kadının ilk vazifesinin (vazife dedim dikkat edersen) anne olmak olduğunu düşünen lise biyoloji öğretmenine göre (ki bir fen lisesinde müdürdür şu anda) misyonunu tamamlamamış canlıdır. harıl harıl ders çalışan kız öğrencilere "ne kasıyosunuz sizin işiniz çocuk doğurmak." mesajını vermiştir. pek hayırlı bilim adamları yetiştireceğinden şüphemiz yoktur.
bu berbat dünyaya bir çocuk getirmek istemeyen kadındır, baba olmayı düşünmeyen erkek ile mutlu mesut yaşarlar, birbirleriyle koskoca bir ömür paylaşırlar.
anne olmak da olmamak da kadinin esiyle karar verebilecegi, hatta bazen esi bile olmadan karar verebilecegi bir tercihtir.
zorla, hazir olmadan anne olan kadinlarin cocuklarina yaptigi iskenceler bu kadar gundemdeyken hele bi kadin anne olmak istemiyor diye elestirmek de sacmaliktir.
belki de her şeyden önce evlenmek istemiyordur. çevresinde mutlu evlilik yoktur. mezun olunca düzgün bir iş sahibi ve daha sonra düzgün bir hayat sahibi olmak için uğraşacaktır, bunun planlarını yapıyordur. veya kariyer planları vardır. dünya iyi bir yer mi sanki de çocuk getirelim dünyaya? ülkenin hali ortada. o çocuğa iyi bir hayat sunulmayacaksa dünyaya getirilmemeli. ayrıca herkes anne ve baba olamıyor ki. hadi sen dört dörtlüksün diyelim de, baba olacak o adam nasıl? maalesef insanımız sonunu düşünmeden hareket ediyor. benim birkaç tanıdığım var böyle, daha okul devam ediyor ama kendileri evlilik ve çocuk hayalleri kuruyor.
yapmayın, yazıktır. bu ülkeye çocuk yapmak dışında da faydalı olabilirsiniz.
sırf kilo alma korkusundan dolayı anne olmak istemeyen binlerce sosyetik, bencil kadın var.
bunun haricinde eşini sevmiyordur ya da geleceğinden kaygılıdır.
bizi bağlamayan kadındır. bize ne la?! hem pırtlatıp eğitmedikçe, toplumun başına bela sarmamış olacak. tebrik edilesidir. bakamayacağını düşünüyorsa neden anne olmak istesin?
herkesin hayatına kimse karışamaz kuzum siz kim oluyorsunuz?
Fitratina terstir. lakin tecavuzlerin arttigi terorun hakim oldugu dunyaya evlat getirmek ne bileyim.. Akil kârı değil gibi.
Bir ay önce 14 yaşindaki bir çocuk bonzaiden öldü yaşadigim yerde. Hangi anne baba ister, hangi anne baba izin verir çocugunun o zıkkımı içmesine? Elin 40 yaşindaki adami sac teline kiyamadigin evladini kullanip, ihtiyacini giderip kapi onune cesedini birakabiliyor işte.
küçücük bir kız çocuğu iken oyuncak bebekleri dizde sallama, ağlayan oyuncak bebeğini pış pışlama gibi oyunlarla zaten kız çocuğu annelik misyonuyla büyüyor.
Büyüdükten sonra da kadına hayatta yapabileceğin en ve tek güzel şey çocuk doğurmak deniliyor, toplum kadına bunu dayatıyor.
Bir arkadaşımla çok yakın bi tarihte bunu tartıştığımızda anladım aslında neden olduğunu, çocuk sahibi olmayı istememek bana hep çok inanılmaz gelirdi.
Diyor ki çocukları sevmiyorum, tahammül edemiyorum. Etmek zorunda, sevmek zorunda değil. Sevse bile toplumun kendisine dayattığı role tepki olarak, kendi benliğini ortaya koymak adına da çocuk sahibi olmak istemeyebilir.
Eşi de aynı görüşteyse bir sorun olmayacaktır.
Eğer eşi çocuk sahibi olmak istiyorsa da evlilikleri ve üreme güdüsü arasında bi tercih yapacaktır.
Bunu da sanıyorum ki sorgulayacak durumda değiliz, bizim tartışma alanımıza girmiyor.
Abi kafaya sıçayımmış. Ben senin kuracağın cümle için seçeceğin kelimelere bir sıçayım önce ondan sonra konuşmaya başlarız.
Anne olmayı istemeyen ve bunun için de kendince sebepleri olan kadındır, tıpkı anne olmayı isteyen diğer kadınlar gibi !
Dişi doğası gereği doğurmaya müsait olan taraftır. Bunu yapabilecek biyolojik özelliklere sahip olması yapması gerektiği ya da yapmayı isteyecek olduğu anlamına gelmiyor, bunun nesini anlamıyorsunuz?
Anne ya da baba olmak demek hayatının geri kalanında hep +1 düşünmek zorunda olmak demek. Her anlamda. Yürüyüşe çıkarken bile çantasına bezini mamasını almak zorunda olmak demek. Bunları tatlı ve hoş telaşlar olarak görenler olduğu gibi bu yükün altına girmek istemeyenler de olacaktır, bunun nesini anlamıyorsunuz?
Bir de buraya gelip insanların tercihlerine maydanoz mahluklar olarak boş keseden konuşuyorsunuz ya, asıl ben sizi anlamıyorum.
Sen anne olmadan ölme çok saygısız az bilmiş yazar ama bırak da anne olmadan ölmek isteyen de sen kafasına sıçmadan yaşasın !
annelik içgüdüsüne sahip olmama gibi bir şansı olmadığına göre, annelik içgüdüsünü bazı dış etkenler dolyısıyla yitirmiş olan kadındır.
bu kadına selam ederim. bu kadın üzülmüş, incitilmiş, gururu oynanmış kadındır. aldatılmış olabilir, aşağılanmış olabilir, sevgisiz büyütülmüş olabilir, ailesinden şiddet görmüş yahut dış kapının dış mandalı bir ayı oğlu ayı tarafından tecavüze uğramış olabilir. ihtimaller çoğaltılabilir.
unutulmaya ki; (bence) hiçbir kadın anne olmayı istemekten kolay kolay vazgeçmez!
''bende olmayan istektir. "bakamam" derdi bir yana "ugrasamam" derdidir. birine endeksleyemem hayatimi. tatil sikinti, gece disari cikmak sikinti, bakacak birini bulmak sikinti. evlilik olabilir ama cocuk olmaz.''
yazmış biri eee o zaman sen ne işe yarıyon orospuyu s*kerim daha ucuza gelir.(düğün masrafıydı,özel günleriydi derken) haftada orospuya 200 tl veririm daha ucaza gelir.
Neden o kadar anormal geliyor ki? Ben kendimi anne olacak yeterlilikte görmüyorum ve anne olmak istememek en doğal hakkım. Bunu doğmamış çocuğumun iyiliği için isterim. Her ne kadar çevremdeki çocuklar ile iyi anlaşsam da, zorla uyutulamayan çocukları kolayca uyutabiliyor, onlara zevkle bakabiliyor olsam da bunları asla anne olmanın gerekliliği gibi görüp evet anne olabilirim demedim. Bu tamamen içgüdüsel bir şey. Düşüncelerim ilerde değişebilir pek tabii bilmiyorum, ancak kendi kendinizle bir mücadele içindeyken, varlığınızın derinliklerine dalmış içinden bir 'ben' çıkarmaya çalışırken tutup da başka bir canlı yaratıp ona bakmak cesaret işi bana göre. Çocuk yapan herkes cesur diyemeyiz bu bağlamda ama düşünsel bir hazırlık muhakkak gerekli. Çoğumuz zevksiz sevişmelerin ürünüyüz üzerimizde çok düşünülmediği kesin ama zaten bu tür ilişkilerden doğan çocukların ben de dahil çok sağlıklı bir gelişime sahip olduğu söylenemez.