19 mayıs günü cnbc-e tüm gün 'prison break' yayınlamıştı yani sabah 9.00'dan akşam 21.00a kadar. 19 mayıs 2009 saat 22.30 annemi ararım olaylar gelişir:
-hah iyi akşamlar kızım ben de seni arıycaktım.
-noldu niye arıycaktın ?
-ya şey dicektim ntv de senin sevdiğin film vardı.
-anne ntv film yayınlamaz ki, ne alaka
-amaaaan anla işte cnbc e , ntv değil
-haa tamam, ne yayınlıycaktı?
-pirizın get miydi neydi?
-haaa prison break mi
-evet evet hani şu kel oğlan oynuyo
-tamam da anne o dizi. ayrıca o tüm gündü sabah 9dan akşam 9a. saat 22.30 oldu ama
-amaaan ne bileyim onu mu takip edicem, hem sabah 9dan akşam 9a mı, insan sıkılır onu izlerken yaa, o ne öyle
-ya bi sezonu baştan sona yayınlıyolar işte arada kaçırdığın bölüm varsa falan izleyebilirsin mesela, mantıklı bi iş. bi de normalde hafta içi ekonomi programı fln oluyo ya ee tatil olunca ne yapsınlar eski dizi yayınlıyolar böle. millet de sevdiği dizi olunca oturuyo başından kalmıyo. ben de arada baktım öylesine nasıl olsa çıkmadım dışarı bugün hiç.
-hı hı
-(iç ses: annem uyumaya başladı herhalde.) tamam annecim neyse hadi iyi geceler
-sana da sana daa ıgghh
a: ben hayatımda senin kadar manyak çocuk görmedim.
k:aaa! malesef elimize kalan tek evlat bu!
a:bak bi de laf yetiştiriyo.
k:.....
a:yeter be canıma tak etti. ben gidiyorum ne halin varsa gör.
k:doğru manyak bi evlatla aynı çatıda kalma zaten!
a:!!!!....????!!!!
+kızım şu camları siliver, hadi evladım.
-ya anne ya yeni oje sürdüm ama
+kızım hadi bırak bu numaraları
-anne of ya
+kız seni alan iki gün sonra geri getirir.
kız evlat planlamamış bir hamilelik sonucu** dünyaya gelmiştir.*
kız büyüdüğünde bir gün karpuz alıp eve gelir. babaya karpuz kestirilir, bu sırada baba içeriden karpuza pat pat vurur ve "hanginiz aldıysa aferin, güzel almış." der. anneyle kız balkonda yemeye başlar.
+ bu ne be! kabak bu karpuz! bir de güzel almış dedi.
- ne bilsin babam daha kesmeden, dıştan bir şeye benzetti, sonra da ben bozulmayayım diye bir şey demedi tabi.
+ sen de hiç anlamıyorsun karpuzdan!
- anne ben ne anlarım ya. karşıdan baktım, en doğru düzgünü bu gibi geldi işte.
+ karpuz seçer gibi seçtin yani. ekiekieki...
- ekiekieki... öyle valla. ama nerden bileyim ben, dıştan adama benziyordu, içi kabak çıktı işte. nerden bilebilirdim beeen... ben nerde yanlış yaptım. belki de ben hiç doğmamalıydım anne. keşke doğurmadan sorsaydın bana. kesin hayır derdim. ama işte sormad...
+ ay kes be. bana bile sormadılar. sen de bana sorsaydın ben de doğurmayacaktım ama pat diye geldin işte!
-anne bana para verebilir misin?
-kızım ben sana sürekli para veriyodum nerde onlar birikmesi gerekmiyor mu?
-anne şey ben onu...
-kim dedi sana parlement iç diye ha kıza bak hem sigara içiyor hem de pahalısından cıks cıks cık..
-^!'&%/+%/_^+'....
-bana öyle bakma içmiyorsun değil mi?
-anne bıraktım..
-sevgilin var mı dediğimde de arkadaştınız zaten bi sözüne inanmam
-ben de seni çok seviyorum anne..
küçüklüğünde her hafta sonu babası ile pastaneye giden sevgipitircii nin anneye sitem sonucu anne tarafından da birgün pastaneye götürülür
anne: hangisinden yiyceksin kızım?
küçük s.g: bilmiyorum anne, kararsızım
anne: pastaya ne dersin?
küçük s.g.: peki
pastane çıkışı;
anne: oldu mu kızım, sevdin mi yine gelelim mi vs vs
küçük s.g.: ıı olmadı anne
anne: neden kızım?
küçük s.g.: babam bana pastanedeki tüm çeşitlerden söylüyordu ben hepsinden azıcık yiyordum . sadece pasta olmadı bu. **
anne bilgisayar başına geçmiş kavramaya çalışmaktadır.
kız: anne masa üstündeki müzikleri sil
anne: iyice salaklaştın müzik somut bir varlık mı ki sileyim.
kız: //??// .
balkona kedisini almaya giden hopçikiyaya ve annesi arasında geçen bir diyalog:
anne: neden geldin gene
hopcikiyaya: çikoyu* almaya geldim, nerde o?
a: neden götürüyosun kediyi, rahatı iyi bizim yanımızda serin serin yatıyo işte bık bık mık mık vs vs.
h: bana ne, ben onsuz uyuyamıyorum.
a: artık bi koca bul da onla uyu sen!!!
h: ... *
anneyle balkonda akşamüstü çay keyfi yapılmaktadır.buarada üst komşunun astığı çamaşırlardan damlayan su annemi kıl etmişken çamaşırlar arasında asılı südyen düşer;
-anne neydi o düşen
+hiç zübeyde hanım paraşütle iniş denemesi yapıyor.
daha çok anneanne, anne ve kız diyaloğudur.
anne ve kızı* dolma sararken anneanne de yardım etmek ister. kendisine yaprakları açma görevi verilir. ama konuşmaktan kendisinin hiçbir şey yapmadığı gibi yaprakları elinde tuttuğu için bizi de engellemektedir. dolayısıyla görevinden azlederiz onu.
anneanne: siz çalışıyorsunuz. ben hiçbir şey yapmıyorum. üzülüyorum ama.
anne bir şeyler mırıldanır.
ben: senin de çenen çalışıyor üzülme.
tabi anneanne anlamaz bunu. ama aynı şeyi mırıldanmış olan anne ile nil çok güler.
seviyorum bu kadınları yaa. *
bugün annemle baklava yapacaktık hamuru açmasına yardım edip saçımı boyayacaktım arkadaşım geldi ve yanımıza oturdu hamuru açarken bir yandanda söyleniyor
anne: saçının rengi zaten iyi ne diye boyuyorsun anlamam ki..
ben: dibi geldi anne boya aktı zaten
anne: hangi renge boyayacaksın ?
ben: sence?
anne: yine mi siyah! senin saçın zaten siyah kızım boyamana gerek yok kanser yapıyormuş zaten boyama boşver
ben: ya sabır...boyayacağım ya sanane!
anne: annelere sanane denmez!* görgüsüz(!)!!
ben: dumur...**
-anne cem garipoğlunun volta arkadaşı eşcinselmiş muahahaha
-gerizekalı baksana ölmüş mü diye
-nasıl?!?!!?
-adi herif canlı canlı kesmiş kızı
-hııı??
-hem neden öldürüyosun keşke ben ölseymişim diyor bide
-hadi iyi geceler anne?!?
anne: kızım sakın elletme.. erkek milletine güven olmaz! göster ama elletme. azıcık sürtün, hop çekil! öp ama koklama! az tut. hemen sık! yala tükürme! osur gülümseme! çek bırak, bas konuş!
kız: anne bırak ya!
anne: adam seni yalayacak kızım! çok harika olaylar bunlar! aman dikkat et, sonra ben babana ne derim! ne diyim, ne desem tahrik olmuyor artık baban!
kız: anne git lütfen!..
anne: uuu beybi, herif sıkı gerçekten...