her ne kadar samuel eto'o için proje transferi dense de, ne kadar başarılı transfer olduğunu gösteriyor.
ilk iki haftada 5 pozisyonda 3 gol bunun kanıtı.
transfere doymayan akdeniz temsilcisi, anadolu kulübü.
üç gün önce kaleye rais m'bolhi'yi transfer etti.
bugün ise jean makoun ile kulüp binasında imzalar tamamlanmış. guilherme milhomem gusmao'nun da imza atacağı belirtilmiş.
Gol yeyince amı götü dağıtan anadolu takımı imajını yerle yeksan edecek takım olacak bu sene galiba. Gol yese de beraberlik ya da galibiyeti kotarıyorlar şimdilik.
basinizdaki adam her gun cebinizden para caliyor gikiniz cikmiyor. konu spor olunca gikiniz cikiyor amk dedigim takimdir. mac bitmis gitmis amk. obur mac devam ediyor. besiktasliyim.
ceza sahası içinde naninin üstüne uçan tekme atıp da bir türlü penaltı yaptıramayan defanslara sahip anadolu kulubü. neyseki ilahi adalet öyle ya da böyle bir şekilde girdi o top girmesi gereken kişilere baksanıza yukarıda boş boş ötmüşler.
Dün çorum belediyesporla oynadıkları kupa maçını seyrettiğim takım.
Tek kelimeyle: Berbatlar.
94. dakikada şaibeli bir golle maçı kazandılar. O ana kadar ne organize bir atak, ne dosdoğru paslaşma, ne de bireysel güzellikler...Üçüncü ligde dokuzuncu sırada olan takım bunlara futbol dersi verdi. Azıcık daha kondüsyonları olsa uzatmalara kalmadan bitirirlerdi işlerini.
Onca para boşa gitmiş anlaşılan...
edit: boş beleş konuşulmuyor, maçı izledikten sonra konuşuluyor. Ozan ipek, diarra...bunlar ilk on bir futbolcuları değil de ne? Osmanlıspor da gitti zayıf takımla oynadı ama altı gol çakıp geldi. Dahası esas takım da rize'den beş yemiş bu hafta, onu da dün öğrendik.
bu sene babalar gibi oynayan takım.
diğer oyuncular etoyu taşıyor. eto, takımı sırtlayıp götürüyor. bir sakatlık olmazsa, avrupa kupasına direk katılabilir ya da playoff oynayabilir. helal olsun.
Antalyalı olduğum halde taraftarlarından nefret ettiğim takımdır. Sosyal medya üzerinden 07 gençlik sloganlarıyla yürüyüp takımı desteklemeye gitmezler yerim ya, ezikler.
antalyaspor'un sorunu, rakip atak oynasa bile kendi atak futbolundan en ufak bir ödün vermemesi sanırım. çünkü -özellikle kontra ataklarda- geri dönmede ve pozisyon almada sürekli sıkıntı yaşıyorlar. bu da savunmada açıklara yol açıyor.
aynı küsküyü (5-1) birkaç hafta önce rize deplasmanında da yediler. tabii rize'nin farkı açmasındaki en büyük etken duran toptan gelen ekstra gollerdi. onun dışında rize de yüksek tempolu oyunla golü bulmayı tercih eden bir takım. savunması daha az hata yapan, dağılmayan takım kazandı o maçı.
tabii yanlış anlaşılmasın, rize ile beşiktaş'ı kesinlikle aynı kefeye koyacak değilim. zaten rize'nin ve beşiktaş'ın antalya'ya attığı gollere bakarsanız kalite farkını rahatlıkla görürsünüz. biri duran toplarla ve ani gelişen ataklarda ortayla kafa golleri buldu*, öteki ise hızlı veya organize ataklarla -yeri geldiğinde de bireysel yetenek ile- skoru belirledi. iki takım arasındaki maçta ise hem beşiktaş, hem de rize şanssızdı. rize şanslı olsa yenilmezdi. beşiktaş şanslı olsa farkı açar ve rahat bir galibiyet elde ederdi.
sonuç olarak; bir taktiksel değişiklik gerekir mi bilmem ama savunma üzerinde bir şeyler yapılması gerekiyor. aksi takdirde antalya, hızlı takımlara karşı direnç gösteremez.
8 sene eski başkanıyla 3 senede yeni başkanıyla stad bekleyen bir takımla stad açılış maçı oynayarak hata yapmış takım. geçmiş olsun ne diyeyim. ben olsam o stadı yıkıp "bu olmamış" der ve yenisini yapardım. Beşiktaş tehlikeli takım açılışı bu maçla yapmasalardı iyiydi.
Anlam veremediğim kişilerdir, ne yaptıklarını anlamam fakat genellikle kendilerini "tribüncü" olarak adlandırıyorlar. Maçlarda holiganlık yaparlar galiba.