanlar okumamın.

    Tavsiye ederim ama çok da kaptırmamak lazım zira hayatın bazı gerçekleri ile söyledikleri tamamen uyuşmuyor.
    4 ...
  26. 250.
  27. "Kişinin arzularının peşinde koşup durduğu şeyler sürekli olarak onu aldatır, yanlış yola yöneltir ve o sürçüp sendeler, sonunda düşer; neticede bunlar neşe ve coşkudan ziyade sefalet ve ızdırap getirirler, ta ki dayandıkları bütün temel çökünceye kadar çünkü o zaman bütün mücadelesinin, bütün arzusunun bir sapma, bir yanlış yol olduğuna kesin kanaat getirir."
    6 ...
  28. 249.
  29. Şopenhaur diye okunan felsefeci.

    Kadınlar üzerine beylik laflar etmiştir. Basılan kitapları pek güzel çevirilere sahip değildir.
    1 ...
  30. 248.
  31. eristik diyalektik'i okunmaya değer.
    özellikle politikacıların ve yöneticilerin, mevzuların düzlemlerini değiştirerek nasıl da olayları maniple ettiklerini daha iyi görebilirsiniz.
    4 ...
  32. 247.
  33. çok enteresan, haftalardır arthur schopenhauer vikipedia linki sekmem de duruyor, ara sıra girip okuyorum, genel olarak yaşamla, insan değerleriyle felsefik sözleri çok hoşuma gitmişti. hatta ilham kaynağım olabilirdi.
    ta ki, sevgili yazar ın da bahsettiği gibi kadınlara dair yazdıkları..

    sen kim köpeksin bee aşağıdaki cümleden sonra kestim attım seni arthur.

    ''Kadınlar, tabiatları gereği ilk çocukluk dönemimizin bakıcıları ve mürebbiyeleri gibi davranmaya yatkındırlar (onlar bu işler için biçilmiş kaftandırlar), bunun tek nedeni kendilerinin çocuksu, uçarı ve kısa-dar görüşlü olmalarıdır- tek kelimeyle onlar bütün hayatları boyunca koca çocuklardır, çocuk ile gerçek anlamda bir insan olan yetişkin erkek arasında bir orta nokta, bir ara merhaledirler.''

    peki ya bu,
    ''Kadınlar, herhangi bir konuda dikkate değer bir yeteneğe sahip olabilirler fakat bir dahi olamazlar''

    bu filozof dan etkilenen bir diğer filozof da nietzsche dir. ama, diğer yazdıkları konusunda etkilendiğine bahse girebilirim.
    sonuç olarak, bize yapılmış koca bir ayıptır. şiddetle kınıyorum.
    4 ...
  34. 246.
  35. 245.
  36. Kadınlarla ilgili saplantılı fikirleri ne yazık ki kendisini okuyan nietzche ye de sirayet etmiş filozoftur.

    Annesine olan nefreti ve öfkesi evrensel kadına olan objektif bakış açısını değiştirmiştir. Dilimize çevrilen aşka ve kadınlara dair isimli kitap hariç diğer eserleri okunmaya değerdir fikrimce.
    13 ...
  37. 244.
  38. Kültür kasılması gereken ortamlarda * kişinin kitap okumadığını itiraf edip akabinde örnek göstermesi gereken; Okumak, kişinin kendi kafası yerine başkasının kafasıyla düşünmesini sağlayan eylemdir sözlerinin sahibi ünlü Alman filozof. Kendi kendine düşünebilen üstün kabiliyetli insanların eserlerinde göze çarpan olguların ' kararlılık' ve ' belirlilik' olduğunu, dolayısıyla bu tür kafaların dile getirmek istedikleri her şeyi açık ve belirli şekilde bildiklerini söyler. Aşmış bir bakış açısına sahiptir, öyle ki;

    " Truth that has been merely learned is like an artificial limb, a false tooth, a waxen nose; at best, like a nose made out of another’s flesh; it adheres to us only because it is put on. But truth acquired by thinking of our own is like a natural limb; it alone really belongs to us. This is the fundamental difference between the thinker and the mere man of learning.The intellectual attainments of a man who thinks for himself resemble a fine painting, where the light and shade are correct, the tone sustained, the color perfectly harmonized; it is true to life. On the other hand, the intellectual attainments of the mere man of learning are like a large palette, full of all sorts of colors, which at most are systematically arranged, but devoid of harmony, connection and meaning. "

    '' Safi öğrenilmiş doğru bize suni bir uzuv gibi bağlıdır. Takma bir diş veya yapıştırma bir burun ya da en iyi haliyle bir başkasının dokusundan yapılma bir burun gibi, o sadece takıldığı veya tutturulduğu için bize bağlıdır; halbuki bir kimsenin kendi kendine düşünerek elde ettiği doğru tabii bir uzuv gibidir. Gerçekten bize ait olan sadece odur. Düşünen insan ile öğrenimden geçmiş olmaktan başka bir meziyeti olmayan insan arasındaki fark buna dayanır. Dolayısıyla kendi kendine düşünmesini öğrenmiş bir insanın zihinsel kazanımları güzel bir resme benzer, ki ışık ve gölge yerli yerinde, açıklık ve koyuluklar yumuşak, renk uyumu mükemmeldir. Tek kelimeyle o, hayata sadıktır. Halbuki bütün meziyeti öğrenim görmüş olmaktan ibaret olan kişinin zihinsel kazanımları her türlü renkle kaplı, olsa olsa sistematik biçimde düzenlenmiş, fakat uyumdan, bağlantıdan ve anlamdan yoksun büyük bir palete benzer. ''
    1 ...
  39. 244.
  40. kutsal damacana-itmen'de oynamış düşünür. bu da kanıtı;

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1373402/+
    1 ...
  41. 243.
  42. Kadınlar hakkında yazdıkları son derece doğrudur.
    1 ...
  43. 242.
  44. Alman filozof, yazar ve eğitmendir. (d. 22 Şubat 1788, Danzig - 21 Eylül 1860, Frankfurt am main),

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1340612/+

    bilinen bazı eserleri;

    Aşkın Metafiziği, Çeviren: Selahattin Hilav, Sosyal Yayınları.
    Mantıksal Düşünce Doktrini, Çeviren: Elif Yıldırım, Oda Yayınları
    istenç ve Tasarım Olarak Dünya, Çeviren: Levent Özşar, Biblos Kitabevi Yayınları.
    Parerga ile Paralipomena, Çeviren: Levent Özşar, Biblos Kitabevi Yayınları.
    Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar, Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi, Çeviren: Mustafa Tüzel, Türkiye iş Bankası Yayınları, ist. 2005.
    Hayatın Anlamı, Toplu Eserleri-3, Çeviren: Ahmet Aydoğan, Say Yayınları, ist. 2007.
    insan Doğası Üzerine, Çeviren: Elif Yıldırım, Oda Yayınları, ist. 2013
    "Bilim ve Bilgelik", Çeviren: Ahmet Aydoğan, Say Yayınları, ist. 2014
    5 ...
  45. 241.
  46. Bu gençken istanbul'a gelmiş.Hamamda yıkanırken ......... yapmışlar.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük