... yıllar geçtikçe vücudu her ne kadar, yıllar öncesinde kendi annesini tanımladığı "patatese batırılmış kürdan" kıvamına dönüşse de hayattaki en tatlı varlık.
güvenilir tek kişi. aile. bir bütün.
can.
annem. telaffuz ettiğimde içimi titreten tek kadın.
sen hep yanımda ol. karda yürürken ayağım kayıp da düşmeyeyim diye kolumdan hiç çıkma.
sabahları hep o şarkıyı söyleyerek uyandır. bir de 1970'lerde kalan dansınla beni gülmekten çatlat. *
en önemlisi de bir an önce iyileş ve bizi korkutma.
sizin canınızdan kanınızdan meydana gelen bir mucizenin size yakıştırdığı benzersiz hitaptır 'anne' kelimesi...
sizi hiç bir şeye değişmeyecek olan , onaylamadığı durumlarda dırdır yapıp daha sonra kıyamayıp derdinize ortak olan, genelde söze 'ben senin iyiliğini istiyorum ama...' diye başlayan, yerine asla bir başkasını koyamayacağınız kıymetli varlıktır anne.herşeyi yoktan var eden, hiç birşeyin yokluğunu belli etmeyen ama kendi yokluğu tüm ömür boyunca hissedilen en özel kişidir anne...
hep rüyalarımda öldüğünü gördüğümde ağlayarak uyanırdım ve "annemin değerini bilmem gerekiyor sanırım" derdim. yarın bir ameliyata girecek. küçük bir şey belki ama korkuyorum yine de ona bir şey olur diye. sonra onu ne kadar kırdıysam o geliyor aklıma ve o olmadan bir hiç olduğum. benden istedikleri geliyor aklıma ve onun bu isteklerini gerçekleştirmem için aslında çok zamanımın olmadığı. gerçekten nasıl oluyorsa onun dediğine geldiğim geliyor aklıma ve daha bir sürü şey...
anne kutsal, anne başka. şimdi mışıl mışıl uyuyor. yarın ışıl ışıl gülsün, hep olsun. hiç yaşlanmasın. hep güçlü ve hep o sıcak kadın olsun.
Kanatlarım var benim.
O yüzden üzmüyorum seni anne
Çocuğum ben daha
Uçabilmek alıyor gerekli ağlayışlarımı.
Bazen bir fener oluyorum bir kaldırım.
Herkes beni izliyor fenerken
Yine herkesmiş beni eziyor.
Kanatlarım var benim anne.
Ezilmenin oyun gibi geldiği yaştayım.
Uçarsam dağ oluyorum bir kaldırım sıcağından kurtulup
Güneşe bakıyorum sizden daha yakın.
Sizi hiç düşünmüyorum.
Çiçek oluyorsun anne
Babam da bir mezar taşı.
Yaşasaydı onu da üzmezdim..
Onun üstünde ben uçarken sen çiçek oluyorsun.
Seni koparıp alamıyorum..
Üstelik her büyümemiş çiçeği koparacak yaştayım..
Ama sen öyle büyüksün ki.
Bu yüzden üzmüyorum seni anne.
Yaşım üzüyor beni ilerleyen ve gözümden akan..
ikisi de düşman gibi bana bakan
Şeyler anne.
Beni üzen şeyler işte..
Senden daha iyi bakıyorlar ama düşman gibi..
Büyüdüm üşüyorum anne..
Bira şişelerini görsen kızardın
Kesin üzerdim seni moralini bozardım;
Kanatlarım küçülüyor anne.
Bana yetmeyen üç şeyim
Evim sen ve herşeyim..
Bazen bir gitarın teli bazen de sevdanın acımasız eli oluyorum anne.
ikisi de tutuyorlar;
Tutuldukça küçülüyorum;
Bir akşam vakti içerken seni düşünüyorum..
Bu yüzden üzüyorum seni anne;
Yasak kapıları açarken bir sigara iyi geliyor
Seni unutmama.
Bir bulut oluyorum anne o da en fazla siyah alçak ve keskin
Ve ağlatıyor beni anne
Bağıra bağıra hayko cepkin.
Çiçek oluyorsun anne ve bu defa koparıp alıyorum seni
Uçuruyor toprağın sana verdiği haşhaş tadı beni..
Seni seviyorum anne..
gökgöz
hiç anesini göremeyen bir cocuk için
hayal dünyasın da okadar buyuk bir yerdedir ki hiçbir yere oturtamadığı bi nevi bir melektir anne .. caresiz kaldığın bir günde yatağa girip yorganı başına cekip ona derdini anlatırsın o hep itirazsız dinler hep bir ses beklersin... sana sarıldığını hisseder sımsıkı sarmak istersin... seni öptüğünü hayal eder gülümsersin... anneler gününde ona en güzel hediyeyi almak istersin ama veremeyeceğini bildiğin için hep hayal edersin... anlatılanları hep imrenerek dinler akşam olsunda hemen yanına koşayım istersin öyle bir günde hemen yorganın altına girersin ancak orda göebilirsin.
annee