efendim hiç unutmam; liseye başladığım ilk günlerdi. hazırlık sınıfında rehberlik dersindeyim. ders bitti, hoca yanıma yaklaştı. "senin hakkında birkaç şikayet var." dedi. şaşırdım, zira şimdikinin aksine çok uysal ve inek tabir edilen bir öğrenciydim. "mesele nedir?" diye sordum. "sen buraya büyük şehirden geldiğin için yaptığın bazı esprileri arkadaşların anlamıyormuş ve kötü birşey söylediğini sanıyorlarmış." dedi. işte o sınıftakiler bu gruba giren insanlardır efendim.
efendim hiç unutturmadılar; daha 2 ay kadar önce yemek yemek için toplanmışız, bir tane de gıcık bağyan var çok afedersin domuşuk sevim gibi. laf atmalar, laf sokuşturmalar, lokma saymacalar, yaşına uygun olmayan çeşitli şebelekliklerle içine etti ortamın. en nihayetinde bir lokma daha almak istediğim yemeği yememe kızınca bir hayli bozulmuştum. bunun üzerine bu karı şaka yaptığını söyleyip tabağı önüme uzattı ve fakat ağzımdan çıkmış bulunan "ağzımla söyleyim neremle yiyeyim" atasözümüzü işitince koptu bu, vay efendim terbiye takın falan filan özür dile affedeyim gibilerinden laf salatası yapmaya. lafı anlamadı bu kocağrı da dahil masadaki her kimse, trip atmaya başladılar. elbette efendim bir kez daha fark ettim ki cahil insanla yaşamak çok zor. hayatta en çok cahil insanlardan çektik hep.
cahiller bittt...