şüphesiz öğrencilik, tartışmasız gurbettir efenim annenin değerinin anlaşıldığı an. bir de okuldan gelip yemek yaparken ve dahi bulaşık yıkarken daha derinden anlaşılır. bunlar bir tarafa bir de manevi boyut vardır ki o anlatılası değildir.
adına sevgili denilenin her itiraz anı. oysa annem hiç itiraz etmezdi, kilometrelerce uzaktan bile telefon ettiğinizde bir önceki öğünde ne yediğinizi sorar.
herhangi bir sebepten tartışıp, aynı evin içinde size küskün olduğu zaman. kim soğuk davranırsa davransın, anneninki kadar üzmez insanı. haklı bile olunsa, onun o sessiz, küskün hali daha bir acıtır, değerinin, taşıdığı "anne" sıfatının evlatlar için ne kadar önemli olduğu anlaşılır.
annenin yanınızda uyuduğu zaman, hepimizin kaçınılmaz sonu olan ölüm düşüncesinin beyinde zuhur bulması ile geçmişte anne ile yapılan tartışmaların manasızlaşması ve sahip olunan sevginin ne denli derin, güçlü olduğunun idrak edilmesi.
hazırladığı yemekleri yemeyerek kavga çıkartıp kadını üzdüğümüz ve bi zaman sonra bekar hayatı yaşarken keçi bokuna bile talim edildiği zaman, değerinin en iyi anlaşıldığı anlardan biridir. bir de "allah göstermesin" vefatıdır.
hastayken ona bağırıp çağırmanızı önemsemeden her istediğinizi yapar, getirir. (en azından benimki bunu yapıyor)* bunu başka kimden isteyebilirsiniz ki? isteseniz de yapmazlar zaten. annelerin değeri her an bilinmelidir.
ondan uzaklardasındır.alt tarafı üşütüp,grip olmuşssundur.25 senedir belki yılda 2 kez grip oluyorsundur ama bu annensiz geçireceğin ilk hastalığındır.sana söylenemiyordur;ince giyiniyorsun,yemene içmene dikkat etmiyorsun...sen yatarken elinde bir tas çorbayla gelen yoktur.senin için ne yapacağını şaşıran anneciğin yanında yoktur.grip değil amansız bir hastalık içindesindir sanki.ağlarsın zırlarsın ve anlarsın senin için de ağlayanın bir tek onun olduğunu.kendine kızarsın yanında onu ne kadar üzdüğünü.yap bakalım afranı tafranı,nazını...kim çeker ondan başka?