durup dururken gelen, taze ergenler gibi yüksek sesle müzik dinleyip eşlik etme isteği uyandıran histir. ya da koşma isteği de olabilir. sözlük niye mutluyum bilmiyorum bile, içim içime sığmıyor oleeey oleeeey. içimde bin atlı çocuklar gibi şen.
süreç şöyledir.
önce ağlarsınız, acayip yorgun hissedersiniz. bi sodalı ayran yapıp kafayı vurusunuz.
sonra uykunuzun içinde bi telefon gelir.
karşıdaki kişi de uykuludur, bi ton saçmalarsınız. ama size hiç noluyo yeaa diye isyan etmez.
telefonu kapatıp biraz daha uyduktan sonra, uyanıp yemek yersiniz. sebepsizce her şeye gülmeye başlarsınız. espri üstüne espri yapasınız.
sonra telefondaki sesin size, "her şeyi oluruna bırak" dediğini hatırlarsınız.
sahi ya, her şeyi oluruna bırakmak lazım.
kesin bir yerlerde bir mallık yapmış olmanın tezahürüdür. farkına varıldığında pişmanlıkla birlikte bir eblehlik de zuhur eder ki... değmeyin işte o vakit.
o an için içine sığmaz böyle coşarsın koşmak istersin açarsın en sevdiğin hareketli müziği hoppidi hoppidi dans etmeye çalışırsın sonra uyanırsın mk. kalkıp işemeye gider terliğinin tekini aradığın sırada nasıl rüyaydı be dersin.
edit: şaka lan şaka şu sıralar içime kaçan bu mutluluk hissini yaşamaktayım. ehehe çok mutluyum lan nazdrovya o zaman.
evet evet, çok ilginçtir öyle ki o ara lüks bir şey yapmak istersiniz, oturursanız kalkar yürüsünüz ya da para harcamamanız gerek bir zamanda o mutluluk hissiyle keyif verecek harcamalarda bulunursunuz. ama inanın akşam içilen içki ancak akşamda kalır. sabaha eski moda dönüverirsiniz.