yunan tapınaklarından farkı olmayan anıt kabirdir.
proje duyurulduğunda projeye katılacak olan mimarlara şu açıklama yapılmıştır.
"Büyük Türk Ulusunun kalbinde yaşayan büyük adamın eserlerini ebediyete mal edecek olan Anıtkabir, aşağıdaki esaslara göre hazırlanmalıdır:
1.Anıtkabir, bir ziyaretgâh (ziyaret yeri) olacaktır. Bu ziyaretgâha, büyük bir giriş bölümünden girilecek; ziyaretgâh, binlerce Türk'ün, Ata'sı önünde eğilerek saygılarını sunmasına ve bağlılığını bildirerek geçmesine elverişli olacaktır. (bak burası çok mühim)
2.Bu anıt, Büyük Ata'nın, asker Mustafa Kemal, devlet başkanı Gazi Mustafa Kemal, büyük politika ve bilim adamı, büyük düşünür ve nihayet yaratıcı büyük dehanınvasıflarının, güç ve yeteneklerinin bir timsali (sembolü) olacaktır ve onun kişiliği ile oranlı bulunacaktır. (işte tam da bu yüzden tapınak şeklinde yapılması öngörülmüş)
3.Anıtkabir'in yakından görüldüğü kadar, uzaktan da görümesi gerekir. Bu bakımdan, ulu bir siluet sağlanmalıdır.
4.Atatürk'ün adı ve kişiliği altında Türk ulusu sembolize edilmiştir. Türk ulusuna saygılarını göstermek isteyenler, Büyük Ata'nın katafalkı önünde eğilerek (secde ederek de diyebilirlermiş ilginç) bu isteklerini yerine getireceklerdir.
5.Anıtkabir'in bir şeref bölümü bulunacaktır.
6.Anıtkabir'de bir Atatürk Müzesi olacaktır.
7.Anıtkabir'de bir Şeref Holü yapılacaktır. Atatürk'ün lahti buraya konulacağı için Şeref Holü, bu anıtın ruhu ve en önemli bölümü olacaktır. Şeref Holü, başta, büyük Ata'nın yarattığı Türk Ulusu olduğu hâlde, ulusumuza saygılarını sunacak yabancı devlet kurumlarının, Ata'nın lahtine yönelecekleri büyük bir salon olacaktır. Bu holde sağlanacak azamet (ululuk) ve güçlülük tesirleri, yarışmacılara bırakılmıştır. Bundan ötürü holün biçimi, boyutu ve yüksekliği için hiçbir ölçü verilmemiştir.
8.Büyük Atatürk'ün lahdinin yeri, Şeref Holü'nün ruhunu teşkil etmektedir. Ancak, lahdin konulacağı yeri de yarışmacılar seçeceklerdir.
9.Bunlardan başka, Anıtkabir'I ziyaret edecek büyüklerimizin ve yabancı devlet kurumlarının duygu ve düşüncelerini yazacakları bir altın kitap bulundurulacaktır.
10.Atatürk'ün Müzesi, Ata'nın hayatının türlü devirlerine ait fotoğrafları ile kıyafetlerini ve elyazıları, imzaları, bazı eşyaları ile okudukları, inceledikleri kitapların sergelenmesine elverişli olacaktır...
sonra adama tapıyorsunuz, tapınma ritüellerinin hepsini farkında olmadan da olsa gerçekleştiriyorsunuz deyince kızıyosun cicim.
gezi parkı ve akm den sonra başbakanın yarın çıkıp, biz kararımızı verdik, yıkıp daha iyisini yapacağız diyerek tartışmaya açacağını zannettiği en büyük Türk'ün anıt mezarıdır.
Atatürkün Ankaranın güneyinde Rasattepedeki bulunan anıt niteliğindeki mezarı. Kabirin Rasattepenin üstüne yapılmasının nedeni, buranın Kaleden sonra Ankaranın en yüksek tepesi olmasıdır. Ayrıca, bu tepe şehrin i gelişme alanı içinde de bulunmaktadır: Atatürk, bir gezinti sırasında çıktığı Rasattepeden Ankaraya bakmış, şöyle demişti:
«Ankara Kalesi buradan nekadar güzel görünüyor!»
Rasattepe, Ankara istasyonunun güneyinde, toprak düzeyinden 45 metre kadar yüksekliktedir. Şehrin hemen her yerinden rahatça görülebilir. Bahçelievlere bakan güney yönü, dik bir yer halindedir. Tepenin öbür üç yönü ise, tatlı bir eğimle yavaş yavaş alçalır.
gezmesi yorucu ama attığınız her adıma değer bir yerdir.
sergilenen eşyalar olsun, resimler olsun, canlandırılan savaş sahneleri olsun, yapılırken kullanılan malzemeler olsun her şeyiyle insanı düşündüren, sorgulatan, kendine hayran bırakan bir yerdir.
defalarca gidilse her yeni ziyarette yeni yeni şeylerin fark edileceği görülmesi gereken yerdir.
her ayrıntı o kadar güzel düşünülmüştür ki, en azından birkaç tanesini bilen biriyle gezilmesi gereken yerdir.
dün oraya gittiğimizde, bir orta yaşlı teyze fotoğraf çekenlere atar yapıyordu, siz mezarlıkta fotoğraf mı çekiyorsunuz, diye. orası sadece mezarlık değil, eğer sadece öyle olsaydı tüm okullardaki yıllarca görülen eğitimden daha öğretici olmazdı.