anne: gene ne aldın?
-kitap..
anne: daha geçen gün almıştın. onları okusana.
-bitti anne.
anne: durmadan kitaba para harcıyorsun, evde yer kalmadı koyacak, bir sürü kitabın var onları oku! paranı biriktir çeyiz alalım!
-çeyiz bu işte anne.
yine annenin acil servis hizmeti kisvetine bürüneceği korkusunu da içinde barındırarak hapşurur insan.
pardus: hapşuu
anne : hii, üşüttü bak yine.
pardus: anne allah aşkına hasta falan değilim.
anne : hmm, belli belli bak başladın yine hapşurmaya(aksilik o anda bir daha hapşurası gelir bir de adamın)
pardus: hıkk!!
anne : tut tut hapşuruğunu sen tut ki daha da hasta ol da gör.
pardus: /!%^#
eskiden mesajlar beleş değildi ve oldukça da pahalıydı biz de çağrı atarak anlaşırdık arkadaşlarımızla dönemin ergenleri olarak.
telefona çağrı gelir, annem de mütemadiyen hep sorar;
a: kimmiş rhein?
b: ışıl anne
a: ne diyomuş
b:anne çağrı bıraktı
a:ne yazmış
b: anne çağrı da bir şey yazılmıyor.
a: ee ne diyor o zaman.
b: annem çağrı ile mesaj farklı şeyler yahu bir şey demiyor öyle arayıp kapattı.
a: niye?
b: mavi ekran
annem çağrının neden yapıldığını bir türlü kavrayamadı ama ben söyleyeyim, o dönem çağrı yapmak ''aklımdasın'' demekti.. tey tey tey...
+ anne kadınlar günün mübarek olsun
- şimdi mi aklına geldik ?
+ anne sanki doğum günün ya nolcak
- kadınlar günü kızım
+ banane ya sen 19 mayısta hiç gençlik ve spor bayramı mı kutladın mı ?
- anne ... nerde?
- orda kızım.
- orda ama nerde?
- kızım poşetin içinde işte(tüm gerkli açıklamayı yaptım edasıyla)
- anne poşet nerde?
- kızım geçen gün komşudan gelirken almıştıkta sonra yolda kadriye teyzenle karşılaştık onunla......(bi sürü gereksiz ayrıntı)oralarda bi yerde işte kızım.
- .....
-kızım ben gelip eline verdikten sonra orda poşette dedim işte vs. vs. bitmez...
bundan 3 sene önce özel bir şirkette çalışmaya başlamıştım, yeni iş, yeni insanlar dolayısıyla uyum sorunu hat safada. işten morali bozuk bir şekilde eve gelince annem yanaştı ;
- oğlum neyin var ?
- anne ben burda çalışmak istemiyorum, öküz gibi adamlar, ne laftan ne sözden anlıyorlar anlaşamam ben bu adamlarla !! çıkmak istiyorum bu işten.
- oğlum koyunlarla herkes anlaşır, önemli olan öküzlerle anlaşmak.!!
şarjım bitmiş annem ısrarla arıyor, karşıdaki rutin ses kaydı;
"aradığınız kişiye şu anda......"diyor ancak annem ısrarla devam ediyor, sonuç hep aynı...
birkaç saat sonra annemi arıyorum;
-annecim nasılsın?
-sen benimle dalga mı geçiyosun?!
-aaa ne dalgası anne, ne demek şimdi bu?
-az önce benimle konuşmamak için "aradığınız kişiye ulaşılamıyo" diye niye beni kandırıyosun bakiiim?!
-anne şarjım bitmişti, hem o kunuşan ben diiildim
-hadi ordan ses aynı senin sesindi, yalan söyleme bana!
-hadi annem biz sonra görüşelim
-yaaa işine gelmedi di mi? beni kandırıcaanı mı sandın?!
-hadi annem hadi sonra görüşürüz.........
m: zaten kısa boylu bi aileyiz anniş kusura bakma da yağni. ( ağız yamultarak anneye şımarılarak söylenir.)
a: abin uzun boylu, 1.78.
m: o ne ya öyle, 80 bile değil, 8'in adı var en azından. millet 1.85 kadın.
a: o ne öyle korkuluk gibi!
m: ne ya, benim sevgilim de 1.85.
a: desene atla deve.
bızzt, sağ ol anne. doğru ben güdüğüm ama kısa boylu hatunlar genelde uzunları kaparlar. **
oğul: telefonumu bulamıyorum anne, beni bir arasan?
anne: burdaymış gel gelll. nı nı nee ne yazıyor burda?
ve jeton düşer. oğul anneyi "yine" diye kaydetmiştir.
yine arıyor..yine arıyor..
mutlu edit: iş bu entry sayesinde anne "yine"likten "prenses"liğe terfi etmiştir. teşekkürler sözlük.
-günaydın anne.
-gece yatmaz, sabah kalkmaz.
-babam nerde?
-yattığın yatağı bile ben topluyorum!
-yemekte ne var?
-bi kere sen yapta ben sorayım!
-noluyor anne sana?
-anne deme bana!!!
arkadaş tarafından arabayla eve bırakılırken arabadaki müzik sesinden ve kalabalıktan dolayı arayan anne meşgule verilir. ardından mesaj çekilir, "15 dakikaya eve geçiyorum. araba çok gürültülü. ben seni eve gidince arayacağım"
ama farklı bir şehirde yaşayan paranoyak anne, aradan 20 dakika geçince başlar aramaya...
eve gidilmek üzeredir, yine meşgule verilir...
eve gelindiğinde zaten cayır cayır çalmakta olan telefona cevap verilir.
+ alo anne?
- nerdesin sen yaa? arıyorum açmıyorsun? ne istiyorsun benden? öldürmek mi istiyorsun?
+ ?!?!?! ( umura uğramış ardilla) Anne ne oluyor ya?
- bir de ne oluyor diyor, kaç dakika geçti, neden aramıyorsun?
+ anne daha yeni... (laf ağzına tıkılır)
- ayrıca o arabada telefon niye açılmıyor?
+ anne bizim arka.... (laf yine ağıza tıkılır)
- ben burada neler kuruyorum senin haberin var mı? acaba kaçırdılar mı, acaba telefonu elinden aldılar mı, acaba beni oyalamak için mi mesaj atıyorlar, zaman mı kazanmaya çalışıyorlar... hepsi geçiyor tek tek aklımdan...
+ anne dur bi yaa, bir sakin ol! arabada gürültü var dedim sana di mi, açamam dedim? ayrıca ne kaçırması anne? hatta ne zaman kazanması? birileri kaçırıyor olsa istanbul'dan kalkıp ankara'ya gelişin 6 saat. adamlar daha ne vakti istesin anne?
- anne ol, kıçına uçak motoru takıp uçuyor musun uçmuyor musun göreceğim ben seni!
a: pallaaaaaas!
p: efendim annee!
a: git bana oturma odasından bilmemneyi getir
( oturma odasına gidilir, aranan şey bulunamaz)
p: anne nerede bu hede tam olarak?
a: kızım orada işte.
p: anne orası dediğin yer neresi tam olarak?
a: orada işte yaa allah allah manyak mıdır nedir.
( bütün aramalara rağmen aranan şey bulunamaz, anne çağırılır, aranan şey anne tarafından vitrindeki vazonun içinden çıkarılır)
a: burada işte, ne diye yoruyorsun beni !
p: ..............
anne kişisinin orası dediği yer, vitrindeki vazonun içiymiş. tabi salaklık bende, aklıma ilk oranın gelmesi gerekirdi değil mi? ne biçim de bilemedim...
arabayı değiştirmeyi düşündüğüm sıralar, önümüzdeki kırmızı bir citroen eşliğinde anneyle kırmızı ışıkta bekliyoruz;
- aaa evladım sen arabayı satınca şu önümüzdeki g*tverenden alsana, ne güzel bi arabaymış bu yaa...
