babamı kaybetmemizin haftasında, eşyalarını toplarken en cok sevdiği pantolonun cebinden cıkmıstı o para; 10 yıl oldu hala taşırdım yanımda.butün evi, hatta beni atsa o kadar üzülmezdim...
Kütüphanenin ücra köşesindeki cin ali serisidir. Hala ağlıyorum lan. Onlar bana çocukluğumu hatırlatıyordu be! Küçükken giydiğim mikili tişörtleri eskiciye çanak çömlek karşılığında vermesini de affedemiyorum.*
çok eski bir osmanlıca kitap. kitap diyorum çünkü atıldığında daha 10 yaşında falandım. içinde haritalar, paşaların resimleri falan vardı belki de padişahtı o resimdekiler bilemiyorum hatırladıklarım bunlar.
bir kaç yıl önce dersini bazı özel sebeplerle takip edemediğim bir dersin vizesine girecektim. ilk sınavdan 15-20 gibi birşey almıştım. neden? çünkü benim biricik annem binbir zorluklarla temin ettiğim ders notu fotokopilerini okuyamamış diye atmış. ama yine de:
bluetooth özelliği olmayan bilgisayarlara bluetooth özelliği kazandıran hayati nesne de buna örnektir. ne yazık ki kendinden çok daha skindirik bir teknoloji olan şişe açacağı sanılıp atılmıştır.
fatura
makbuz
garanti belgesi
dekont
eski defter
ders notları
kartvizit
oyuncu kartları
vb.
bunlar zaten annelerimizin fiks olarak attıkları şeyler gibi görünüyor. sanırım bu listeye l-manyak dergilerini de eklemek gerek çünkü benimkiler de atıldı ki içlerinde çok sevdiğim 5. yıl özel sayısı da vardı. topunu temize havale etmiş zalım kadın.