ozledigimdir. temmuz sicaginda bodrum da guneslenip kavrulmak iyi de ankara da agustos geceleri yunlu hirkaya sarinarak balkonda sigara icmenin hazzi paha bicilemez.
eylül geldi ya kendini hatırlatmaya başladı. akşamları dışarda bir yerlerde oturuyorsanız 'pardon şal alabilir miyim' zamanı gelmiştir zira ben geçenlerde istedim.
genelde korku vea bilimkurgu filmlerinde kaçış anında canavarahemen koridordan alınan buz ışınıyla karşılık verilir ya o ışın ankara soğuğudur işte. kar ya da şiddetli rüzgar da arkasından gelen vurucu darbedir ve sizi buz parçalrına ayırır. bu durumda siz canavarsınız ama orayı karıştırmayın.
Buralarda Ağustos'un onbeşi yaz onbeşi kış derler. Akşamları serin hava üşütür hırkasız çıkıldığı zaman hay aklıma sıçayım neden almadım ki dedirtir insana. Bu saatten sonra artık yaz ayı bitmiştir ve soğuk havalar başlamıştır gri şehirde. Bilmeyenler için belirtmekte fayda var. Ankara'nın soğuğu öyle böyle değildir. Adamın götünü keser. Dikkat edilmediği takdirde günlerce hastalık çektirebilir.
artık meteoroloji genel müdürlüğü tarafından da hava olayı olarak tanımlanmaya başlanmış olan soğuktur. literatürde resmen yerini almış görülüyor. https://galeri.uludagsozluk.com/r/538947/+
6 yıl ankara'da kalmış biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki abartıldığı kadar soğuk değildir. nedense hayatının tamamını ankara'da geçiren kardeşlerimiz sürekli ne kadar soğuk olduğundan bahseder. kalın bir kaban, atkı, bere ve eldivenle gayet rahatlıkla bütün kışı atlatabilirsiniz. (kışın 10'da 9'unda bere kullanmazdım bile.) ha ama "gece çok soğuuuuk" diyorsan da gece 12'den sonra türkiye'nin heryerinde bi tarafların buz keser, ankara'ya özgü bir durum değil bu maalesef.