yaz kış farketmez her sabah insanı dondurur bu soğuk efendim. okul ya da işe gidecek olanlar daha fazla nasibini alır bu soğuktan zira otobüslerin saati belli değildir, ne zaman geleceği belli olmaz, o soğukta bir saat bile otobüs beklendiği olur.* semtine göre değişir, örneğin ufuktepe'de yazın akşam balkona çıkamazsınız, dışarı çıkarken mont giymek bile düşünülebilir. ama ankara'yı seviyorsanız eğer bu soğuğu da çok seviyorsunuz demektir ve ankara'dan uzak olduğunuzda en çok özledikleriniz arasında bu soğuğu hissetmek vardır.
sabahları işe, okula, bakkala, her nereye giderseniz gidin yola çıktıktan birkaç dakika sonra yüzünüzü hissetmemeye başlarsınız, özellikle kış aylarında.
bu yıl aniden kendini hissettirendir.son 3-4 gündür havaya bakıyorum,güneşli.üzerime mont alıp almamakta tereddüt ediyorum lakin dışarı çıkınca iyiki almışım dedirtiyor bu hava.güneşe aldırmayın dostlar.
bütün seyehati ve dönüşündeki altı günü hasta geçirmeye sebebiyet veren ankaraya ayazına maruz kalan kişinin, damdan dama atlarken kedinin nasıl donabileceği hakkında fikir sahibi olmak isteyenlere yaptığı iki kelimelik, kısa ve net açıklamadır.
Dün sabah itibariyle gerçek şiddetini bulmuş soğuktur.En fena etkilerinden biride burnunuz donduğu için burundan akan sümük farkedilmez öyle yürünür yürünür yürünür taaa ki ağzınıza tuzlu bir tat gelince.