arkadaşıyla iddialaşıp bir kızın gururuyla oynamak

    1.
  1. sene bundan 12 sene önceydi. aslında başlangıçta aramızda aşırı kuvvetli şeyler yoktu normal kanka modundaydık.(o zamanlar bu kelime çok popülerdi şimdi kullanmıyorum kesinlikle) sonra aradan aylar geçti kardeşim muhabbeti falan yapıyorum böyle içimde gram birşey yok bi karıya gitmediğimiz kalmış gibi rahatız. bir gece saçma sapan şarkılar yollamaya başladı içinde farklı şeyler olduğunu söyledi yine ciddiye almadım sallama lan filan dedim. baktım işi ilerletiyor etrafıma soruyorum ben de ağırdan satıyormuşum kendimi. müsaade filan istedim bir kaç gün. kalkıp da kanka dediğim insanın elini tutmak gözünün içine bakmak bunlar zor şeylerdi kabullenmek için. elini bi komik espri olduğunda rapçi selamlaşması için tutmuşum onun dışında yok. neyse ben okey verdim tamam deneyelim dedim. nasıl olsa ayrılırız diye düşündüm. ama vaktimiz o kadar güzel geçmeye başladı ki roller de aradan zaman geçtikçe değişmeye başladı. 1 yıl mükemmel uyumla geçti. sonra meğer ben ne körmüşüm görememişim işler çok sarpa sarmış. arkamdan dönmeyen dolap kalmamış. ben okula geliyorum 2-3 tane çocuk var yüzüme bakıp gülüyorlar ben anlamıyorum neye öyle baktıklarını. sonra görüşüyoruz buluşuyoruz filan nasıl mutluyum elini tutmak için yazın ortasında terlemeyi göze alıyorum avuç içim sırılsıklam oluyor o elini çekiyor ben üstüme kurulayıp yine uzanıyorum eline. gittikçe köpek muamelesi görmeye başladım o dönemde zorla sigara içirmeye çalıştı bana alıştırdı. arkadaşken ver şundan bi nefes dediğimde yok saçmalama deyip çekiyordu sigarayı şimdi iç bi bak şuna ısrarlarıyla alıştırdı. okula gidince haberi olmayan adamlar bana sigara paketi filan armağan ediyorlar. anlaşılıyor heralde diye düşünüyorum şüphesiz enayi gibi gülümsüyorum. sonra bana yüzük aldı kroluk bu ya ben bayıla bayıla taktım yüzüğü ertesi gün okula öyle gittim. daha giriş kapısında alkışlamaya başladılar beni utancımdan yerin dibine girdim ne oluyor diye. sonra yanıma gelip bir de yüzük almış diye takmış diye gülmeye başladılar. neye uğradığımı şaşırdım donakaldım. hemen o sinirle aradım onu açmadı. kendimi inanılmaz salak hissediyordum. yüzüğümü çıkardım hemen cebime koydum o hışımla onun okuluna gittim okuldan fırlayıp. hiç ummadığım saçma sapan bir ifadeyle soğuklukla karşıladı beni. aldım yüzüğü fırlattım suratına cebimden söker gibi çıkarıp. ee napıyım yani dedi takmak istemiyorsan takma meraklısı değiliz biz de. kelimeleri duyan kulaklarım mı onları o mu konuştu ben miyim bu nerdeyim kimim hepsi karıştı birbirine.. çöktüm kurduğum hayallerin hepsini yıkmak zorundaydım şimdi aldığı boktan yüzüğü fırlatmasam mıydı acaba hata mı ettim onu kaybettim benim yüzümden oldu diye bi süreç geçirdim kendimi suçlayarak. beni hiç aramadı ben aradım birkaç kere açmadı. mesajlarıma cevap vermedi uzun uzun destanlar yazdım umursamadı hayatı mükemmel mutlulukla geçiyordu. aradan vakit geçtikçe zihnim sadeleşti sinirle üzgünlükle değil de normal insan gibi sorgulamaya başladım olayları. dostluğumuzu satmasını yediremedim ama hiçbir zaman. arkadaşlarıyla girdiği iddiaları sonra öğrendim. aralarında para toplayıp aldıklarını bilsem takar mıydım o yüzüğü? çocukluk saflık işte tertemiz duygularıyla oynamak bu kadar kolaymış bir insanın. o kadar zaman başkasıylaymış zaten ama değer miydi bir dostluğu bitirmeye bilmem.
    18 ...
© 2025 uludağ sözlük