1984 e çok benziyor. benzemesi gerektiğinden fazla benziyor. bir romanın aynını alegorik tarzda yazmak şeklinde düşünelim... o kadar benziyor.
şimdi bunu acaba nasıl değerlendirmek lazım? yani bu, hayvan çiftliği ısmarlamayla oluşturulan bir romansa, çocuklar için kaleme alınmış düşünceler bütünüyse o zaman ona göre değerlendirelim desek... bilemiyorum. iki roman birbirinin tekrarı olsun. birbirinin altını çizsin. hoş değil.
bu... hayvanların yaşanan olayları bir bir unutma geyiği olsun. cahillik olsun. kuralların sürekli değiştirilmesi olsun. önce düşman bellenenlerin iki gün sonra can dostu ilan edilmesi olsun... hepsi 1984 tadı veriyor.
neden yani neden? bu aynılık, bu tekrar neden? distopya karşıtı değilim hayır. bayılırım distopyalara. ama her daim yeni şeyler söylemek lazım. öyle değil mi?
uzun edebi cümlelerle değil basit sade akıcı bir dılle anlatmış yazar , annemın masalları gıbı sıcak ve ders verici. herkesın yazdıklarından zıyade ben sunu duşundum ,ınsanın ıcındekı hükmetme ve üstünlük dürtüsü eşitliği illaki bozacaktır soyle bır on ınsanı huzur ıcınde yasatamazsın bırı dıgerlerıne ustunluk kurmak ısteyıp o huzuru bozar.balbadem dıyarı kadar sahte ve ulaşılmaz olarak hep kalacak o esıt adıl düzen hayalı...
George Orwell tarafından yazılmış bu kitap birkaç hayvanın insan olan çiftlik sahibine isyanı ve ardından kendi kurdukları çiftliği anlatır. 1940'lardaki "reel sosyalizm"in eleştirisidir. Baş kahramanları hayvanlardır. Bu hayvanların amacı daha eşitlikçi bir toplum düzeni oluşturmaktır fakat aralarında daha akıllı olan domuzlar kısa sürede kendilerini üst sınıf olarak hayvanlara benimsetir. Ve insanların yönetiminden daha baskıcı daha acımasız bir diktatörlük ortamı kurarlar. Kitapta yazar Napoleon adlı lider domuzu Stalin'e benzetmiştir. Okumanızı tavsiye ederim okuyucu hiç sıkmayan, sıradan kitap okuyucularında sıkılmadan zorlanmadan okuyabileceği güzel bir eleştiri kitabıdır. Özellikle yine aynı yazarın 1984 adlı yapıtını okuyup sonra bu kitabı okursanız yüzünüzde bazı yerlerde tatlı bir tebessüm oluşacaktır çünkü 1984 adlı kitapta yönetimin uyguladığı politikaları aynen domuzlarda uygulamıştır.
george orwell'ın 1940'lı yıllardaki reel komünizm ve stalin/stalinizme eleştirisi niteliğindeki kitap ve bu temel alınarak çekilmiş animasyon filmi...
eserin cia tarafından yazdırıldığı iddiası tamamen bok atmak amaçlı olsa da senaryo haklarının satın alınıp, propaganda amaçlı bir animasyon filmi çektirilmesi tamamen doğrudur.
gene de kitabın ve esere sadık olarak yazılan (diyalogları kurgulamak dışında bir müdahale nerdeyse yok gibidir) senaryonun yansıttığı gerçekleri değersiz kılmaz bu iddialar...
komünizm nasıl kendi sınıflarını yaratıp, bir başka tür kapitalizme benzemiştir işte bunu çok iyi anlatır orwell. stalin ise hiç bu kadar gerçekçi ve objektif analiz edilmemiştir. patlama sahnesinde bütün hayvanlar saklanırken stalin'i temsil eden domuzun ayakta durması dahi ikinci dünya savaşında ülkeden kaçmayan stalin'in hakkının orwell tarafından teslim edilmesidir.
soğuk savaş süresince amerika tarafından sovyetler'e karşı propaganda olarak kullanılsa da hiç de sosyalist rejim karşıtı olmayan, sadece sosyalist rejime haklı ve yapıcı eleştiriler yönelten muazzam george orwell kitabı. (bkz: bütün hayvanlar eşittir ama domuzlar daha eşittir). (bkz: 4 ayak iyi 2 ayak daha iyi)
geroge orwell bu kitabıyla adeta eski kominist günlerinin günahlarını çıkarmış gibime geldi bana. celal üstel çevirisini okumuştum. gayet akıcı ve çok uzun değil.
Bugun okumuş olduğum George orwell, gerçek adıyla eric arthur kitabidir. Efsane bir kitaptir gercek yuzunu gorebilirseniz eger.
Spoiler degil, genel anlatim;
Beyler ciftligi hayvanlari koca reisin ruyasi uzerine bir hevese kapilirlar; kendi kendilerinin efendisi olmak! Nitekim zorda olsa gercek olur. Sosyalizmi kurmaya calisan hayvanlar, bir sure sonra bunun ise yaramadığını, her duzende zeki de olsa aptal da olsa birinin yonettigini, digerlerinin agzina bali hafiften çalıp idare etmesini isteyen birilerinin oldugunu anlatir. Kitap, reel sosyalizm ve Stalin e taslama yapmaktadir.
Okumanizi, sosyalizim hakkinda bir fikrinizin olmasini isterim. Nitekim, gecmisten de olsa gercek bir olayi bizlere sikmadan anlatmaktadir.
kolay okunan, basit anlatımlı bir anti propaganda kitabı. orwellin temel aldığı argüman, weberin bürokrasi kritiğine benzerlik gösterir.
kitap sovyet sosyalizmini sert bir şekilde eleştirir. bu pek de şaşırılacak bir durum değildir çünkü katıldığı ispanya iç savaşından beri süregelen bir sovyet düşmanlığı vardır orwellin.
haklı mıdır derseniz, belli noktalarda çok da haklıdır orwell. sovyet sosyalizmi, stalinin elinde tam bir bürokrat diktatoryası haline gelmiştir. o dönemde 20 milyonu aşan sayıda bürokrat olduğu düşünülmektedir ülkede. ülkenin ekonomik verimsizliği de göz önüne alındığında bu rakam korkunçtur.
neticede okunması gereken bir kitaptır. zaten bir günde okunabilecek bir kitaptır da.
bir reel sosyalizm eleştirisi olan bu kitap george orwell'in en ünlü ikinci kitabıdır. alt başlığı bir peri masalı olan bu eser, küçükleri eğlendirecek bir peri masalı değildir elbette; ama roman bir masal anlatımıyla yazılmıştır.
orwel'in bir solukta okunası kitabı. hala okumayan varsa tavsiye olunur. başa seçerek getirdiklerimizin bizi ayakta nasıl uyuttuklarını anlatır orwel. onlar deveyi hamuduyla yutarlarken bizim karnımızı nasıl doyurmaya çalıştığımızın ironik hikayesidir okurken insan kend,ni aptal yerine konulmuş hissediyor..
Hakan Günday bir konuşmasında, bazen bir cümle söylemek için yüzlerce sıkıcı cümle yazmak zorunda kalabilirsiniz, demişti. Bu kitapta o cümlenin ne olduğu aşikar. Ama diğer cümleleri okumak da çok keyifli. Felsefesi olan kitapların akıcı olması beklenmeyebilir. Hayvan Çiftliği ise aksine akıcı bir dille yazılmış. Kitabı okumayan üzülsün bence. Gitsin ağlasın.
george orwell'in en az 1984 kadar bilinen ünlü romanı. roman dedim, aslında roman değil, bir peri masalı.
"dışarıdaki hayvanlar, bir domuzların yüzlerine, bir insanların yüzlerine bakıyor; ama birbirlerinden ayırt edemiyorlardı."
muhteşem bir kitap. kitap yazıldığı dönem itibarı ile her ne kadar stalin eleştirisi olduğu savına uygun düşsede, her devrin ve her sistemin eleştirisi olmaya müsait. önce kitapla ilgili bir özet yapalım:
--spoiler--
ayyaş bir sahibi ve sahibinin ayyaşlığı ve aymazlığı ile yüz bulmuş tenbel ve işbilmez çalışanları olan bir çiftlikte başlıyor hikaye. çiftliğin en yaşlı ve en akıllı hayvanı olan domuz bütün hayvanları topluyor ve onlara hayvan ayaklanmasından bahsediyor. insanların hayvanları çalıştırdığı ancak haklarını vermediği, emeklerini sömürdüğü... gibi gibi şeylerden bahsedip çiftliğin yönetiminin ele geçirilmesi gerektiğinden bahsediyor. yaşlı domuzun ölümünden kısa süre sonra hayvanlar aç bırakıldıkları bir akşam isyan ediyor ve insanları çiftlikten kovup yönetimi ele geçiriyor. ilk zamanlar insanların yaşam şekli yasaklanıyor. (evde yaşanmayacak, içki içilmeyecek, yatakta yatılmayacak...) ancak direnişin lideri olan domuzlar günden güne iktidarın nimetlerine alışıyor ve yetiştirdikleri köpeklerin korkutucu gücünü de kullanarak sefa sürmeye, hayvanları eskisinden bile beter ezmeye başlıyor. kitaptaki bütün hayvanlar toplumun belli bir sınıfını temsil ediyor. mesela hiçbirşeye karışmayan ve devrimin en baştan destekçisi olmayan ama kılını dahi kıpırdatmayan eşek sanırım aydın kesimin temsilcisi. domuzlar tabiki iktidarın başını, köpekler kolluk gücünü, güçlü ve çalışkan at halkı (proloterya diyelim) baş domuzun kararlarını diğer hayvanlara bildiren ve durmadan baş domuzu öven diğer domuz yandaş medyayı sembolize ediyor diyebiliriz. hasılı kelam özgürlük ve eşitlik için isyan eden hayvanlar insan iktidarı dönemine göre bin beter bir düzenin kölesi olup ezilmeye devam ediyor. sözüm ona eşitlik için devrim yapan domuzlar ise başta yerin dibine soktukları insanlarla birlik olup sefa sürmeye başlıyor.
--spoiler--
kitabı günümüz türkiyesi bağlamında değerlendirirsek; ezilmiş ve sindirilmiş muhafazakar kesimin oylarıyla iktidara gelen hükümetin kitapta domuzların yaşadığı dönüşümü yaşadığını gözlemlemek hiçte zor değil.