laik devlet anlayışını benimsemiş ülkelerde yasada yer almayı gerek görmeyen madde.
bunuda bilin:gelen + ve - oylar sonucu edindiğim izlenim şudur ki biz hala laik devlet olamamışız, hala devlette turbanlı çalışanları savunacak buyuk bir kitle var.daha çok çalışmamız lazım çook...
ama sanırım şu anlama gelen bir madde var. kamu alanlarında, çağdışı kıyafetlerle dolaşmak yasaktır. bunun adı kılık kıyafet yasasıdır. ayrıca konuyla ilgili bir çok anayasa mahkemesi kararı vardır. efendim bilmeyenler olabilir. anayasa mahkemesi kararları anayasa denilen kanun kitabıyla aynı hizada ve bazende üstündedir.
evet, anaysada türban yasağı yok, zira anayasa 1982 de hazırlandığı için o günün terminolojisinde türban yoktu, türban 1984'te lübnan'dan ihraç edildiği için o dönem düşünememişler. kaldı ki lübnan'da 1979'da faranjistlere karşı gelen islamcı militanlar bu giyisiyi müslüman kadınlar belli olsun diye endonezya'dan lübnan'a ihraç etmişler. sorun anaysada ki yeri ise? evet, anaysamızda yok, ama bu yasak olamaması anlamına gelmez en azından belli yerlerde, keza kimsenin ev hayatı kimseyi ilgilendirmez.
anayasa hiçbir şekilde bu ve buna benzer bir yasa yoktur. bilmeyenler için anlatayım; üniversiteye başörtüsü ile girilmesi davalarında anayasa mahkemesi kişi, hak ve özgürlüklerini engellediği için zamanında bu yasağı kabul etmemiştir. öbür taraftan gerekçeli kararın onlarca sayfasının sadece bir paragrafında "dini simgeler istisnadır." gibi bir metin bulunmaktadır. bu da yorum farklılıklarına yol açmış, zamanında iki üniversite hariç bütün üniversiteler bu yasağı kaldırmıştır. şimdi şöyle bir konu vardır, hem türbanla ilgili bir davada türbanlılar leyhine bir karar vereceksin hem de karara türbanlılar hariç diyeceksin. bunun yazılmasının nedeni işte şu anki gerilim ortamını oluşturmaktır.
madde-174
Anayasanin hiç bir hükmü, Türk toplumunu çagdas uygarlik seviyesinin üstüne çikarma ve Türkiye Cumhuriyetinin laiklik niteligini koruma amacini güden, asagida gösterilen inkilap kanunlarinin Anayasanin halkoyu ile kabul edildigi tarihte yürürlükte bulunan hükümlerinin, Anayasaya aykiri oldugu seklinde anlasilamaz ve yorumlanamaz:
1. 3 Mart 1340 tarihli ve 430 sayili Tevhidi Tedrisat Kanunu;
2. 25 Tesrinisani 1341 tarihli ve 671 sayili Sapka Iktisasi Hakkinda Kanun;
3. 30 Tesrinisani 1341 tarihli ve 677 sayili Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine ve Türbedarliklar ile bir takim ünvanlarin men ve igasina dair kanun;
4. 17 Subat 1926 tarihli ve 743 sayili Türk Kanunu Medenisiyle kabul edilen, evlenme akdinin evlendirme memuru önünde yapilacagina dair medeni nikah esasi ile ayni kanunun 110 uncu maddesi hükmü;
5. 20 Mayis 1928 tarihli ve 1288 sayili beynelmilel erkanin kabulu hakkinda kanun;
6. 1 Tesrinisani 1928 tarihli ve 1353 sayili Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki hakkinda kanun;
7. 26 Tesrinisani 1934 tarihli ve 2590 sayili efendi, bey, pasa gibi lakab ve ünvanlarin kaldirildigina dair kanun;
8. 3 Kanunuevvel 1934 tarihli ve 2596 sayili bazi kisvelerin giyilemeyecegine dair kanun; *
evet araştırdım, buldum. Anayasa'nın Başlangıç kısmında "... lâiklik ilkesinin gereği kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle" karıştırılmayacağından bahsedilmekte; 24. maddesinin son fıkrasında da: "Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî ve hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz" denilmektedir.
türkiyede türbanın artık bir sembol haline geldiğini hepimiz biliyoruz. neyin, kimlerin sembolü olduğunuda biliyoruz. türban meselesi üzerinden kimlerin nasıl politikalar yaptıklarınıda biliyoruz. kırda köyündeki sadece ibadet etmek için kapanan ninemize kimse bir şey diyemez. ancak şehirde bir işaret vermek üzere kapananlara ise söylenecek tek söz vardır. türkiye ilelebet bir laik cumhuriyet olarak kalacaktır.
anayasada olmayan maddedir. anayasada türban mayo vs. hakkında ayrı ayrı maddeler yoktur fakat birşey vardır, o da kamusal alanda siyasi simgenin olamayacağıdır. türban siyasal simgedir. dini değildir. dini olan başörtüsüdür. zaten o da türk kültüründe vardır. madem türban dini bir simge, yüzyıllar öncesinden beri bu millet dinsiz miydi? *
tanım: net bir şekilde hiçbir kanunda belirtilmeyen durum.
ne kadar konuşursan konuş anlatabildiğin sadece karşıdakinin anladığı kadardır, diye bir söz vardır bilir misiniz? hep bir kısır döngü içerisindeyiz. her defasına başörtüsü simge diyorsunuz, her defasında bu allah ın emridir diyoruz. siz diyorsunuz ki başörtüsüne lafımız yok, türbana karşıyız diye, biz de aradaki farkı bir gösterin diyoruz. siz diyorsunuz ki babaannemin taktığı simge değildir, biiz de diyoruz ki başörtüsünün yaşla ilgisi yok, bütün kadınların dinen görevidir bu. şunu açıkça söyleyin de anlaşalım; biz etrafta modern insan istiyoruz, öyle saçı başı kapalı olanlar göz zevkimizi bozuyor, diyin, "ulan adam şerefsiz merefsiz ama en azından harbi konuşuyor." diyelim. bir kez daha söylüyorum; yaratanın koyduğu kurallar yaratılanınkinden üstündür.
doğrudur, anayasada bu yoktur, türban yasağı da değildir. neden? benim at gözlüğüyle bakan milletim sadece kendi tarafını görür.
"KILIK KIYAFET KANUNU"
Kanun No : 2596
Madde 1- Herhangi din ve mezhebe mensup olurlarsa olsunlar ruhanilerin (din görevlilerinin) mabet ve ayinler haricinde ruhani kisve taşımaları yasaktır. Hükümet her din ve mezhepten münasip göreceği yalnız bir ruhaniye mabet ve ayin haricinde dahi ruhani kıyafetini taşıyabilmek için muvakkat müsadeler verebilir. Bu müsaade müddetinin hitamında onun aynı ruhani hakkında yenilenmesi veya başka bir ruhaniye verilmesi caizdir.
demek ki neymiş? böyle bir madde varmış. demek ki nerede varmış? kılık kıyafet kanununda. demek ki neymiş? bilmeden yorum yapmayacakmışız. değil mi a canlar?
illa ki yazılı olması gerekmeyen bir hüküm olduğu için aranmaması gerekir. zira bazı şeyler devlet geleneği denen şeylerle belirlenir. nasıl türban üzerinden siyaset yapanların gelenekleri varsa, devletinde vardır.
öyle hürriyete aşık ki kadınlar,
hatta hiç bir erkek olamaz onlara yol arkadaşı.
çıkar at çarşafı teklifine karşı, nitekim
donu fırlattı götünden, açacak yerde başı.
(bkz: neyzen teyfik)