bugun benim canım istedi diye ev yapımı salça yapan ... ve sıcak salçanın bir kısmı eline sıçrayınca elini yakan ama evladını mutlu etmenin keyfiyle o acıyı unutan varlık ...
her yemeğin içine tavuk eti konulursa çocuk soğur etten. tavuk gıdaklıyor ağzımın içinde, yiyemiyorum.
barbunya konserveleriyle geçiştirilen istanbul akşamları özlüyorum bazen. onlar da yanımda olsun isterken, yumurta dikliyor kahvaltı sofrasına ve istemiyorum kimseyi.
bir kadın olsun istiyorum. uzaklarda bir yerlerde. varlığını bilip, bana ulaşamadığı zamanlarda telesekretere:
- 'ben yıldız annen' gibisinden bilinçsiz ama bir o kadar iştahlı espiriler yapsın ve ben o an özleyip, ilk otobüsle yanına koşup, bir çırpıda geri geleyim istiyorum.
-odandan dışarı çık. şu insanlara hoş geldin de. gibisinden itaatnameleri, sıfır tolerans prensibiyle bana söylediğini iddia etsin ve ben yine huysuzluk sebebi yaratıp, bir hışımla cüzdanıma sakladığım otu zıvanasız yakıp sızayım istiyorum.
kadınlara tanrı tarafından verilen en güzel duygu olsa gerek. içinde bir canlı oluşuyor büyüyor gelişiyor ve doğuyor. yoktan, senin içinde var oluyor.
ayrıca kendisinden önce ölmek için dua edilmemesi gerekendir, evlat acısı ile yaşaması reva görülmemesi gerekendir. bu acıyı yaşamaması için anne acısı ile yaşamayı canı gönülden istettiren dir.
delikanlı, katı yürekli bir kızı sevmiş ve onunla evlenmek istemişti.
ancak kız, korkunç bir şart ileri sürerek;
- senin sevgini ölçmek istiyorum, dedi.
bunun için de köpeğime yedirmek üzere bana annenin kalbini getireceksin.
delikanlı, tüyler ürperten bu teklif karşısında ne yapacağını şaşırmış ve uzun bir tereddütten sonra hislerine mağlup olup annesini öldürmeye karar vermişti. annesi, belki de durumu fark ettiği icin oğluna fazla direnmedi ve çocuk, annesini öldürerek kalbini bir mendile koydu.
delikanlı, kızın isteğini yerine getirmiş olmanın heyecanıyla yolda koşarken ayağı bir taşa takıldı. kendisi bir tarafa, mendil icindeki kalp bir tarafa fırladı. canının acısından, ağzından ister istemez "ah anacığım!" sözleri döküldüğünde annesinin tozlara bulanan ve hala soğumamış olan kalbinden bir ses yükseldi;
herhangi bir dağ sökülüp şekle sokularak kendisinin heykeli yapılsa ve ona sunulsa dahi, evladına duyduğu sevgi, onun için gösterdiği çaba asla ödenemeyecek güzeller güzeli.
"benim yakışılı oğlum, doğum günün kutlu olsun ilk defa yanimda yoksun hediyen dua olsun allah sana zemzem suları ile abdest almayı nasib etsin rızkın bol ömrün bereketli olsun hep iyilerle karşılaş. ben senden razı ve memnunum allah da razı ve memnun olsun hep iyilerle karşılaş seni çok seviyorum yavrum."
beni hüngür hüngür ağlatan varlık... naptım da böyle dua ediyon bana anam. kendimi eşşeğin eşşeği hissettim lan nasıl sana layık evlat olucam ben.
oruçken yanına yaklaşılmaması gereken biricik varlık. pimi çekilmiş el bombası gibi kimde patlayacağı belli olmuyor. ama iftardan sonra o kadar tatlı ki yirim onu ben ya.