bütün semavi dinler aynı arap topraklarından çıkmıştır sırasıyla ve yayılmıştır. isteyende istedigini seçmiştir.
bunlara musevilik, hristiyanlıkta dahildir.
edit: hristiyanlıkta ise zorla seçtirilmeye çalışılmıştır.
(#8469734) mesaj sahibinin kaç yaşında oldugunu merak ettigim söylemdir. azıcık tarih okumayla dinlerin nerden geldigini ögrenebilir. olmadı haçlı seferi ni konu alan filmleri izleyebilir.
--spoiler--
Tevrat'ınkinin "ırkçılığı"nı herkes bilir de, "Kur'an'ın Tanrı'sı"nın "ırkçılığı"nı çoğu kimse bilmez. Ve kimi "iyi niyetli aydınlar" bile; Kur'an'ı ve "Tanrı"sını "evrensel" sanır. Oysa, Kur'an'ınki, Tevrat'ınkinin bir çeşit "kopya"sıdır. Bunu, bu "Tanrı"nın "israiloğulları"nı nasıl tanıttığından bile anlamak mümkün:
"En üstün toplum, israil toplumu"
Buna, kimileri şaşacaklar. Ne ki, bir gerçek. işte ayetler:
Kur'an'ın "Tanrı"sı, tıpkı, Tevrat'ın "Tanrı"sı "Yehova" gibi, iki yerde, aynen şöyle seslenir:
"Ey israiloğulları! Size verdiğim nimeti ve sizi dünyalara üstün kıldığımı hatırlayın." ( Bakara, ayet: 47, 122. Diyanet çevirisi.)
Bir yanda islam dünyasındaki "yahudi düşmanlığı", öbür yanda da, Kur'an'daki "Tanrı"nın "israiloğulları"na böyle seslenişi... Bir çelişkidir bu. Bunu da geçelim.
Arap toplumundan başkası "muhatap" değil
Kur'an'da birçok şeyler anlatılır. "Kaynaklar"ı biliniyor bugün. Ama "Tanrı"dan diye sunulur. Bu "Tanrı"yla "insanlar" arasında, daha doğrusu, "zaman"ına göre "bir kesim insanlar", "bir toplum" ya da "bir toplumun kesimi" arasında da bir "elçi". "Tanrı Elçisi" diye sunulur. "Peygamber" deniyor. Kur'an'da anlatılan o ki, "Tanrı" şu açıklamayı yapmakta:
--"Biz her peygamberi, kendi toplumunun diliyle gönderdik. ille de böyle yaptık ki, o toplumdan olanlara anlatabilsin." (Iibrahim suresi, ayet: 4.)
Demek ki, Kur'an'a göre, "Tanrı'nın elçisi"nin bir "toplum"u var. "Elçi", "ırk"ından geldiği bu "toplum"la "Tanrı" arasında yapar aracılığını. Ne iletecekse bu "toplum"a ve "kendi diliyle" iletmekle yükümlü. Kur'an'da anlatılan bu. Yine buna göre; Muhammed de bu yükümlülüğü taşımakta. Onun da bir "toplumu" var ve o da "Tanrı"sıyla bu "toplum" arasında "aracı".
Kendilerini "müslüman" sayan "Türkler"i Muhammed, "müslüman" saymak şöyle dursun; "düşman" diye ilan etmiştir. islam dünyasında en sağlam kabul edilen hadis kitaplarında da bu var. Başlı başına bir bölüm olarak. Bölümün adı da çok ilginç: "Kıtalu't-Türk". Anlamı da: "Türklerle öldürüşmek(savaş)". Buhari'de, Ebu Davud'da ve Tirmizi'de bölümün adı bu. ibn Mace'de "Babu't-Türk", yani "Türkler Bölümü". Müslim'deyse, "Kıyamet alametleri" arasında yer alıyor.
Muhammed, "Peygamberliğinin bir kanıtı" olarak, gelecekten haber verirken, "Kıyametin bir alameti" olarak "Türklerle nasıl çarpışılacağını, "müslüman"ların, "Türkleri nasıl öldürecekleri"ni de anlatıyor. Hem "Türk" diye ad vererek, hem de "tarif" ederek, yüzlerinin, gözlerinin, burunlarının, derilerinin, renklerinin nasıl olduğunu anlatarak. Anlaşılan o ki, Türkler konusunda kendisine bir takım bilgiler verilmiş. Muhammed'in anlatmasına göre, "Türklerle öldürüşme", taa "Kıyamet"e dek söz konusu. Kıyametin bir alameti" olarak da "müslümanlar", yeryüzündeki "Türkleri öldürüp temizleyecekler". Yoksa "kıyamet kopmayacak".
işte hadislerden bir kesim:
- Müslümanlar, Türklerle öldürüşmedikçe, kıyamet kopmayacaktır. Yüzleri kalkan gibi, üst üste binmiş(kalın) derili olan bu toplumla.... kıl giyerler."( Bkz. Müslim, e's-Sahih, Kitabu'l-Fiten/62-65, hadis no:2912; Ebu Davud, Sünen, Kitabu'l-Melahim/9 Babun fi Kıtali't Türk, hadis no: 4303; Nesei, Sünen, Kitabu'l-Cihad/Babu Gazveti't-Türk...)
--"Siz (müslümanlar), küçük gözlü, basık burunlu, yüzleri kalkan gibi, derisi üst üste binmiş olan toplumla öldürüşmedikçe kıyamet kopmayacaktır." (Buhari, e's-SAhih, Kitabu'l-Cihad/96; Müslim, e's-Sahih, kitabu'l-Fiten/62 hadis no: 2912; Ebu DAvud, Sünen, hadis no: 4304; Tirmizi, h. no: 2251; ibn Mace, h. no: 4096-4099)
Bunlar bulduklarım; Kuran'da ve Hadis kitaplarında olan şeyler, bu yüzden kininiz bana olmasın. Araştırın kitapları bulun. Ayetlerin çevirisine çok rahat bakabilirsiniz...
--spoiler--
edepsizliğin daniskası bir ifadedir. islam türklerin çok büyük bir kısmının benimsediği ve gönül verdiği dindir. böyle ahlaksızca sözlerle bu dine hakaret etmek yanlıştır. beğenmeyen başka din seçebilir. beğenmeyen türkiye'yi, türk ulusunu geliştirmek için dine yavan hakaretler etmek gibi sığlıklardan uzak bir şekilde ulusuna yapıcı yollarla hizmet etmeye çalışabilir.
virüs gibi olandır. türkiyede hirsityanlar din okulumu açabiliyorki benimsesin türk halkı . bir iki kitap bastı diye kitap evinde parçaldınlar adamları. vurular papazaları saymayalım bilr %99.5 i müslüman %0.5 i bile batıyor böyle vahşi bir din.