arkhaios ve logos kelimelerinin bileşiminden oluşup, eski bilim, eskinin bilimi gibi anlamlara gelir ve eski kültürlere/varlıklara ait sanat eserlerini inceleyip, onları tarif ve tasnife tabi tutan, tarihlendiren ve yorumlayan bilim dalıdır.
arkeologun kazi alani kitaba benzer: devamini okumak icin elimizdeki kitabin sayfalarini nasil cevirirsek, o da alttakilere ulasmak icin her katmani sirayla kazar.
insanoğlunun elinden çıkmış maddi kültür kalıntılarının yardımıyla antik çağ tarihini ve kültürünü kurgulamaya çalışan bilim dalıdır.
arkeolojinin önemi yazının bulunmadığı tarih öncesi dönem için daha da artar. çünkü bu dönem bilgilerimizin yegane kaynağıdır.
eskinin bilimi diye açıklanıyor. kazıbilim değilmiş.
gerçi memleketimizde arkeolojiye dair hiçbir söyleme önem verilmiyor. çok fazla kaynağımız olmasına rağmen hem de.
efes antik kenti arkeolojik çalışmalarını 113 yıldır avusturya arkeoloji enstitüsü yürütüyor mesela. amacı nedir bilemiyorum.
kazı heyeti başkanı olarak hep profesör yollayan avusturyalılar, bu sefer bir doçenti görevlendirdiler efes'teki kazılarda.
bizse buna itiraz ettik. gururumuza yediremedik. nasıl doçent yollanır ülkemize dedik, profesör dururken??
ve ekledik: "eğer istediğimiz yapılmazsa kazı çalışmalarında türk bilimadamları görevlendirilecektir."
şu ali kıran baş kesen tavra, tehditkar sözlere bir bakın hele.. resmen dünyaya kafa tutuyoruz!
prehistorya,protohistorya ve klasik arkeoloji olmak üzere 3 bölüme ayrılır.ülkemizde müthiş bir potansiyel vardır ama bu potansiyel gerek ilgisizlikten,gerek bütçe yokluğundan değerlendirilememektedir
bir çok mumya,mısır,tanrılar ve türevlerini içeren filmleri izledikten sonra bünyede uyanan bir histir dur gidipte bende arkeoloji okuyayım durumu. eşelemek iyidir. gömü bulma ihtimali oldukça düşüktür. zor bir bölümdür. degişik diller ögretiyor olması cabasıdır. ***
Küçücük bir çocukken anneme belgeseldeki arkeologları gösterip anne bende bunlar gibi olucam! dediğimde annemin gülüp geçtiği ve herkese hatta babamın boşta geziceksin sen tarzı laflarına rağmen seçtiğim bölüm. He bide arkeoloji bölümünü seçtiğinizi öğrenen çevre çok güzel mezar kazıcısı mı olacaksın diye dalga geçer. Ama herşeye rağmen herkesin gittiği işletme tarzı bölümleri okuyup bir şirkette akşama kadar bilgisayarın başında çalışmak yerine mezar kazarım daha iyi dedirten bir sevgi besliyorum kendisine.
insan hayatının, ne kadar kısa olduğunu gözümüze sokan bilim dalıdır. insanların eve girmek için kullandığımız kapıları icat etmesi 6000 yıl sürmüş. öncesinde evlerin damlarından içeri giriyorlarmış. vahşi hayvanlardan korunmak için olabilir. hatun kişi kaçamasın diye olabilir. olur yaniee.
tarih kitaplarına kaynak çıkaran meslek, fedakar insanların mesleği... güvenlik güçlerinin engellemesi gereken şeyleri (tarihi eser kaçakçılığı, mezar soygunculuğu) arkeoloklar engelemek zorunda kalıyor.
yalvaç'ın her hangi bir köyünde roma dönemine ait çok önemli parçaları görüp ilçenin müzesine bildiren ve müzenin "oraya gidecek aracımız yok ve bunları koyacak depomuz yok" gibi bir sözüyle karşılaşanların mesleği...
akşam yattığında sevgilisini düşündüğü kadar, bu parçaları da düşünenlerin mesleği...
Kesinlikle en çok özveri isteyen bilim dalıdır. ayrıca bu işi türkiye'de yapıyorsanız göstereceğiniz özveri ikiye hatta üçe katlanır. öğrenciyken 5 para almadan çalışırsınız ve adeta işçilerden daha ağır fiziksel güç sarfedersiniz. bütün arkadaşlarınız eşiniz dostunuz yazın tatilde denize girerken, siz sabahın 5'inde kalkıp tozun toprağın içinde tepenizdeki öldürücü sıcaklar altında kazma sallarsınız. diğer avrupalı arkeologlar ve avrupa disiplini görmüş türk arkeologların ekiplerindeyseniz işiniz daha az yorucu olur; amma velakin erzurum ve akdeniz üniversiteleri ekolünde yetişmişseniz, siz birer ayısınızdır: günde 18 saat çalışsanız bile gıkınız çıkmaz. bunların dışında, zehirli böceklere karşı tehlikeler atlatmak, çalıştığınız coğrafyaya bağlı olarak yaz yangınlarının ortasında kalmak veya -yine çalıştığınız ekip ve bölgeye göre direkt orantılı olarak- kazı yaptığınız yerin yerli halkıyla gireceğiniz kavgalar arkeoloji biliminin bonuslarıdır. özellikle tarihi eser meraklısı, kaçakcı (defineci) yerel halk ile girilen kavgalar bazı arkeoloji bölümlerinde efsaneleşmiş hikayeler barındırmaktadır.
ayrıca bu işe gönül verdiyseniz ve akademi yapmak istiyorsanız, şimdiden bilin çok parasız kalacaksınız. hiçbir zaman yaz tatili diye bir lüksünüz olmayacak...
fakat: tüm bunlara rağmen, o sıcağın altında 2000 yıl sonra ilk defa sizin dokunacağınız bir eser, her türlü zorluğa değdiğini gösterecek insana.
"bin yıllar sonra
parmaz izleriniz dokunacak
birbirinize."
okuduğum ve arkeolog olarak mezun olmayı umduğum bölüm. anadolu üniversitesinin side de yaptığı kazı ekibine katılarak hakkında daha fazla şey öğrenmeyi istediğim bilim dalı...
çok subjektif olduğu için gelen edit: üniversitede okunabilen ve arkeolog olarak mezun olunabilen bölüm. kazı çalışmalarına katılınarak hakkında daha fazla şey öğrenilebilecek bilim dalı...
" Bir elimde ampula bir elimde bulla, umurumda mı ki bu dünya. Her gün başka bir höyükte, her gün başka bir gridde yuvarlanıp gidiyorum sefam olsun oh oh. " şeklinde şarkılar söylerek kazılar yapan, tarihin başlangıcından doğu roma imparatorluğunun başlangıcına kadar olan süreci inceleyen bilim dalıdır.
okumak istediğim bölümlerden biridir. ama ailenin verdiği tepkilerden dolayı tercih listesine girmeye bile hak kazanamamıştır. tarihle iç içe olmayı gerektirir.
herkes okuyamaz herkes arkeolog olamaz. arkeolog olmak için arkeoloji sevmeniz lazım, hayatınızdan bazı fedakarlıklar yapmanız lazım. bir şekilde okul biter ama eğer sevmiyorsan arkeolog olamazsın.