“'Gayr-ı meşru bir muhabbetin neticesi, merhametsiz azap çekmektir.' kaidesi sırrınca, siz, fıtratınızdaki Cenâb-ı Hakkın zât ve sıfât ve esmâsına sarf edilecek muhabbet ve marifet istidadını ve şükür ve ibâdât cihâzâtını nefsinize ve dünyaya gayr-ı meşru bir surette sarf ettiğinizden, bil’istihkak cezasını çekiyorsunuz.
Çünkü Cenâb-ı Hakka ait muhabbeti nefsinize verdiniz; mahbubunuz olan nefsinizin hadsiz belâsını çekiyorsunuz. Çünkü hakikî bir rahatı, o mahbubunuza vermiyorsunuz. Hem onu, hakikî mahbub olan Kadîr-i Mutlaka tevekkül ile teslim etmiyorsunuz, daima elem çekiyorsunuz.
Hem Cenâb-ı Hakkın esmâ ve sıfâtına ait muhabbeti dünyaya verdiniz ve âsâr-ı san’atını, âlemin esbabına taksim ettiniz; belâsını çekiyorsunuz. Çünkü, o hadsiz mahbuplarınızın bir kısmı size Allaha ısmarladık demeyip, size arkasını çevirip, bırakıp gidiyor."
Allah önce can sağlığı versin kardeşim aşk acısı da neymiş?
Takma kafana fazla herşeyin ilacı zaman şunu düşün o aşk acısı çektiğin kişinin umurunda bile değilsin değmez yani.
Başına başka, büyük bir musibet gelen kişi o acıyı anında unutur, bir saçmalıktan ibaret olduğunu derinlemesine anlar. Başındaki musibet geçsin de isterse hayatının sonuna kadar tek başına yaşasın diye düşünmeye başlar.