hep aynı konu. bu dil bir diyerinden daha fonksiyonel, daha derin anlamlar çıkarabiliyor. işte bizim dilimiz şöyle özel, çevirince aynı anlamı olmuyor, siz anlayamazsınız falan muhabbetinden sıkıldım. insanlar tarafından doğal olarak oluşmuş tüm modern dünya dilleri az çok eşittir. arapçada daha çok kayıtlı kelime ve lugat olduğu için veya dinden dolayı bazıları için daha çok değer taşıdığı için bizim binlerdir yıldır konuştuğumuz türk/altay dillerine üye dilimiz türkçe'den daha üstün olduğu anlamına gelmez.
bu iddiaya gerekli cevabı kaşgarlı mahmut vermiştir. (bkz: divan ı lügatit türk) türk dilinin ne kadar büyük bir dil olduğunu ve başka bir dile ihtiyacımız olmadığını göstermiştir. ama türk milleti bin yıldır bu salak iddiadan kurtulamamıştır.
eğer kuran arapça olmasaydı zengin olup olmadığı kimsenin şeyinde olmayacaktı. kuranın arapça olmasının nedeni de arapçanın mükemmel bir dil olmasından değil, muhammedin ve çevresindekilerin arap dilinden başka dil bilmemesinden kaynaklanır. yani arapça seviciliği yapmaya gerek yok.
kelime türetme yolları ve kelimesi hazinesi açısından dünyanın en zengin dilidir. cümle kurma versiyonu çoktur.fakat dillerin kelime zenginliği açısından kıyaslanması abesle iştigaldir.
Türkçe kendine has ve en güzel dillerden biridir. En güzel kullananlardan birisi de Yunus Emredir.
Kıyaslamayı şu açıdan abesle iştigal dedim. Arapça ne kadar zengin olursa olsun Yunus Emrenin şiirlerini arapçaya çevirirseniz tam yansıtamazsınız. Yani burda Arapçanın zengin dil olması bir anlam ifade etmez. Aynı zamanda türkçenin arapçadan üstün olduğu anlamı da çıkmaz. her iki dilin de güzelliği kendine hastır ve kendi sınırlarını ölesiye korur.
Aynı şekilde mesela Kuran meali de hiç bir zaman asıl anlamı karşılayamaz.
her iki dili de gayet iyi bilen bir ateist olarak -zira her arapça konuşanı bedevi sanan hecin develeri mevcut-rahatlıkla arapçanın daha zengin bir dil olduğunu söyleyebilirim. Arapçada eylemin yapılış şeklinin bile tek kelime ile ifade edilmesi kimi zaman mümkün. Örneklemek gerekirse bir yemişi dalından koparmak fiilini sertçe mi yahut nazikçe mi yaptığınızı tek kelime ile anlatabilirsiniz.
istediği kadar zengin olsun.
Sinirlendiğinde 7 sülalesine kadar etkili sövebileceğiniz,
eltisinden bacanağından kirvesine kadar sosyal ilişkileri bu kadar renkli ifade edebileceğiniz,
"hıyar ağası ne geriliyon lan çağanoz gibi" şeklinde diğer dillere (bkz: nah) Çevirebileceğiniz,
ima, iğneleme, kinaye gibi söz sanatlarını bu kadar etkili kullanabileceğiniz başka bir dil yok.
Bir yabancıya isterseniz 40 sene türkçe öğretin, doğma büyüme bir türk isterse mevzuyu öyle bir anlatır ki ne denildiğini o yabancının ruhu bile duymaz.
Arapça kelime haznesi olarak Türkçeden zengin bir dildir ancak bu Türkçeden üstün olduğu anlamına gelmez. Zaten islamdan önce de Arapça çok zengin bir dildi, islamla da alakası yoktur zira Kur’an dil açısından hiçbir şekilde incil kadar zengin değildir ( dile katkısı açısından).
bunu diyenler de bak türkçe'de de arapça sözcükler var diye kendince kanıt gösteriyor dalyarakların haberi yok ki bizim dilimize arapça olarak geçtiği sözcüklerin dillerin bir çoğu ibranice (hatta bir kısmı arapca'ya geçmiş grekce, mısırca ve aramice)
türkçe sözcüklerin sadece %6,4'ünün arapça kökenli olduğunu bilmeyenlerin "türkçe'nin yarısından fazlasını arapça kelimeler oluşturur" diye amcık amcık konuşmasıdır
türkçe sözcüklerin %10 kadarı başka dillerden gelen sözcükler.
Türkçe serttir, çünkü türkler Asya'nın o zor coğrafyasında binlerce yıldır savaşmak, boğuşmak zorunda kalmıştır. yansıma kökten türeyen bir ton sözcük vardır, çünkü türkler her zaman doğayla iç içedir. bu yüzden Türkçe; devingendir, her an gelişir, eklemelidir... küçük bir çocuk "halı" kelimesini bilmese bile, basmaktan "bası" sözcüğünü üretip gözlerimiz fal taşı gibi açılı bir hâlde dediğini bize anlattırır. "kasap" yerine "etçi" deyiverir. bunların hepsi Türkçenin ne kadar ileride olduğunu gösterir. eklemeli olduğu için çocuklar için gayet uygundur, kendileri farkında olmadan yeni kelimeler türetirler. ünlü uyumu nedeniyle sözcükleri söylemekte zorlanmazlar. hiçbir çocuk bası yerine basi demez. türetme meselesi gayet kolaydır, her gün farkında olmadan biz de üretiyoruz. dünyada etkienmediği kültür pek az kalmasına karşın hâlâ aynı sadelikte varlığını sürdürmesi zaten şaşılacak başka bir husustur. Osmanlıcasından, en sade Göktürkçesine, Anadolu'nun şairlerinden, Asya'daki Çağatay Türkçesine her yerde her şekilde varlığını sürdürmüştür ve Türkçe hepsinde de Türkçedir. bugün bütün dinlerden türk halkları, her türlü alfabeyle pek çok Türkçe kullanmaktadır ve istisnasız bu kadar fazla kelime başka hiçbir dilde yoktur.
(fasih) arapça türkçe'nin iki kanadından biridir. arapça bilmeyen türkçe konuşamaz.(konuştuğunu sanır) cumhuriyet maarifinin tedrisatından geçmiş dangalaklar bu dediklerimi tabii olarak anlayamaz.
o zaman siktir git arapça konuş. nedir bu türkçe'yi aşağılama çabası? neye göre zengindir arapça?
misal araplar'da devenin birçok karşılığı varken, türkçe'de ise atın onlarca karşılığı vardır.
mesela araplar ibranice'den şalom(selam) almışken biz de aynı şekilde araplar'dan selam kelimesini aldık.
nedir yani mesele? arapça zenin tamam eyvallah ee? böyle saçma sapan tartışmalara girdiğimizden dolayı
kusura bakmayın ama bizden bi sikim olmaz.
anlamsız karşılaştırma. neye göre zengindir arapça? veya türkçe neye göre zengindir arapçadan? böyle bir kıyas filoloji de mevcut değil. zira dilin zenginliğinin ne olduğu bilinmeli öncelikle. çok kelime olması zenginlik ise sondan eklemeli diller en fakir diller olur ki bu tam bir saçmalıktır. adam bir tane ek getirmek yerine bir kelime daha kullanmış bu yüzden zengin dil mi oldu yani?
dil zenginliği bir kelimenin bir çok anlam karşılamasıysa 1 kelime bir dilde 50 anlam karşılasın o zaman o dil en zengin dil mi olacak? veya hiçbir kelimenin sesteş olmadığı bir dil düşünün zengin bir dil diyebilir misiniz öyle bir dile?
önce dilin zenginliği konusundaki ölçütleri belirlemek lazım hangi dil daha zengin diye tartışabilmek için. yoksa her insana göre zengin çıkarmak istediği dil, zengindir bir diğerinden her halükarda.
içinde yüz küsür yapım eki bulunan bir dilden daha varsıl olabilecek bir dil yoktur.
türkçe'nin güdük kalmasının nedeni yeni olması değildir. zaten yeni bir dil de değildir. binlerce yıllık bir dildir. iskitler'in, hunlar'ın dilidir. orhun alfabesi bile binlerce yıllıktır. sibirya'da son yapılan araştırmalarda bu alfabenin en az 17000 yıllık olduğu da ortaya çıkmıştır.
1- türkistan'da iklim ve bitki örtüsü yerleşik yaşama izin vermemektedir. bu da yazılı eserlerin sayısını dramatik ölçülerde azaltmıştır. buna karşılık atalarımız çareyi buldukları her taşa bir şeyler yazmakta bulmuşlar.
2- osmanlı devleti'nin genişleme sürecinde, özellikle de mısır'ın ilhâkından sonra türklük ve türkçe'ye karşı takınılan tavır, sarayın toplumdan kendini soyutlamak için yeni bir dil uydurması.
tüm bunlara karşın türkçe sözcük yapısı ve barındırdığı yapım eki fazlalığı ile biraz özen gösterilmesi durumunda dünyanın en önemli dili durumuna gelebilecek bir yapıdır. pekçok dilbilimcinin de bununla ilgili sözleri vardır zaten.
Türkçe dünyadaki en kolay dildir sondan eklemeliyiz ve konuşmaları kısa olan kelimelerden oluşur sorarken ve cevaplarken anlamı düşünülmesi gerektirir arapça ise geniş konuşma laf iz ve farklı anlamlardan oluşan bir kelime tablosuna sahiptir cevapları dusundurmez anlaşılır ve büyük kafiye şiir edebiyatına sahiptir.
türkçe obalarda yaşayan avcıların diliyken arapça şuara diliydi. doğru önermedir.
fakat günümüzde fasihi arapça konuşan çok az bir topluluk kalmıştır. sultan ahmet meydanında duyduğunuz avam arapçasıdır. türkçe bakıldığında zengin görünür fakat günlük konuşma dili bildiğin 300-500 kelimedir.
ayrıca şunu belirteyim dil dilden etkilenir kelime alır. türkçeleşmiş türkçedir. ingilizlerle fransızların dili akraba olduklarından mı benzer, kelimeler ortak sanıyorsunuz 100 yıl ve 30 yıl savaşlarında bu iki millet birbirinden etkilenmiş kelime alışverişi olmuştur. dünyada dilini yabancı kelimelerden arındırmaya çalışan tek millet türklerdir.
hoş onuda başaramamışız ya neyse.