ne yaparsanız yapın başka bir komşunun oğlu/kızı o işi sizden daha iyi yapıyordur. lakin o komşuların annelerine göre de p işi başkaları kendi oğlu/kızından daha iyi yapıyordur. bu zincir böyle sonsuza kadar ilerler.
kapıdaki çöp 2 gün dursa rahat edemeyecek olmasıdır. hatta en son burger king'ten gelen servis elemanına "yavrum aşağı inerken çöpü de atar mısın bi zahmet?" demesiyle beni benden almıştır.
- odamın kapısını açıp, birkaç dakika suratıma bakması ve hiçbir şey olmamış gibi geri gitmesi.
- yemek yerken, gülerek tokat atması.
- en olmadık yerde, milletin içinde, bebek muamelesi görmem ve beni çocuk gibi sevmesi.
En alt kattan yukarıya doğru var gücüyle bağırarak herhangi bir şey istemesi. Sorun bu değil. Sorun; bu kadar yüksek desibelle bağırmasından kaynaklı sesin eko yapması, bizim ne dediğini anlamamamız, annemin de 'anlamadııııık ne dediiin' dememize fırsat vermeden paaaat diye kapıları kapayıp mutfağa geri dönmesi.
Paşa paşa o katları iniyoruz. Mutfağa giriyoruz. 'Annecim ne istedin?' diyoruz. Annemizden bir güzel 'x istedim niye getirmeden geldin!!' azarını işitiyoruz. Bi güzel tekrar yukarı çıkıyoruz. istediği şeyi arıyoruz, bulunca (ki genelde bulamadığımız için 2.bir travma yaşıyoruz bunu es geçiyorum) alıyoruz, aşağıya inip annemize teslim ediyoruz.
Diyoruz ki: annem annem güzel annem... madem istedin bizden bir şey. bi bekle bi sakin ol. bi istediğini duymuş muyuz tamam demiş miyiz bi cevap bekle. - ama yok annem illa emiri verecek mutfağa çekilecek. -
annelerin yaptığı hiç birşey anlamsız değildir.aynı askeriye gibi, askeriyede mantık yok derler ama askeriyede herşeyin bi mantığı bi sebebi bi ince fikri vardır.annelerinde senin düşünüp bulamayacağın bi risk yada konuyu önceden hissedip yaptığı ama aynı öngörüye sen sahip olmadığın için o sırada sana manasız gelen şeylerdir.olaylar olup bittikten sonra annelerin " ben sana demiştim oğlum/kızım" diye ağıtları ünlüdür.