-nereye gidiosun oğlum?
-dışarı anne...
-kızlarla mı buluşcan yine?
-erkeklerle mi buluşuyım anne.
-öle değil de kendine adam gibi birisini bul artık çocuğum tıp okusun mümkünse ilerde bana bakar...
-tamam anne doktor kutsiye verip geliyorum ben o zaman.
tabiki annem: bu oğlan çok eskiden hemen kalkıyordu, şimdilerde zor kalkıyor bir doktora mı götürsek?
babam: off be hanım (bir elinde kumanda bir elinde çekirdek tv karşısında)
gerek sabaha kadar pc başında kalıp sabahın köründe de derse gitmekten gerekse hoyrat yaşam tarzından bi süre sonra bünye uykusuzluğu kaldırmaz ve dersten geldiğim bir gün vurur kafayı yatarım. işten yeni gelen anne montunu, çantasını, malını-mülkünü fırlatır odama dalar. sarsarak uyandırır.
annem: uyan sarpes uyan uyan!
ben: ne var ne anne ne bağırıyon yaa? (daha uyku mahmuruyum gözlerimi dahi açamıyorum o derece yorgunluk çökmüş üzerime.)
annem: hasta mısın evladım ne oldu? gözlerin de kanlı kanlı duu bakıyım ateşin var mı?
ben: anne taam yok bişi abartma yorgunum, uykusuzum o kadar. dersten gelince yattım sadece.
annem: ayy doğru söyle bak sen madde mi kullanıyosun yoksa zaten çekmecende de enjektörlerini buluyorum. ne bok buluyon şu merette verdiğim paraları ona yatırıyon demek.
ben: anne bi defol git allah aşkına. enjöktörler başka bişey için lazımdı. uykusuzum rahat bırak beni uyuycam.
!0<&8%/??
çocukken ;
-pencereden bakarken başımızın ağır gelip sürekli aşağı düşmemiz
-adamın tekinin beni sürekli şeker ve çikolata ile kandırmaya çalışması
-artan yemeğin arkamızdan ağlaması...
büyüyünce ;
-erkek arkadaşın sürekli gazozuma ilaç katması
-göz kaleminden dolayı gözümün sürekli 4.45545 derece miyop olma olasılığı...
gibi paranoyalardır. bunların hiçbiri olmadı... annem aklınca beni dışardaki zararlı etkenlerden korumaya çalışıyordu işte... anne iç güdüsü...keşke annem sağ olsaydı da yine böyle cümleler kurabilseydi. daha fazlasına bile katlanabilirdim.önceden bu cümleleri duymayacağım zamanın hemen gelmesini isterdim, şimdi ise o günlere dönebilmeyi...
annemin yeni ergen dönemlerde arkadaş tayfasıyla denizde akrobatik hareketler yaparken bizi görmesi sonucunda haz etmediği arkadaştan beni ayrı tutmak adına o açılırsa açılsın sen gitme hem o bağulursa annesi onu öldürür şeklinde olaya farklı şiddet senaryolarıyla renk getirmek istemesidir...
- olm okulda kimseye uyma anarşist olma başımıza
+ yok anne yea olmam
- arkadaşlarınıda iyi seç tamam mı?
+ ii seçtim anne yea deniz, hüseyin, yusuf hepimiz kankayız
- abow
evden çıkmadan önce ekmek dilimlerini hatta peynir dilimlerini sayar.
gelince anne den şöyle mıkırdanmalar duyulur:
-sen yine birşey yememişsin hatta su bile içmemeişsin sabah bıraktığım gibi.
yüzün kaşık kadar kaldı zaten.
ben hiçbirşey yemeyen bir insanım hatta su bile içmiyorum ama yıllardır bu şekilde yaşıyorum. *
aldığım bir saati çalınır diye "okula giderken takma" demesi beni benden almıştır.
şu soruları akla getirir:
- evde mi takayım?
- takmayacağım saati niye aldım.
2004 temmuz'unda sakarya pamukova'da meydana gelen hızlı tren kazasından hemen sonra, annenin yalova'da amcasının evinde tv seyretmekte olan wokaltwinter'i araması..sonra da hiç bozuntuya vermeden lafı çevirmesi.
istanbulda okuyan bir çocuk ve afyonda oturan bir anne
anne: oğlum nasılsın çok merak ettim bugün seni iyisin değilmi?
oğul: iyiyim anne ne oldu böyle telaşlanmışsın?
anne: istanbulda tinerciler üniversitede okuyan bir çocuğu bıçaklamışlarda bende sen sandım bir arıyaım dedim.
her saat başı anne tarafından aranılırsınız.neden?kapkaç terörüne kurban gidip,telefonunuzun bir hırsız tarafından ele geçirilip geçirilmediğini öğrenmek istemesinden dolayı.
(bkz: ya sabır)
çok yakın kız arkadaşlarınızdan birisinin sevgilisi vardır. ama damat olarak kabul edilecek biri değildir. aman sakın, o kişi ile görüşülmesi pek uygun düşmez. zira bu kişiler sizin başınızı yugun olmayan bir damat adayı ile bağlayabilirler. çokk tehlikeli çokk.
anneannemin bir paranoyası beni benden almıştı. ameliyat olacaktı fakat özel hastanede yatmaya kesinlikle karşı çıkıyordu hatta devlet hastanesinde de tek kişilik odada kalmak istemiyordu. sebep sonradan anlaşıldı. kızları refakatçi kalacaklarmış ya adamın biri gelirde onlara tecavüz ederseymiş?! peh! kızların da en küçüğü 46 yaşında yani!
annelerin, hayati eski turk filmlerindeki gibi sanmasi durumudur. aman kizim kolana bisey katarlar, bisey ikram ederlerse yeme sakin, ortada para birakirlar seni denemek icin.. diye uzayip gider.. o yaslardaki asilikle isyan edersiniz bu paranoyalara, ta ki annelik yasiniz gelip, kendi cocugunuzu bir an bile yalniz birakmak istemediginizi anlayana kadar..
her anne de bol bol bulunan genelde yersiz çıkan ve bazan çok fena ayarlar almamizi sağlayip hayata bir ba$ka gözle baktiran dü$üncelerdir. örneğin evinize bir arkada$ getirirsiniz çocuk isterse melek olsun siyah giyiniyordur yada önemsiz bir ayrinti yakalami$tir bu hayat dolu anne. ve baki$lariyla size bu durumu anlatir, bo$ bir vakit oldumu da kö$eye sıkı$tırıp patlatir. bak olm bu çocuk saaağlam ayakkabı değil. ne o saç ba$. gibi söylemlerle sizi sizden alır. bir ikinci paranoya da yine arkada$ üzerinedir ama söz konusu arkada$ bu sefer kızdır. ojeleri vardir, yada ufak dekolte veyahult yırtmaçlarla o güzel vücudunu süslemi$tir. anneye göre de bu sefer kızda bir orospuluk vardır. kafaya takılmamasi ama yine de annenin uyarisi üzerine durum tekrar gözden geçirilir ve ah benim acccaip annem denilir.