antalya da deneme fırsatı bulduğum, denemekle beraber bir daha yememeye ant içtiğim, hiç beğenmediğim tuhaf bir yiyecek. tabi zevkler kişiden kişiye değişir.
antalya dışında piyaz yemeden önce herkesin piyazı tahinli,yumurtalı,sirkeli,sarımsaklı (soslu) yediğini düşünürdüm. ancak bir kere başka ilde yedikten sonra 'lan bu piyaz değil ki salata!' demişliğim vardır. antalya usulü piyaz muhteşem bir meze hatta bazen ana yemek olarak da yenilebilir.
tahinlidir efendim. sanırsınız ki antalya susamın başkenti. ne bulsalar tahin eklemeyi ihmal etmeyen sevgili sonradan hemşehrilerim, bu canım piyazı da tahinle birleştirerek nmahfetmeyi başarmışlardır. tahin de pekmezle yendiğinde ayrı güzeldir ama piyazla olmuyor arkadaşlar yapmayın etmeyin. yemeyin la öyle seyleri
Nuh aleyhisselam'ın gemisinde aşureden önceki ana yemek olduğu rivayet edilen muazzam lezzet. En iyi yapan yerler için (bkz: Şişci Cafer&Piyazcı Cengiz)(kapalı yolda) (bkz: Piyazcı Sami)( valiliğin altında, nabu sahafın karşısında) ve (bkz: Şişcibo) ( Selekler arkası müsellem cami karşısı)
sözlükten aldığım akıllarla pek çok yerde denedim. köfteci mustafi'yi bulana kadar göbeğim çatladı. şunu söylemem lazım ki piyazcı samiymiş, şişçi ramazanmış, özdoyummuş hep sosyete piyazcısı, ekşici mekanı. piyaz, esnafın-işçinin damak folklorüdür. öyle içine asortik asortik malzemeler koyarsanız anca ekşicilerin övgüsünü kazanırsınız.
not: ekşici tabirinden kasıt, ortalama ekşi yazarı arketipi!