Her an karşılaşılan durumlardan birisi. Ana yüreği işte göze batar ve 6. hislerinin doğrultusunda direk imha eder. Onlara göre zaten işe yaramıyodur , gereksizdir , çöptür , fazlalıktır, para ziyanıdır, önemsizdir, boştur. O eşyanın kapladığı alanı çeyizlerle sehpalarla kutularla antikalarla doldururlar. Ama bilmezlerki o çocuğun içinde ne ateşler sönüyor.
2009 dan 2011 e kadar olan eksiksiz uykusuz ve penguen dergi serisinin, 6 adet sıralı biçimde olan -sağdan soldan çaptığım- bütün dünya adlı 1964 yılına ait edebiyat dergilerinin ortadan kaybolması.
bitanecik annem benim *
yıllardır sabırla biriktirdiğim, gittiğim her evden dilendiğim, her gün oturup hayranlıkla seyrettiğim peçete koleksiyonu.ha ama hakkını yemeyelim önce misafirler için kullanmış sonra çöpe atmış.sebebi ise evde peçetenin bitmiş olması.
büyük çabalar sonucu alnımın teriyle kazanıp yıllarca sakladığım bilyelerimi atsa yine iyi sevmediğim bir komşunun çocuğuna vermiş. içim yanıyor lan sözlük. Yarama tuz bastın.
cernde çalışan bir bilim adamı olarak; LHC(Büyük Hadron Çarpıştırıcısı) kullanılan 12500 amperlik süperiletken kabloları bunlar hiç bir işe yaramıyor diyerek çöpe atmıştı.
cep telefonu şarj cihazı. ("e bir sürü vardı bunlardan birini bıraktım" bahanesi hazırdır)
öğrenci kimlik kartı ("her sene vermiyorlar mı zaten bunun yenisini?"şeklinde çıkışırlar)
dağ gibi zorla biriktirilmiş dergiler ("ben sana yenilerini alırım yavrum taa 2004 yılından kalmıştı onlar"der.)
15 yaşındaydım.
14 sene çocukluğumu geçirdiğim, belki de dünyanın en güzel semtlerinden biri olan ortaköy'den taşınırken geride çocukluğumla beraber hatıralarımı da bıraktım.
galatasaraylı olduğumu söylememe gerek yok. o güne kadar gittiğim bütün maçların biletlerini saklamış, kendimce koleksiyon yapıyordum.
bu biletlerin arasında efsanemiz gheorghe hagi'nin galatasaray'a veda ettiği * maçın bileti de vardı... ve bu biletler çöpe gitti. neden hagi, neden?