kalp damar hastalığı tamamen genetik arkadaşlar. damarlar basınç sonucu yırtılmaya meyilliyse, bu durum yırtıklarda önce kolesterol türü yağların yapışmasına, onu müteakiben kalsiyum, mikro plastik gibi radikallerle etkileşime geçerek (yapışarak) büyümesine yol açıyor. pıhtı dediğimiz şey, damarlarda kolesterolle birlikte biriken bir tür arter çöplüğü.
kalp damar hastalarının sadece bir damarlarının %20 si falan tıkalı değil, aslında tüm damar sistemi yüksek kan basıncıyla koparak başka damarları yırtabilecek pıhtıların ve %1 %2 oranındaki mikroskobik tıkanıklıkların işgali altında. hem de en kılcal olan toplar ve atar damarlara varıncaya kadar.
tüm damar sistemi hasta aslında. ve bunu anjiyo dahil hiçbir metot nanometre ölçeğinde tespit edemediği için, sadece gözlem skalasına giren bir iki sonuca aldanarak tedavi olduğunuzu falan zannediyorsunuz.
ömür boyu medikal ilaç tedavisine ve spora muhtaçsınız.
aksi taktirde tüm aptallığınıza rağmen size sevgiyle kucak açacak tek sima, azrail in meçhul sureti olacaktır.
kellikte saç foliküllerinin kan damarlarından beslenme süreci, nasıl ki erkeklik hormonunun bir tür sentezi tarafından engelleniyor ve milyonlarca erkek aktif cinsel yaşamlarına rağmen tek kıl kaybı dahi yaşamadan ömürlerini tamamlıyorsa, aynı şey kalp damar hastalarının damar gelişimini sağlayan bozuk genetik programları ve bu genleri paylaşmayıp ölene dek obez kalan ve kalp hastalığı teşhisi konmadan ahirete intikal eden insanlar için de geçerli.
bir hastalık genetikse eğer, ya damar sisteminiz,
kalbiniz,
beyniniz,
akciğerleriniz,
deriniz,
yahut pankreas, karaciğer gibi organlarınız bir ölçüde bozuk ve işlevsizdir.
