anlamanın en yakın anlamda aynı tecrübeyi yaşamak olduğu düşünülürse ve herhangi bir kişinin tecrübesini yaşamanın hatta kişinin kendi tecrübesini tekrar tecrübe etmesinin imkansızlığı biliniyorsa bir başkasını anlamanın mümkün olmadığı da bilinir.
hissetmenin anlamdan ziyade kendine özgülüğü, yeni anlamlar yaratmanın bir yoludur. müzik; hissetmektir ve duymaktır. duymak için ise anlamaya gerek yoktur.
her yerli parçayı anlıyomuş gibi davranan ergen söylemi.arabada giderken anlayacan diye bi şey yok ki,müzik sadece dinlenesi bir hededir öğretici müziği ana okulu çocukları dinler kanımca.
deniz seviyesinde bir iq'ya sahip olan kafasızdır.
sanki bu ülkede adam gibi yabancı dil bilen insan sayısı çok fazlaymış gibi durmadan yabancı müzik dinlerler; yok şu grubun bu parçası; yok bu adamın şu şarkısı; yok solosu; yok riff'i derken kafayı sıyırdım hamidolar.
artık, ben de, ne anladın bu şarkıdan; bu parçada anlatılmak istenen ne; ne diyor bu cümlede filan diye soruyorum bu adamlara; sıkıştırıyorum yani. gerizekalıların bir bok bildiği yok tabii. övmeye gelince övüyorlar ama te allaam ya.
belki anana sövüyor lan; ne bok yemeye dinliyorsunuz bu saçmalıkları; gidin adam gibi bir şeyler dinleyin; tasavvuf müziği dinleyin anasını satayım, ehe.