bugün

sevdiğim şehir. 18 ayımı yesede sevdim be hacı.
an itibariyle kar yağmaktadır.
pavyon kültürüyle coşmuştur.anlatılanlara göre olay orada çok büyük.
kütahyaya raybüs metro birleşimi ile 3 saat de ama otobüsle 5saat uzaklıkta olan sehir.
an itibariyle açık bir hava vardır, aralık sonuna gelmemize rağmen hava oldukça sıcaktır.
ankara
ankara'ya öyle yakışırdı ki kar..
asfaltlar ışıldar, buz tutardı resmi yalanlar...
kimse keman çalmaz belki ama
çok keman çalınsın balolarında
diye yapılmış
gri sisli binalar...
alnının ortasında
ciddi bir devlet asabiyeti.
çok kötü günlermiş gibi en genç zamanlar,
bu zulüm bu sevda bitmezmiş sevmek
bir halkı sevmekse aşk o zaman sevmekmiş!
(biz bir şeyi delicesine severiz
ama tanrım neyi?)
kahve önü çatlak mozaik
bel kemiğine tehdit
kürsüler üstünde
çok sigara içen
öğrenciler
bir daha asla yaşayamayacağı
aşkları teğet geçerken
hep onu sevmeyenleri severek
hep onu sevenin gözlerinden
kalabalıklara kaçarak
karışarak toplumcu gerçekçi yalnızlıklara,
yüksek rakımlarda çatlamış dudaklarını
bir izmirli güzele dayatmak varken
(hep kardeş olacak değiliz ya,
yaşasın halkların sevgililîğî!)...
yola cıkacakların dikkatine konya yolunun incekten ötesinde inanılmaz bir sis bulutu var görüş mesafesi 1 metreden fazla değil.

tanım: sisli şehir.
en çok terminalini sevdiğim şehir, ne güzel bir yerdir orası yahu.. içim sevinç doluyor her gittiğimde.
sis coktugu her an aklima silent hill geliyor. korkuyorum sabah sabah kotu bir sey olacak diye. ama sisine ragmen canim sehrimdir.

kar da, sis de yakisiyor be!
gidip bir daha geri dönmek istemediğim şehir.
ciddiyetini sevdiğim şehir.
bir türlü sevemediğim şehir.betondan başka bir şey bulunmayan oksijensiz hava sahasıdır.
istanbul ve izmir'i adım adım gezmiş, oralarda yaşamış birisi olarak söylüyorum ki: grisi bile sizi kendine çeken şehir.

şimdi "ıyy deniz yoğk" diye ağlayanlar sanki istanbul'da, izmir'de yaşayınca her gün denizi seyrediyorlar. ulan en son ne zaman deniz kenarında içtin, oturdun desek hatırlayamayacaksın. daha ne kasıyorsun?
(bkz: buraya bakarlar)
bir türlü ısınamadığım resmiyet kokan şehir.
ağzıma sıçmasına rağmen sevdiğim şehir. gerçi ben mecburi hizmete sürüldüğüm tek caddeli şehri de sevmiştim, manyağım ben.

güzeldir ankara, her şeye rağmen...
sise pause alması gereken.aşktır
seviyorum grisini, karını, çamurunu... Uzaklaşan mesafelerini.
bir daha ayak basabilecek cesareti toplayabilir miyim bilmediğim bir o kadar da özlediğim memleket.
köşe başı avm şehri.
kendisi ve insanları soğuk memleket.

bir boka da benzemiyor.
tam 91 yıl önce bugün ulu önderimiz mustafa kemal atatürk'ün geldiği şehir. atam o gün ankara'da seymenler tarafından o kadar iyi karşılanmış, onlardaki vatan sevgisinin ne kadar büyük olduğunu o kadar iyi görmüş olacak ki; bu seymenler diyarı şehri daha sonra türkiye cumhuriyeti'nin başkenti yapmıştır.
başkent olmanın, kurtuluş savaşı'nda en çok şehit veren il olmanın, anıtkabir'e sahip olmanın haklı gururunu yaşayan şehirdir ankara. atatürk'ün kurduğu bu ülkenin yılmaz bekçileridir ankaralılar da.

(bkz: sevdana yürek gerek)
ne var ki bu şehirde? en iyi dostumun burda olmasını geç, okulu geç, barlarını geç ne kalır ki geriye? havası hava değil, yerleşimi bir garip, dolmuş desen 1.85tl çok acayip, ego desen gelmez, arabayı park edeyim desen otoparkı mesele... sıkıcı, sakin ve sessiz bir yer ankara benim için. bir insan bir şehirden ne ister sorusunun cevabı yoktur kesinlikle burada; ama sevdiği birkaç şey uğruna uzunca bir süre katlanılabilir. bir gün tiyatroya gidersin, hayvanat bahçesinde şöyle bir turlarsın, hava güzelse gençlik parkına gidersin bir iki kere, birkaç iyi yerde yemek yersin, üç beş bara gidersin, baharda göllerin birinde piknik yapsan, kışın da avm'leri turlasan, zaten bir ay otuz gün. tüm bu aktiviteleri de hoş bir döngüde tekrarlarsan hepi topu oniki tekrar eder. insan günün ya da haftanın bir vaktinde şöyle doya doya konuşabileceği birini bulabiliyorsa karşısında, orada çok uzun bir süre yaşayabilir. yoksa ankara da hikaye manzarasına öldüğüm karadenizim de.

dedit: o dolmuş fiyatı oldu 2tl.
kimi memur kenti der, kimi denizi yok der ama nedense ben o bozkırı çok seviyorum. bu hafta sonu ordaydım.dilimde şiirlerle gezdim ankarayı, bir kez daha sevdim ankarayı, ahmed arifi andım.

Duvarları katı sabır taşından

Kar altındadır varoşlar,

Hasretim nazlıdır Ankara.

Dumanlı havayı kurt sevsin

Asfalttan yürüsün Aralık,

Sevmem, netameli aydır.

Bir başka ama bilemem

Bir kaçıncı bahara kalmıştır vuslat

Kalbim, bu zulümlü sevda,

Kar altındadır.



evet hasretim nazlıdır ankara..
bir şeyleri bulmanın başkenti. gidilmesi gereken bir yer.