memleketim. bozkırın ortasında yeniden doğmuş bir milletin ve kurtuluş savaşımızın simgesi başkentimiz. denizi ve pek fazla ormanı olmamasına rağmen ankaralılar için vazgeçilmezdir. güneyine giderseniz uçsuz bucaksız bozkır karşılar sizi, kuzeyine giderseniz güzide çam ve meşe ormanlarıyla karşılaşırsınız. seğmenleri ve yiğit insanları barındıran şehir.
dogup buyudugum icin midir? bilemem ama yasamasi bir okadar da keyif aldigim. ailemden , sevdiklerimden ayrilip huzunlendigimde ankarayida unutmadigim sehir. tam bir baskent...
yıllar öncesi soğuk bir ankara günüdür.tepede bir üniversitenin yurdunda,haliyle soğuk bir koridorun duvarında okuduğum ve bir çırpıda beni anlatıyor dediğim manidir.
gülüm burası ankara,
günü gününden kara,
burda iki şeye muhtacım,
bir gelmeyen bahara,
bir de sana...
neyse ki az sürse de beni anlatması,zaman zaman bu arabesk maniyi tekrarladığım da olmuştur.ben de yalan yok.
eğer bir kere alışıldıysa asla terkedilemeyecek şehirdir. nereye gidilirse gidilsin her yer garip gelir ankaralıya alışamaz bir türlü.. hep bir karşılaştırma içine girer bir ankaralı bulunduğu yerle ankarayı; ankara düzenlidir, yaşanılabilirdir. ankara bir başkadır. ve bir ankaralı asla anlamaz, ankaraya soğuk, samimiyetsiz, asık suratlı diyenleri. çünkü ankara evdir, ankara güzeldir, bir tek ankarada yaşanır en güzel anılar. soğuğu tam bir soğuktur. içine işler insanın, sıcağı sıcaktır iliğin kemiğin ısınır ankarada. ankara bir başkadır, bir ankaralı için nereye gidilirse gidilsin sonunda mutlaka ankaraya dönüş vardır.
hayatımın en büyük sınavlarını verdiğim ama yine de hala ,bir şekilde sevmeye devam edebildiğim , özlediğim , buruk bir gülümseme ile andığım , dünyanın en güzel kızıl denizine sahip , güzel şehir.
Esiyor başımda kavak yeli
Kızılayda kalabalık insan seli
Kimi leyla, kimi mecnun
Kimi akıllı, kimi deli
Kimi alim, kimi veli
Esiyor başımda kavak yeli
Ankaram sen farklısın sen
Ankaram sen canımsın sen
ankara gri bir şehirdi benim için ve gri bir şehir şu anda da. 3 senedir yaşıyorum , her mekanına girip çıktım ve her cenahına .ama herhangi bir metropolde olması gereken o pastel ışıkları hiç bir zaman göremedim. güneş bile soluk vurdu alnıma körüklü otobüslerde giderken ve o koşuşturmada hiç bir zaman road runner gibi eğlencelisi de görülmedi memur kentinde. ankara'ya yağmur bile çamurları temizlemek için yağdı . yağmurda yürürken ve hızlandığında o çucuksu kaçışlarımızı hiç yapamadık . zaten şehrin meydanı kızılayda bile doğru düzgün kaldırım taşları yoktu , belki de bu yüzden ankara'nın hiç tarzı olamadı.
anıtkabir'de aslanlı yolun taşlarla donatılmış olmasına dair , yolda yürürken takılmamanız için başınızı eğmeniz gerektiğinden bahsedilirdi. oysa biz her gün ve her yerde saygımızı melih'e gösterircesine yürüdük. ankara'da gece bile gün bitsin diye çöktü üstümüze. 9 oldu mi sen ben o , 11 'de etraf sessiz.
ankara'da eğlenilemedi 4. katta bulunan ve paspallığı kendinden menkul cafe-pub larda ve okunamadı olgunlarda pazarlık edilmeden .
o ankara'nın bütün bu karmaşası içinde herkes yolunu buluyordu şaşırtıcı şekilde ya da bazıları bir yolunu . ankara aşkların parklarda yaşandığı yerdi. ilk defa parklarda öpüşürdünüz ve ilk defa parklarda sizden para isterdi memleketten yeni geldim kardeş diyenler. ve ankara'da kardeş olurdunuz birileriyle her nasıl bir yerde hacı bir yerde abi ve herhangi bir memlekette başka şekilde hitap görürken , gariptir.
ankara'da iken siyasi görüşleri çatıştığını gördük , siyahla beyazın bitip tükenmez hengamesinde , ankara'da iken insanlar sokaklarda ütopya diye dergiler dağıtıp bağırdı ve işte o ankara'da iken her yer özlenirdi. ve herkes. ve herşey. işte bu yüzden , ankara gri bir şehirdi..
izmir ardindan gelen bir ankara bir deprem kargasasi yaratiyoru insanda. ankara panik veriyor insana, surekli bir acele etme durumu. kordonda yaptigin o uzun, yavas yuruyusler ankarada adeta bir maraton havasina burunuyor. otobuse yetismek hic bu kadar zor olmamisti oysa sana. yabanci bir yuz ankara, anlasamiyorsun bir turlu, tek yaptigin insan dalgasina kendini birakip gundelik islere devam edip zamanin gecmesini beklemek.
ankara geriye bakinca tek bir guzellik birakiyor insanda; dostlar ve anilarin. gerisi cabuk gecen yillardan baska bir sey degil.
seveni bir başka sever, nefret edeni ise adını anmak istemez. soğuk bürokrasinin susuz kentidir. eskiden memur kentiydi, şimdi ise memurların yaşama şansı kalmadığı, hayatın artık pahalı olduğu şehir.