her dilin kendine özgü özellikleri var olduğundan kıyaslanmanın neye göre yapılacağı önemli bir etken.
bu özellikler dili var eden milletin özellikleriyle doğrudan alakalıdır. mesela deve için arapçada onlarca kelime varken bir ekmek için yahut at için türkçede onlarca kelime bulunabilir. aynı yamyam kabilelerde yeşilin tonları için onlarca kelime bulunduğu gibi.
(bkz: sapir whorf)
kelime sayısı kıstas kabul edilirse arapçanın yanında türkçeden söz edilemez bile ne yazık ki. ama tarihi serüvende incelerken 19.yüzyılın ikinci yarısında hazırlanan redhouse lugatının ön sözünde 'bu lugat dünyanın en geniş iki dilinden biri olan ingilizce için hazırlanmıştır. diğeri türkçedir' ibaresini görülebilir. ama ne yazık ki dönem dönem uygulanmış dilde sadeleştirme hareketleri sonucunda dilimiz ihtişamını kaybetmiştir. şu an ingilizcenin en kapsamlı lugatın da 1.200.000 kelime görürken türkçenin en kapsamlı lugatında 600 bin küsür kelime ancak vardır. ve bu lugat için söz varlığını teşekkül ettiren, deyimler, kalıplaşmış ifadeler, terimler gibi 8 unsur bir araya getirilerek bu sayıya ulaşılabilmiştir. bu dilimizin giderek genişleyeceği yerde giderek gerilediği gösteriyor bize.
tek heceli kelimeler kıstas kabul edilirse türkçe dünya dilleri içerisinde 1 numarayı görür. savaşçı bir millet olmamız nedeniyle - tek hecelik kelimelerin vurguda sertlik barındırması özelliği bizim bu noktada gelişmemizi sağlamıştır. git, gel, vur, kır, as, kes....
belagat, talakat, fasahat ve edebiyat kıstas kabul edilirse ki bence aslolan bunlara bakmaktır arapça türkçeden kat kat öndedir. milliyetçi damarla olaya bakmamak gerek her milletin öne çıkan bazı yönleri olabilir. bunları adeta bir sidik yarışına dönüştürmek hoş değil. savaş 'sanat'ında da türkler araplardan kat kat öndedir.
haa unutmadan bende biraz ırkçılık yapayım gençler sessiz harf sayısında ubıhça dünyanın en zengin dilidir.
karşılaştırılamaz. çünkü türkçede ki kelimelerin çoğunluğu arapçadır. hatta hocamın lafını alıntılayarak konuşuyorum ki şöyle demişti; türkçedeki arapça kelimeleri cikartirsak birbirimie anlaşamayız. bu ancq arapça vs arapça oluyor.
diller en fazla içerik bakımından kıyaslanabilir. bu nedenle üzülerek belirtmeliyim ki, bu konuda arapça türkçe'den fersah fersah ileride. türkçe kökenli bir selamlaşma kelimesi dahi yok. hatta bu entry içerisinde yer alan kelimelerin belki de yarısı türkçe kökenli değil. öyle bir durumdayız işte.
Her ne kadar Türkçenin birçok kelimesini Arapçadan da alsak özlerinde çok farklı iki dil.Bunu Arapların tamamen gırtlaktan konuşmasından ve 'ü'harflerini söyleyememesinden de anlayabiliriz. (bkz: )hıssam abbas ya habibi
geri zekalı, cahil, dil bilimi diye bir şey hakkında fikri olmayan, arap götü yalayan şakirtlerin 'arapça tabi ki' diye höykürdüğü karşılaştırmadır.
her dilin kendi üstünlükleri ve dezavantajları vardır. hiçbir dil, diğer dilden üstün değildir. bu modern dil bilime aykırıdır. burada arapça ya da türkçe daha iyi diyen arkadaşlar yanlış yapıyor. iki dilin de çok ciddi avantajları vardır. ama tıpkı başka dillerde olduğu bu iki dilin de başkalarına üstünlüğü yoktur.
bazı şovenlere laf anlatmanın imkansız olduğu kapışma...
genellikle arapça hakkında bildikleri hiçbir şey yoktur.
araplar müslüman oldukları için düşmandırlar, hepsi o kadar...
hadi iki arap gördünüz anladım da, ne biliyorsunuz arapçayı siz.
ne kelime sayısı, ifade gücüne ve hünerine baksana sen...
bir devenin yürüyüşünü 70 değişik yönüyle anlatıyor adam...