Her sabah olduğu gibi işe gelirsin. Bir bakarsın işe yeni bir eleman alınmış.Al bakalım yeni şefin tanış derler. Tipe bakarsın Allahım Allahım bu ne böyle uzun kıvırcık şaçlar her biri ayrı uçuşuyor. Hoşgeldin der demez bana bey diye hitap edeceksin der yaşı bana çok yakın olmasına rağmen. bir yığın ültimatom vermeye başlar. Of dersin işimiz var bununla. Gel zaman git zaman öğle yemekleri akşam yemekleri derken bir akşam taksime çıkılır. Bakarsın o somurtkan adam gitmiş yerine bir espri kumkuması gelmiştir. inanamazsın insanların bu kadar değişebileceğine iş dışında.Gel zaman git zaman en yakın arkadaşın sırdaşın olur. işle ilgili herşeyi öğretmeye başlar. Bilgilerini paylaşır. Günlerden bir gün veda zamanı gelir yurt dışında dil eğitimi almam için kafamın etini yemiştir ve herşey iyi sonuçlanmıştır. Yerime de en yakın arkadaş bırakılmıştır.Bir ay hep beraber çalıştıktan sonra kız arkadaşın bizim şefe aşık olduğu gözlenir. Hayırlısı olsundur. Bir gün tatil için gidilen ülkeden dönülür . hemen buluşulur özlem giderilir. Erkek arkadaşla tanıştırılır fikirleri alınır. Herşey çok güzeldir o akşam veda zamanı gelir gelip te sarılmaz ne olsa biz yanına geliyoruz bir hafta sonra der vedaları da sevmem. Gülerek vedalaşılır. Tam iki gün sonra haberi gelir.kaybettik diye Neyi kaybettiğimizi anlamam öyle uzun sürer ki aynı isimde ki herkes sayılır. Bir tek can arkadaş düşünülmez.
Dünya o an başınıza yıkılır. Bu mudur bu kadar mıdır hayat denilen. Hayatı bu kadar çok seven mi gidermiş en önce. oysaki daha gidilecek tatiller yaşanacak aşklar taşınılacak deniz manzaralı evler vardır. acaba onu kıracak bişeyler yaptım mı diye düşünülür önce sonra isyan gelir neden o ya bu kadar gençken denir .iş yerinin yeni hali içini açıtır . Yerinde başka birileri oturur zaman geçer yavaş yavaş herşey unutulur. Denize bu kadar aşıkken çöl gibi bir yer olur yeni evi, toprağı. Velhasıl kelam hayat kısadır. hiç bir şeyi ertelemeye gelmez ...