sabah sabah rejim mastırbasyonu yapılacak, bir kaç faşist tatmin olacak diye,
evladmı kar da kışta askeri düzen içinde sıraya sokup bu dangalak ve manasız yemini ettiremem.
bu nedir şimdi:
Türküm, doğruyum, çalışkanım,
ilkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Ey Büyük Atatürk!
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
karda kışta sınıflarda yapılıyor olsa gerek.hiçbir okul öğrencisini karda kışta en ufak yağmurda veya yağmur yağmış zeminde bile dışarda bekletmez diye düşünüyorum.
ne andmış ulan... ve aynı terane zuhur ediyor epeycedir "türk'üm, doğruyum" ve "ne mutlu türk'üm diyene" kalıpları özellikle belli bir rahatsızlığa sebep oluyor yanlış anlamadıysam. he tüm bunların başlangıcına gidecek olursak bir dini sima olarak bildiğimiz eski başbakan necmettin erbakan ile başladı bu rahatsızlığın dillenmesi. hem de ülkede başbakanlık yaptığı dönemdi ve gene yanılmıyorsam refahyol dönemindeydi. hayal meyal hatırlarım mücahitimin, "kürdüm, daha doğruyum, daha çalışkanım." şeklindeki haklı tarafları olsa da üslup olarak farklı sonuçları doğuran beyanını. şarlatanlık demişken hazır, onun da sırası gelecek. önce biraz daha şuur ve hafızalarını öpelim gençlerin.
andımızla ilgili de daha önce böyle bir sıkıntı olmadığını (en azından ben daha öncesinde böyle bir yakarış duymadığımı) rahatlıkla söyleyebilirim. ancak; takip eden süre zarfında başbakanın da dilinden tescillenen, bir yerde hak verilen, sahip çıkılan bu rahatsızlık daha net bir şekilde ifade edilir oldu.
ama şu da var ki bu rahatsızlıktan önceki döneme denk gelir benim ilkokul yıllarım ve istemeyenlerin andımız'ı okumadığını, o esnada fıkra anlatanlarla beraber dudaklarını okuyormuş gibi oynatanını da görmüşlüğümüz vardır hani. hoş, fatih'in, çarşamba semtinde okuyan çocukların kitaplarından atatürk resimleri dahi ana-babaları tarafından yırtılmış olurdu genelde. çok da yadırgamazdım bu tiynetli insanların hassasiyetini çocuk yaşımda dahi.
ama istiklâl marşı'na karşı içine girilen yavşaklık hakikaten de kısaca "ayıp" ve şahsımca "riya" köklerinde ele alınabilir. zira şairi, mehmet akif ersoy'dur ve islâmi kesimin yanısıra islâmcı kesimin de ismini ezbere bildiği ve kendi kalıplama normlarında, maneviyatı zaten orjinalinde muhafaza eden şiirlerini eklemelerle kendilerine uyarlayarak sözümona bir kutsanmışlık katarak benimsediklerini biliyoruz. ve bugün teklif edilen şey bağımsızlık ve özgürlük ile bütünleşmiş olan, okul yıllarından beri duyulduğunda en azından şahsımın tüylerini diken diken eden o marşın da "bölücü unsurlar içerdiği ve bütünleştirici olabilmek adına zorunlu tutulmaması" yönündeydi.
şarlatanlık mı demiştik? heh şimdi oraya bağlıyorum konuyu hacı emmi... şarlatanlık, sahiplendiğin, doğru bulduğun, benimsediğin, özümsediğin şeylerden; menfaatlerin uğruna vazgeçmektir. bu noktada şarlatanlık yapanlar "bütünleştiricilik" maskesi altında toplumda "türbanlı-türbansız", "açık-kapalı", "inançlı-inançsız", "türk-kürt-laz-çerkez-manav..." şeklinde ayrımcılığa sebep olanlardır. şarlatanlık yapanlar "mehmet akif ersoy" ismini dillerinden düşürmezken, onun bu millete en büyük armağanını aldıkları emirle sindirmeye çalışanlardır.
tdk'dan da yardım alalım hemen şarlatanlık konusunda:
kendi bilgi ve niteliklerini veya mallarını överek karşısındakini kandıran, dolandıran kimse.
bir de gene sitede yer alan bir örnek var ki söylemek istediklerime tercüman oluyor. tağrık buğra, şarlatan ve dalkavuk gibi aynı yolun yolcusu iki nitelemeyi de bir cümlede kullanıyor ki şarlatanlıklar arasında en büyüğü, gönlümün en razı olmadığı da bu türüdür. örnek cümlemiz ise "kim namuslu, kim dalavereci, kim şarlatan, laf ebesi ve dalkavuk, biliyordu." şeklindedir.
Sağolsun diğer arkadaşlar düzeltmişler ama ben tekrar yazayım: Yetmiş yıldan beri ilkokullarda her sabah söylenmekte olan Öğrenci Andı'nı yazan ve 23 Nisan 1933'te Türk çocuklarına armağan eden Dr. Reşit Galip'tir.
Şimdi ise şu soruyu sormak istiyorum, bu metnin size neresi battı?
Türk olmak, doğru ve çalışkan olmak kısmı mı? Küçüklerinizi korumaz, büyüklerinizi saymaz mısınız? Yurdunuzu milletinizi sevmez misiniz? Varlığınızı türk varlığına armağan etmez misiniz? Sahi söylesenize kuzum, siz TÜRK değil misiniz?
Bu kadar mı kolay sizin için insanları ve milli değerleri karalamak? Bu kadar mı kör oldunuz? Nedir bu çamur at izi kalsın sevdası? Kendinizle birlikte bataklığa çevirdiniz ülkeyi farkında değil misiniz?
Bu ülkede bu andın okunmasından rahatsızsanız emin olun gün gelir bu andı okumak ister ama okuyacak ülke bulamazsınız. O zaman hangi faşist sizinle nasıl masturbasyon yapar inan tahmin bile edemezsiniz.
evet doğrudur ota boka,her açılışa istiklal marşı koyup sabahın köründe 7 yaşında çocuklara andımız okutmak saçmalıktır.maçta marş,açılışta marş,kapanışta marş,defilede marş,kutlamada marş, yürü büyük türk ilerii marş..bunların hepsi 12 eylül döneminden kalma korku imparatorluğunun oluşturduğu alışkanlıklardır cuntacıların kutsallaştırdığı olgulardır.,cezaevlerinde marş okutularak gün geçirtilip işkenceler yaptırılmıştır insanlara,henüz türkçe bilmeyen adama 10 kıtası ezberletilmeye kalkılmıştır.zaten tamamı göstermelik olgulardır örnek olarak bursadaki cumhuriyet töreninde sivil halk namına bişey yoktu devlet kendi memurlarıyla bayram kutladı.maksat ,koca kelleli yöneticiler tatmin olsun kurumlarda çalışmış olsun.8 yıllık ilköğretim hayatım boyunca,her sabah varlığımı armağan edip durduğum türk varlığı bir kere olsun,yahu sen kürtsün bu günde bizim varlığımız sana armağan olsun demedi ayrıca. marş okunmasın demiyoruz ama cıvıtmanında manası yoktur,alışkanlık olmuş boşluk dolsun diye her törende önce istiklal marşı arkasından türkçe öğretmeninden günün anlam ve önemini belirten konuşma hey gidi memleketim hey...
sadece içinde bulunduğu ırkla övünen ve dünyaya bir değer kazandıramayan evleklerin körü körüne savunduğu hadisedir.
andımız dediğin ırkçı ve gereksiz bi faşizan mastırbasyondur.
metnin beni rahatsız eden yönü ise ortaya bir şey koymadan sadece ırkından dolayı övünme payı çıkartan ve çocukların içindeki ilerleme enerjisini bu alanla tatmin edip rahatlatan son derece sakıncalı ırkçı yanıdır.
eksik olsun.
bunu diyenin varlığı da evrimin bir hatası ama yapacak bir şey yok. doğal seleksiyon halleder nasılsa işini.
kürtçü yaygarası (nurcu/ayrılıkçı)
3.000 senedir devlet kuramamış, vatanını savunamamış bir milletin "onu yapmıycam, bunu demiycem" deme lüksü yok. sike sike okuyacaksınız. becerebilirseniz gider bir devlet kurarsınız orada okutmazsınız. eniklerinize ana karnında maaş bağlıyorlar, elektrik, suyunuzu bile bu millet ödüyor diye şımardınız iyice. yüz verdik ayıya geldi sıçtı halıya durumu yani.
bu başlıkta kaldırılsın diyen tiplerin neye benzediklerini görmek için bakınız verilen başlıktaki linke tıklayın ve resimlere bakın. kelimelerin anlatamadığını resimler pek güzel anlatacaktır.
son not: andımız 12 eylül'den çok önceki tarihlere aittir. o zamanlara daha açık açık dil uzatamadıklarından sanki askeri darbe dönemine aitmiş gibi zihin bulandırmaya çalışıyor sefiller.
andımıza ve dahi milli bütünlüğümüze, cumhuriyetimize, kurucu iradeye, türk milletine sövmek yobaz iktidarın prim verdiği şarlatanlıklar olarak tarihe geçecek.
nereden mi biliyorum?
bu şarlatanların yaptıkları her soytarılığın ardından demokrasi şakşakçılığı yapmalarından tabii ki.
milletin tüm değerlerine söveceksin, sonrada 12 eylülden, demokrasiden dem vuracaksın.
kürtçü, nurcu/ayrılıkçı yaygarası değildir.bu andımız safsatasının kaldırılması, bu ülkenin öz be öz evlatları, sessiz ama vicdanlı çoğunluğunun bakış açısıdır. yüzlerce yıldır birliktelikten yana tavır koymuş, zulmü ve haksızlığı çoğu zaman sineye çekmiş ve yenilir yutulur cinsten olmayan tarihi palavralara katlanmak zorunda kalmış bu bilge anadolu evlatlarının, semaya açılan elleri ve tevekkül dolu beklentileriyle gerçekleşecek ideal durumdur. hiçbir aklı başında insanın kabul edemeyeceği 20. yüzyıl hastalığını, yirmibirinci yüzyılda evlatlarımıza bulaştırmak, melek hüviyetindeki çocuklara siyasi kaygılarımızdan ötürü hastalıklı bir sosyal refleksi zerk etmek zulüm değidir de nedir?
bre bu toprakların yakasına yapışmış mikroplu dimağlar!!!
anadolunun yüreğine kök salmış imanlı insanlar oldukça, bu kervan yürür... bu hastalıklı zulmünüzü de, ancak kendi masum çocuklarınıza bulaştırabilirsiniz. bunun ötesine geçmeye ne ufkunuz yeter ne de yüreğiniz. toplumun hastalıklı damarlarını kurutacak bu panzehir hüviyetindeki imanlı insanların duaları semayı doldurduğu müddetçe, size kalan şey, kuyruğunuzu bacaklarınızın arasına kıstırmaktan başka birşey olmayacaktır.
cahilliğini bu topluma vaaz etmeye çalışan sığ dimağlar!!!
zulüm baki kalmaz. adalet vaki olduğu vakit, sizin tabirinizle * boyun eğmekten başka bir kaderiniz olmayacaktır.
okutmaya okutmaya alttan yetişen nesilin bokluğunu görüyorsunuzdur.
onu geçtim istiklal marşı benim milletimin marsı değil okumam diyen kac orospu cocugu ögrenci var amk bu memlekette. bir şeylerin temelleri önceden atılmalı. atatürk gözünüze kahraman değil düşman gibi gelmeye başladı.
bunun akp ile de cok ilgisi var, ne sallıyor bu diyeceksiniz ama bizzat akp belediye baskani adaylarıyla ( adayları dediysem de 10-15 değil he, 1-2 tane felan) piknik tarzı bir yere gitmiştik. bir tanesi yakın akrabam olur o götürmüştü. atış yapıyorduk dandik bi tüfekle. her neyse siseler kırıldı falan her şeyi vurduk felan, eglenceli gelmişti. adaylardan biri cıkardı cebinden parayı koydu agacın kovuguna, hadi bunu vurun dedi. sıra bendeydi. hazırlanırken, diğeride gitti paranın arka yüzünü cevirip atatürk'ü vur atatürk'ü dedi. Bi kahkahalar felan. inanir mısınız o an tepem attı, seytan dedi cevir silahı dogrult adama, bagır küfret.
ama artistik bi şekilde elimdeki tüfeği aldım fırlattım yere. yeter bu kadar oyun dedim geciştirdim. işte ben o gün anladım zihniyeti.
bu adamlara, biryerlerde atatürk anlatılmamıs. algılatılmamıs.
belki de anlatılmıştır güzelce ama, beyinleri cok temiz yıkanmıs aga.
Gelecegim konu su, milliyetcilik falan diyosunuz ama bazi temeller vardir algilatilmalidir. Andimizda bunlardan biridir bence.
türk varlığına kendimizi armağan ederken, türk olmaktan ne mutluyken, türk olmayanlar tu kakayken, o kadar çalışkanken yani, ve bir o kadarken de doğruyken.. ne ayıptır böyle bir şey söylemek. tövbe ne şarlatanlığı. bu and sayesinde hayatta kalıyoruz biz. malız çünkü. her sabah kafamıza vura vura sokuyorlar doğru ve çalışkan olduğumuzu. tabii ki türk olduğumuz için böyleyiz. yoksa mesela ben aslında laz' ım. laz olduğum için yalancı ve tembeldim ama bu and sayesinde doğru ve çalışkan oldum. süperdir bu and. hep okunsun. ilköğretim yetmez liselerde, üniversitelerde okutulsun. maçların başlangıcında. pis isveçliler. ne doğrusunuz ne çalışkan. yavşaklar sizi.
Millî Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu 10 Mayıs 1933 tarih ve 101 sayı kararı ile bu Öğrenci Andını, Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip'in belirttiği şekilde uygulamaya koymuştur.
29 Ağustos 1972 tarih ve 14291 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ilkokullar yönetmeliğinin 78. Maddesinde Öğrenci Andına aşağıdaki son bölüm eklenmiştir.
Türküm, doğruyum, çalışkanım; yasam, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm yükselmek, ileri gitmektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ey bu günümüzü sağlayan, Ulu Atatürk; açtığın yolda, kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta hiç durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Ne mutlu Türküm diyene
naçizane ben bu yolda yürüyorum yada yürümeye çalışıyorum da demek istediğim başka...
dinci-bölücü tayfanın ki komunist te olsa şeriatçı da, amaçları ortaktır-kardeştirler. dinci kanadın temel sorunu bilmeden konuşmaktr.
inandıkları kuran'ı bile okumamışlar yada zerre akıl yürütmemişlerdir. bir okusalar, yorumlasalar, usain bolt hızıyla iskandinav'a kaçarlar o ayrı.
komunist şemsiyesi altında saklanan, bırakın sosyal demokrasi'yi insanlıktan nasibini almamış kürt faşistleri kardeşleri şeriatçılar ile birlik olup cumhuriyet ilkelerini yerle-bir etmek üzereler.
ama bu insanlık düşmanı soysuzları rahatsız eden olgu-kavram-kelime ''türk''
ne günlere kaldık? kurduğumuz türkiye cumhuriyeti'nde, türk olmak sakıncalı hale gelmekte.