Anneyle tartışma çıkmış en son git gözümün önünden istemiyorum birşey senden cevabı alınınca yanından ayrılıp odaya gidilmiştir. Aradan 10-15 dakika geçtikten sonra anne mutfaktan seslenir;
-Kıızıııım? Gel hadi sen şu tatlını yap misafirler gelince indirelim.
gece saat 2 civarında anne odaya girer muhabbet başlar;
+oğlum sen çok oturuyorsun pc başında.
-ee
+kötü kötü sitelere girmiyorsun değil mi?
-tabi ki giriyorum. (porno sitelerinden bahsettiği düşünülerek)
+yok oğlum, açık saçık siteler değil şöyle satanistli siteler
-satanistli? yok anne ne işim olur?
+afferin oğlum. girme öyle yerlere
canım benim.
- anne evde ne yemek var?
- ıspanak var.
- biliyorsunuz ıspanak yemediğimi neden ıspanak yapıp duruyorsunuz offf.
- sana tavuk yaptım oğlum merak etme.
_ heeee baştan sölesene anne burda stres oldum 2 dakikada
- niye geç kaldın kızım?
+ Leventteydim anne anca geldim. trafik de vardı.
- Ne işin vardı leventte senin, naptın?
+ halletmem gereken işlerim vardı anne. geldim işte.
- hangi leventteydin?
+ 1.levent anne.
- O kim kızıım akşamın bu saatinde hiçbir şey de söylemiyorsun?
+ ?!....
Anne yorgun argın eve gelir,elinde poşetler yüzünde mutlu bir ifade vardır.Pazardan aldıklarını gösterdikten sonra:
-Bir de ne aldım biliyor musun? Kızıma toka aldıım.
O an bana nick bulur musun saf saf annesine bakmakta,93 model emektar arabaya alınmış jant kapaklarından bihaber ''toka'' beklemektedir.Bekler,bekler ve bekler..
hayatın en acı 3-4 tecrübesinden birisini tatmış insanlar için, birçoğu rüyada gerçekleşen konuşmalardır. onu kaybedeceğim aklımın ucundan bile geçmezdi. belki de bu yüzdendir bu kadar çok üzülüyor olmam, bilmiyorum. ben daha önce hiç annenin ölmesi başlığını her üç sözlükte de bir günde ikişer kez okumamıştım.
- anne, seni çok özledim
- (:
- anne, herkesten nefret ediyorum, kimse beni senin gibi sevmiyor
- (:
- anne, artık ben de ölmek istiyorum, yanında benim için de yer var mı
- ):
- anne, seni çok özledim. sesini çok özledim. lütfen konuş benimle
- (:
kız evlenip baba evinden kuş olup uçmuş ve boş olan hemen karşıda ki evde ikamet etmeye başlamıştır. evlendikten 3 ay sonra yılbaşı gecesi, damadın istanbul'da yaşayan arkadaşı ve sevgilisi yeni evli çifte, yeni yıl kutlaması için misafir olmuştur.günler önceden plan yapılmış ve 23:30 suları barda olunup yeni yıla barda girdikten sonra sabaha kadar barda kalmaya karar verilmiştir. bu durumdan anne de ayrıca haberdar edilmiştir. 31 aralık akşamı yemekler yenmiş, sohbetler edilmiş ve saat 23:00 suları evden çıkılarak arabaya binmek suretiyle bara gitmek için harekete koyulmuştur.evin dış metal kapısının kapanmasıyla, karşı evde oturan annenin camı açması arasında 0,0001 saniye bile fark yoktur.
anne : gidiyor musunuz yavrum?
kız : gidiyoruz anne.
anne : tamam çocuğum geç kalmayın.
kız : ?!?!
kız hem evlidir, hem de saat zaten gece yarısıdır. anne, anneliğini yine yapmıştır, kız da utanmıştır. lakin kız bu anıyı hiç unutmamış her fırsatta yüzüne çarpmıştır.
anne: Nerdesin sen?
kız: okuldayım anne.
anne: bu saatte ne okulu?
kız: anne ben ikinci ögretimim unuttun mu?
anne: saatten haberin var mı senin?
kız: anneeeeee?
....
haftada bir gün düzenli olarak yapılıyor, bağışıklık kazanıldı artık.
akşam yemeğinde beş kişiyiz. annem ayakta yemekleri koyuyor.
kardeşim: geçen gün bahsettiğin filmi izleyelim mi bu gece?
ben: off başım çok fena ağrıyor. yemekten sonra hemen odama çekiliciiiim.
annem: efendim tatlı servisine kalmayacak mısınız?
-anne ben dışarı çıkıyorum geç gelirim.
- anahtarını al yanına bende xxxx komşuya gidicem.
- tamam anne ya hadi kaçtım ben.
- telefonun açık olsun aradığım zaman aç bak.
- ok kaçtımm.
..... birkaç saat sonra.
-aloo???
-kızım ben kapıda kaldım anahtarı getir.
(nedense ben hep geç gelicem dediğimde oluyor bu olayda tesadüf müdür ki acep)
benim değil ama annemin, kendi annesi ile girdiği komik diyalogtur.
ananem: kızım sen 87 yılında evlendin.
annem: olur mu anne ben oğlumu 87 yılında doğurdum. ben 86 da evlendim.
ananem: ben bilmicem mi senin ne zaman evlendiğini? 87 yılında evlendin işte.
annem: anne ilk çocuğum 87 li benim.
ananem: aaa evet öyle dimi... tüh allah kahretmesin seni. sen evlendiğinde hamile miydin?
biz yerlerdeyiz o sırada.
e:baba inanmayacaksın ama arabayı çok şahane bir yere parkettim.
b:araba geçerse sağından solundan sıkıntı yok kızım.
e:ayıpp ediyosun baba tır geçer tır yanından hehehehe
a:(tığ ile yapmış olduğu tülbent kenarı şeysinden kafasını kaldırıp sanki ben tıra çarpmışım gibi şaşırarak bana bakar ve şok olmuş bir şekilde) Neeeeeee? kızımmm bizim otoparkda tırın ne işi varrrrr?
e:ANNNEEEEEEE....
b:heheheheh
ben: bebegim balıkların güzelliğine bak rengarenk ne kadar güzeller( akvaryumda dolaşıyoruz)
kızım: bunları kızartıp yesek ne güzel böyle ham ham.
ben: aman tanrım ben nasıl bir çocuk yetiştirmişim böye.(henuz 4 yaşında)
baba eve kuruyemiş almıştır. anne hemen merakla kuruyemiş paketlerini açmaya başlar. bi yandan da eşine neler aldığını sormaktadır. baba da başlar yardırmaya:
baba: fındık, fıstık, antep fıstığı, ay çekirdeği, badem...
anne hemen atılır:
anne: badem ne bademi?
baba: nasıl ne bademi? normal badem. yemelik.
anne: amerikan bademi mi, datça bademimi mi?
ben: ne fark ediyo ki?
anne: aa, fark eder tabi, etmez mi hiç! datça bademi iri olur, yağlı olur, yakışıklı olur...
ben: bademden mi bahsediyoruz?
anne: ... tövbe tövbe...