kadıköy vapur iskelesine doğru telefonla konuşarak yürüyorsunuzdur, birden arkadan eteğinizin kaldırıldığını hisseder öfkeyle geriye dönersiniz ve eteğinizi kaldıran orta boylu, esmer, kirli sakallı bakımsız yabancıyı görür "naptığını sanıyorsun, pis sapık, hemen polis çağırcam" diye bağırırsınız, bunun üzerine yabancı "şeyy ben aa ben yani kötü bir şey yapmıyordum ki, eteğinizin arkasında örümcek vardı, şey onu aldım işte" der. siz ise sizi zehirli örümcekten kurtarmaya çalışan bu iyi kalpli yabancıyı yanlış anladığınız için çok mahcub olur, kendinizi affettirmek için onu eve bir fincan çay içmeye davet edersiniz.
ya adam yabancı ya kız yalancı. hem etek kaldırıyor, hem iyi kalpli, hem yabancı, çelişkiler yumağı resmen, bu da kahve içmeye çağırıyor. Ben anlamadım ki nasıl bi senaryo bu.