bomboş bir boşluğa düşmenizdir. Üzerinden 16 sene de geçse o boşluk dolmaz. içine atarsın, her şey yolunda gibi yaparsın ama olmaz. kimse anlamaz ne hisettiğini kardeşinden başka. ve kardeşinle de konuşamazsın üzülmesin diye. özlüyorum annem. ışıklarda uyu.
tam 654 gün oldu gideli.
yine dayanamadım, baktım fotoğraflarına.
çok özledim çok.
kimseye anlatamıyorsun işte. niye dinlesinler ki zaten seni. hem hissedebilirler mi ki senin gibi? annesini kaybetmeyen bilemez ki bu duyguyu.
belki senin incitmemek için anliyorum der, üzgünüm der ama asla anlamaz senim hissettiklerini.
sen gittin gideli kendimi dağa, bayıra, denize vurdum.
yoksa cekilmiyor yokluğun.
kimse senin gibi değil işte.
az önce o kemoterapi ertesi peruklu fotoğrafına da baktim.
nasil da yaşam doluymuşsun. ben asla senin gibi mücadele edemezdim ki.
birakirdim kendimi.
inat ettin sen.
şu lanet hastaligina direnip 11 sene daha bizimle oldun.
iyi ki de oldun.
buraya yazıyorum, biraz rahatlıyorum. özür.
özledim.
insanın, ölmeden önceki ölümüdür. Yarınız toprak altında, siz de artık yarım ölüsünüz. Ben ilk değildim, son da olmayacağım bu acıyı çeken. Rabbim bizlere berzahta ve ahirette kavuşmak nasip etsin. Rabbim bizlere sabırlar versin.
beldemiz halkından çok sevilen bir delinin bugün başına gelendir.
yaşamadığım için, ( yaşamakta istemem) etrafımdakilerden gözlemlediğim kadarıyla tarifsiz bir acı.
üstelik annesi ölen kişi öyle bildiğiniz delilerden de değil.
adı zafer.
+ nasılsın zafer?
- bi sigara verirsen daha da iyi olurum.
ya da
+ zafer sigaran var mı?
- alırsan daha da iyi olurum.
yani o mu deli yoksa sen mi anlayamazsın.
velhasıl kelam bugün işe gelirken baktım caminin önünde oturuyor.
+ naber zafer.
- bilmiyorum abi.!
+ ne oldu zafer?
- annem benden razıdır değil mi abi?
gülümsedim. görüşürüz zafer dedim.
üstelemedim, anlamadım. bi kaç zaman sonra bir sela okundu isim verildi ki beynimden kaynar sular döküldü. ölen zaferin annesiydi ve ben ne demek istediğini o an anladım.
annemi aradım konuştuk.
oysa ki sabah kahvaltıda yumurtanın rafadan olma kıvamı hakkında tartışıp çıkmıştım.
dünya bile umrunda olmayan bir adam bu hale gelebiliyorsa vay benim başıma dedim.
belki de annenin değerini yaşarken anlamak çok daha iyidir.
şükürler olsun ki bu gün bunu net bir şekilde anladım.
başın sağolsun zafer.
Allah rahmet eylesin. ben eminim ki annen senden razıdır kardeşim.
gerçekten ben mı katlanamıyorum sadece ? Her gece kenarda köşede ağlayan tek ben miyim ? kaç yaşıma gelirsem geleyim her zaman üzülecek ben miyim ? Neden bu acı ? Neden saçma bir aşk acısı değilde . Bu ? Kader evet :l ....
gurbettesin. bir haber geliyor; yetiş. apar-topar yola düşüyorsun. hastaneye giriyorsun, görebilmek adına bekliyorsun. sonra doktor geliyor, "görebilir miyim" diyorsun. doktor yüzünüze bakıp "başınız sağolsun, hastanızı kaybettik" diyor. son bir defa göremiyorsun.
2 hafta oldu. son defa görememekten midir bilmiyorum ama halen inanamıyorum ya da her şey eskisi gibiymiş gibi geliyor.
iki kez kalp krizi geçirmişti zaten çok yorgundu güzel kalbi birde uzun yıllardır astım hastasıydı. 95 te şehit olan kardeşinin acısı hiç eksilmemişti içinde. daha fazla dayanamadı kalbi yenik düştü bu kez. kurtaramadılar. daha genç sayılırdı. görecek günleri vardı. daha benim kızımı sevecekti. nasip olmadı. en son konuştuğumuzda "soğuklar başladı yanına muhakkak mont al akşamları üşüme" demişti. şimdi ben elime her mont alışımda seni hatırlarım anne. soğukta her üşüyüşümde aklıma sen gelirsin. inşallah gittiğin yerlerde çok mutlu olursun. yıllardır hasretini çektiğin kardeşine kavuştun anne. sıkıca sarıl öp kokla olmaz mı onu? bide hiç merak etme ben burda iyiyim iyi olacağım. allahım seni cenneti ile mükafatlandırsın inşallah. yattığın yerler nurlarla dolsun. seni çok seviyorum.
insanı boş bir psikoloji sokar. Kalbinde bir şeyin boşluğunu hissettirir. Görüntüsünü gözünde canlanır ve dolu dolu ağlatır. Sesi kulağında canlanır ve "keşke onunla daha fazla zaman geçirseydim" dedirtir. Sözün kısası, anneniz yaşıyorsa, iş-gücü eve taşımayın ve onunla dolu zaman geçirin. Nihai ölüm gelip elinden onu yanınızdan alınca, iş-güç önceliğinin pek bir önemi kalmaz.