arif nihat asya

entry115 galeri7
    51.
  1. şimdi hakkında ileri geri konuşmak istemiyorum ama kendisi ''bayrak şairi'' olarak tanınır , buna ''türk , bayrak , allah'' gazını ver bulduğu gavuru denize atsın , öyle bi tiptir kendisi.

    lirik, epik her türde yazmışlığı vardır. en önemlilerini saymak gerekirse eğer , şiirde; heykeltıraş , bir bayrak rüzgar bekliyor, kökler ve dallar, dualar ve aminler
    düzyazı; kanatlar ve gagalar , erikli kapı
    2 ...
  2. 52.
  3. 53.
  4. marş
    gök mavi, başak sarışın...
    tadı ne güzel barışın!
    karları ılık olacak,
    yarın yuvalarda kışın.

    on altı yaş kucağına
    koşabilir yirmi yaşın,
    kanatları üzerinde,
    aşkın, dileğin, alkışın.

    gök mavi, başak sarışın...
    tadı, ne güzel barışın!
    fakat senin on savaşa
    değer, ey yurt, bir karışın!
    0 ...
  5. 54.
  6. YOL

    Kendine yorma her şeyi
    Kendi için güzel, iyi.
    Zorlamadan mesafeyi,
    Yolları sıkmadan yürü!

    Hükmü mü var boyun enin,
    içten açıksa yelkenin.
    Yollar içindedir senin,
    Yollara çıkmadan yürü.

    Hiç kıyılır mı basmağa
    Lâleye, gülle zambağa...
    Öyle hafifle, toprağa
    Gölge bırakmadan yürü!

    Sormadan Aslı semtini
    Doldur ışıkla testini.
    Yen bu güreşte kendini;
    El seni yıkmadan yürü!

    Bir şakadır sıcak, soğuk.
    Köprü yıkık ve yol bozuk
    Olsa da, ey garip çocuk,
    Sen-yine- bıkmadan yürü!

    Ellere örtü gömleğin...
    Gölge kuşan, güneş giyin.
    Kuytularında isteğin
    Şimşeğin çakmadan yürü!

    Ufka düşen karaltıda
    Bir gibidir yapıyla dağ..
    Çevre karanlık olsa da
    Lâmbanı yakmadan yürü
    0 ...
  7. 55.
  8. Vazoyla saksının farkını sen söyleme, çiçeklerden sor!

    Arif Nihat Asya
    0 ...
  9. 56.
  10. --spoiler--
    Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:
    Yer yüzünde yer beğen!
    Nereye dikilmek istersen,
    Söyle, seni oraya dikeyim!
    --spoiler--

    ruhu şad olsun.
    3 ...
  11. 57.
  12. bugün ölüm yıl dönümüdür. allah bi'kez daha rahmet eylesin.
    1 ...
  13. 58.
  14. 59.
  15. "kafatsçı" deyimini yanlış anlamış dörtlük yazarıdır. biz sana kafatasın yok demedik sayın asya. bilimsel olarak kafa tasının ne işe yaradığını da hepimiz biliriz. "kafatasçılık" bir deyim olarak kullanılır, ve deyimler çoğu kez abstrait anlamlarıyla kullanırılırlar.

    son olarak: (bkz: laf söyledi bal kabağı)

    --spoiler--
    bize ‘kafatasçı’ diyenler, kafatasının dimağa kalkan olmak için yaratıldığını, tassız kafanın -yalnız- ahtapotlarda bulunduğunu duymamış olanlardır
    --spoiler--

    heytt bee. lafa bak. insanın dimağını kilitliyor..
    1 ...
  16. 60.
  17. “Hastalık, sevgisizlik, öksüzlük…
    Neler geçirdim ben!
    Çıkabilseydi bir, "güzel" diyecek
    Güzelleşirdim ben!”
    — Arif Nihat Asya
    1 ...
  18. 61.
  19. Çevrende hıyanetleri yıksan yeniden !
    Mel’unları topraklara tıksan, yeniden !
    Ey en büyük insandan alan ilk adını,
    Bir bayrak olup Samsun’a çıksan, yeniden!

    sözleri şiirselleştirmiş mükemmel yazarımız. Ruhu şad olsun.
    2 ...
  20. 62.
  21. bu toprakların şairi.faşist diyenlerin ya ibnedir ya da edebiyattan anlamazlar.kaale almayın. 2 satır nazım hikmet okumadan arif nihat asya eleştirisi yapan solcumsulara selam olsun.bir bok bilmiyorsunuz ve daha kötüsü bok gibi kokuyorsunuz.
    3 ...
  22. 63.
  23. Hasta ruhlu bir faşodur... Şairmiş.... Katiller ne zamandan beri sanatın estetik ruhu kapsamında kabul görüyor ki literatürde?
    1 ...
  24. 64.
  25. Kaliteli şiirler yazan vatan şairi.
    0 ...
  26. 65.
  27. Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;
    Dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek;
    Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek

    Yürü, hâlâ ne diye oyunda oynaştasın ?
    Fatih'in istanbul'u fethettiği yaştasın.!

    Sen ne geçebilirsin yardan, anadan, serden....
    Senin de destanını okuyalım ezberden...
    Haberin yok gibidir taşıdığın değerden...

    Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın...
    Fatih'in istanbul'u fethettiği yaştasın.!

    Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini...
    Göster : Kabaran sular nasıl yıkar bendini ?
    Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini

    Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın;
    Fatih'in istanbul'u fethettiği yaştasın.!

    Bu kitaplar Fatihtir, Selimdir, Süleymandır.
    Şu mihrap Sinanüddin, şu minare Sinandır.
    Haydi artık uyuyan destanını uyandır.!

    Bilmem, neden gündelik işlerle telaştasın
    Kızım, sen de Fatihler doğuracak yaştasın.!

    Delikanlım, işaret aldığın gün atandan
    Yürüyeceksin... Millet yürüyecek arkandan !
    Sana selam getirdim Ulubatlı Hasandan ....

    Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın;
    Fatih'in istanbul'u fethettiği yaştasın.!

    Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin !
    Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın!
    Yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın...

    Yürü, hâlâ ne diye kendinle savaştasın ?
    Fatih'in istanbul'u fethettiği yaştasın.!

    Arif Nihat ASYA
    0 ...
  28. 66.
  29. “Perdeleri örtük, lambaları sönük, sırtında yıllar yük, hatıraları kırık dökük, bir yer olacak orada adı Kerkük.”
    0 ...
  30. 67.
  31. y mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü
    Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü.
    Işık ışık, dalga dalga bayrağım,
    Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.

    Sana benim gözümle bakmayanın
    Mezarını kazacağım.
    Seni selamlamadan uçan kuşun
    Yuvasını bozacağım.

    Dalgalandığın yerde ne korku ne keder...
    Gölgende bana da, bana da yer ver!
    Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar!
    Yurda, ay-yıldızının ışığı yeter.

    Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün
    Kızıllığında ısındık;
    Dağlardan çöllere düşürdüğü gün
    Gölgene sığındık.

    Ey şimdi süzgün, rüzgarlarda dalgalı;
    Barışın güvercini, savaşın kartalı...
    Yüksek yerlerde açan çiçeğim;
    Senin altında doğdum,
    Senin dibinde öleceğim.

    Tarihim, şerefim, şiirim, herşeyim;
    Yer yüzünde yer beğen:
    Nereye dikilmek istersen
    Söyle seni oraya dikeyim! en beğendiğim şiiridir.
    0 ...
  32. 68.
  33. Kalk Yiğitim!

    Kalk yiğitim, yine dağbaşını duman aldı...
    Parçalandı bir kıtanın toprakları,
    Aslan payını aslan olmayan aldı...
    Kalk yiğitim, yine dağbaşını duman aldı.

    Tulgalı, tulgasız başlar alayı...
    Kanadlı, kanadsız kuşlar...
    Aşılmamış dağlar, çıkılmamıs yokuşlar...

    Dağları, tasları akar sulariyle
    Şu tanıdık toprakta
    Bir büyük dünya parçası
    Fatihini aramakta.

    Dünyayı ahretten ayıran
    Duvarları yık da gel,
    Ay doğar gibi, gün doğar gibi
    Şu kıpkızıl ufuktan çık da gel!

    Kalk yiğitim, yine dağ başını duman aldı.
    Parçalandı bir kıtanın toprakları;
    Aslan payını aslan olmıyan aldı...
    Kalk yiğitim, yine dağbaşını duman aldı.
    0 ...
  34. 69.
  35. Bize bir nazar oldu. Cumamız Pazar oldu.
    Ne olduysa hep azar azar oldu!
    Ne şöhretten hastayız, ne de candan hastayız.
    Ne ruhça ne vücutça ne de kandan hastayız.
    Avrupa’ya bir değil iki pencere açtık.
    Uzun yıllardan beri cereyandan hastayız.
    Batı, batı diyerek eyvah hep batıyoruz.
    Yaklaştıkça her sene özyurdumda yılbaşı.
    Yapılır milletime Frenkçe sahte aşı. Buna ağlar ağacı hem toprağı, taşı. Batı, batı diyerek eyvah hep batıyoruz. Sen Hıristiyan mısın? Diye sorsan darılır. Yılbaşında hindi kaz yemesine bayılır. Çam deviren hindi ki nasıl mümin sayılır. Bilmiyoruz çoğumuz ne edip yapıyoruz. Batı, batı diyerek eyvah hep batıyoruz”
    1 ...
  36. 69.
  37. vefatının 40. yılıdna rahmetle andığımız büyük şair.
    mekanı cennet olsun.
    0 ...
  38. 70.
  39. "Yasamaktan mi yorgunum bilmem..
    Seni gunlerdir beklemekten mi..."
    0 ...
  40. 71.
  41. 72.
  42. Bayrak
    Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü
    Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü.
    Işık ışık, dalga dalga bayrağım,
    Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.

    Sana benim gözümle bakmayanın
    Mezarını kazacağım.
    Seni selamlamadan uçan kuşun
    Yuvasını bozacağım.

    Dalgalandığın yerde ne korku ne keder...
    Gölgende bana da, bana da yer ver!
    Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar!
    Yurda, ay-yıldızının ışığı yeter.

    Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün
    Kızıllığında ısındık;
    Dağlardan çöllere düşürdüğü gün
    Gölgene sığındık.

    Ey şimdi süzgün, rüzgarlarda dalgalı;
    Barışın güvercini, savaşın kartalı...
    Yüksek yerlerde açan çiçeğim;
    Senin altında doğdum,
    Senin dibinde öleceğim.

    Tarihim, şerefim, şiirim, herşeyim;
    Yer yüzünde yer beğen:
    Nereye dikilmek istersen
    Söyle seni oraya dikeyim! arıf nıhat asyanın şiir defterınden alınmış bır şiirdir.
    3 ...
  43. 73.
  44. mezarı en son harabe halinde idi. umarım düzelmiştir.
    1 ...
  45. 74.
  46. Şehitler tepesi boş değil,
    Biri var bekliyor.
    Ve bir göğüs, nefes almak için;
    Rüzgar bekliyor.
    Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye;
    Yattığı toprak belli,
    Tuttuğu bayrak belli,
    Kim demiş meçhul asker diye?
    Destanını yapmış, kasideye kanmış.
    Bir el ki; ahretten uzanmış,
    Edeple gelip birer birer öpsün diye faniler!
    Öpelim temizse dudaklarımız,
    Fakat basmasın toprağa, temiz değilse ayaklarımız.
    Rüzgarını kesmesin gövdeler
    Sesinden yüksek çıkmasın nutuklar, kasideler.
    Geri gitsin alkışlar, geri,
    Geri gitsin ellerin yapma çiçekleri!
    Ona oğullardan, analardan dilekler yeter,
    Yazın sarı, kışın beyaz çiçekler yeter!
    Söyledi söyleyenler demin,
    Gel süngülü yiğit, alkışlasınlar
    Şimdi sen söyle söz senin.
    Şehitler tepesi boş değil,
    Toprağını kahramanlar bekliyor!
    Ve bir bayrak dalgalanmak için;
    Rüzgar bekliyor!
    Destanı öksüz, sükutu derin meçhul askerin;
    Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye
    Yattığı toprak belli,
    Tuttuğu bayrak belli,
    Kim demiş meçhul asker diye?..
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük