Marksizm'le birlikte temel hedef olarak Komünizm sistemine ulaşmayı kendisine ilke edinmiştir. Ancak, bu iki düşünce arasında sadece uygulanacak yöntemler farklıdır. Marx ve takipçileri, devlet aygıtının ani bir biçimde şiddet kullanılarak yıkılmasına gerek olmayacağını, çünkü işçilerin bilinçlenerek, bir süre sonra zaten kendiliğinden devleti ortadan kaldıracağını savunuyorlardı. Buna karşılık, Bakunin ve Anarşistler, devlet aygıtının derhal ortadan kaldırılması gerektiğini, bunun için gerekirse terör de kullanılabileceğini savunmaktaydılar. Onların düşüncesi, işçi sınıfının sistemin tepesine geçse bile, ona benzemek zorunda kalacağı ve bundan sonra işçilerin diktatörlüğünün başlayacağıydı. Bunun için, Anarşizm, bir an önce devletin ortadan kaldırılması gerektiğini savunur.
Anarşizm, I. Enternasyonel'de, Marksistler tarafından dışlanmış ve mücadelelerine kendi başlarına devam etmişlerdir. I. Enternasyonel'de Marx ve Bakunin o kadar sert tartışmışlardır ki, gırtlak gırtlağa geldikleri söylenir.
fonetik olarak bakıldığında insana mutluluk veren bir kelimedir.
bu kelimeyle alakalı ne zaman bir $eyler duysam bir tebessüm gelir ve hep aynı $arkının sözleri gelir aklıma..
We'd gather around all in a room fasten our belts engage in dialogue
We'd all slow down rest without guilt not lie without fear disagree sans judgement
We would stay and respond and expand and include and allow and forgive and
Enjoy and evolve and discern and inquire and accept and admit and divulge and
Open and reach out and speak up
We'd open our arms we'd all jump in we'd all coast down into safety nets
We would share and listen and support and welcome be propelled by passion not
Invest in outcomes we would breathe and be charmed and amused by difference
Be gentle and make room for every emotion
We'd provide forums we'd all speak out we'd all be heard we'd all feel seen
We'd rise post-obstacle more defined more grateful we would heal be humbled
And be unstoppable we'd hold close and let go and know when to do which we'd
Release and disarm and stand up and feel safe..
ev yaşamında bile kurallara ihtiyaç duyan insanın, vicdani özgürlük adı altında serbest bırakılmasıdır.
insanın içinde vardır tembellik, güçsüzü ezme, koyun olma, kendi kendine çok az iş yapabilme. zaten ilk çağlardan beri işler böyle yürüyor. grup halinde avlanılırken, bazıları avlanmaya, bazıları yiyecekleri muhafaza etmeye, bazıları ise barınakları muhafaza etme görevini üstleniyor. ne zaman insanın iç güdüleri bastırılabilir hale gelirse, o zaman anarşizm kuru tahtalar üzerine kurulmuş bir ideolojiden ibaret olamaz.
devletlerin koyduğu bu kadar katı kurallar varken bile suç olaylar bastırılamıyorsa kurallar olmadığı zamanki yağmayı, can kayıplarını düşünemiyorum.
sinirlari, siniflari, dayatmayi kabul etmeyen, diger dusunce kuramlari gibi bir liderin onderliginde toplanmaya gerek duymayan, insanın insanı yönetmesini istemeyen bir düzendir (tabi ki insanların kendini yönetebileceği konumda olabilmesı şartıyla). anarşistler ezilen her sınıfın yapması gerektiği gibi ellerine silah aldıkları zaman terörist ilan edilmişlerdir. oysa terör kavramı insanların gözünü korkutmak için daha doğrusu bir koz olarak kullanılır ve bu durumda pkk da El kaide de anarşist olmaktadır. oysa terör ile anarşizmin alakası yoktur.
içi boşaltılmamış bir kavramdır. zira kendisi bir iç taşımamaktadır ama telaffuz ederken ağzı doldurur.
ne olduğu, ne işe yaradığı tıpkı demokrasi gibi belirsizdir.
yani, belki anarşizm diye bir şey var da biz göremiyoruz ya da aslında anarşizm diye bir şey yok da biz hayal ediyoruz.
anarşizmde, genel hatlarından anladığımız kadarıyla, kuralsız , sınıfsız, sınırsız, idaresiz, otoritesiz bir dünya bahsi geçmekte.
böyle bir dünya, tarihin hangi sayfasında yer alıyorsa şahsen ben görmek isterim.
meseleye daha ılımlı yaklaşmak adına, akıllı tasarımcı perspektifi yerine, varoluşçu bir perspektiften yaklaşsam dahi anarşizmi ve uygulanabilirliği destekleyecek bir done geçmiyor elime.
insanlar klanlar halinde yaşamaya başladıklarından beridir belirli bir sistem ile belirli bir düzen içerisinde, kurallar doğrultusunda hayatlarını idame ettirmişlerdir. insan fıtratı gereği, kazanma, hırs, iktidar, aidiyet, ben gibi insana münhasır duygularla bezeli sosyal bir canlıdır. bir canlı eğer sosyalse kesinlikle bir lidere ihtiyaç duyar. bu binlerce yıldır böyledir ve insan yapısı genetik olarak bu iken, binlerce yıllık bir kültür aktarımı da mevcutken anarşim gibi bir kavramdan bahsetmek havanda su dövmeye benziyor.
kültür değiştirilmesi en zor olan insan ögesidir.
sınırların olmadığı yerde, ülkeler olmaz, ülkelerin olmadığı yerde devlet olmaz, devletin olmadığı yerde vatandaş olmaz, vatandaşın olmadığı yerde toplum ve toplumun olmadığı yerde de sosyal bir yapı olmaz.
sosyal yapının olmadığı durumlarda iletişim kopukluğu azami seviyededir, ve işte orada yaşanayan insan kalabalığı da ahalidir.
yani böyle bir dünya ancak insanlığa kaos vaad edebilir, kaoslar da ancak yeni bir sistemin doğmasına yol açar, bu da anarşizme aykırıdır.
anarşizmin kendisinin anlaşılır olmadığını düşünmekle birlikte, anarşizmin de kendisini anlamadığını düşünmekteyim. çünkü bünyesinde müthiş bir ironi barındırıyor.
yani diyelim ki ben bir "anaşıt"ım ve devlete karşı isyan ediyorum. tek başıma böyle bir mücadeleye girecek olsam hamıma korlar. bu bilinçle yanıma üç - beş, beş - on, bin - iki bin insan toplamışım isyan etmiş baş kaldırmışım, bir ateş yakmışım ve diyelim ki bu ateşin altına milyarları toplamışım. dünyada sınır, ülke, kural falan kalmamış. bu durumda;
esasında ben düşman olduğum üniter veya federal yapıyı yok etmek için kendimce karşıt bir yapı oluşturmuş, bu yapıya önderlik etmiş ya da bu yapının bir parçası olmuş olmuyor muyum. bu durumda ben anarşizm anlayışıyla ters düşmüş olmuyor muyum.
yani anarşizmin özüne bağlı kalarak tek başıma bir şeyi değiştirmeyeceksem yani kendi kendimle çelişeceksem, ne s.kime yarayacak bu anarşizm dalgası belli değil.
devlet, ülke, kalıplaşmış kurallar falan hak getire. böyle bir dünyada insan nasıl var olacak. böyle yapısız bir sistemde, yeni kurallara ve yeni bir yönetim anlayışına zaruri olarak ihtiyaç duyulduğunda ne yapılacak vs.
hani komunizme "ütopik ama güzel, az yardırılsa bakarsın olur da belki" dedik de bu anarşizme ne diyeceğiz yahu.
düdüt : iş bu entrye karşıt görüş geliştirmek için v for vendetta örneğini gösteren kişi yahut zümreler, kızılcık sopasıyla dövülecektir biline.
tanim; genelde yanlis bilinen, kuralsizlik olarak anlasilan, kulaktan dolma bilgilerle ustunde bi araba laf edilen, komunizme dahi karsi ciktigi halde her komunistin anarsik bu diye yaftalandigi, sagdan soldan gelme bilgilerle kaos diye tanimlanan bir dusunce bicimi.
oncelikle (bkz: vooooooooooov)
sonralikla, anarsizm kuralsiz bir dunya demek degildir. anarsizmin duzeni yik-yik degil, yik-yeniden yap uzerinedir. bu dusunce bicimi, devlet erkine karsidir, duzene degil. en temeli degisime dayanir, dunya uzerinde degistirilemeyecek hicbir dusunce ve hicbir sistem yoktur. temeli ozgurluktur anarsizmin, aklin ozgurlugunu kisitlayan ne olursa olsun degisir, yikilir ama bu demek degildir ki kaos ciksin, hayir, yikilir, yerine daha islevlisi getirilir. ozgurluk dahil butun fikirler tartisilabilir, yerine yenisi uretilebilir ya da komple yok edilebilir.cunku fikirler ihtiyactan dogar. anarsizmde mutlak dogru olmadigi icin pek tutarli bir ideoloji olmasi beklenemez ama bu tutarsizlik yine dusunceleri ozgur kilmak icindir. eh bunun da adi kaos olmus ne yapalim.
utopik midir? elbette. sonucta her orkestranin bile maestrosu vardir, bu orkestra da olanlar calmayi bilmediklerinden degil, mukemmel calabilmeleri icindir. yoksa maestro olmadan da her orkestra calabilir ama biri kapinin kenarinda calar, biri piyanonun ustunde. sonucta, (bkz: insanlik buna hazir degil)
ne zaman hazir olur bilemem.
ehm. dolayisiyla, anarsizmi v for vendetta'dan ogrenmek zararlidir, kulaktan dolma bilgiler daha zararlidir. v for vendetta ise sadece icinde sosyal mesajlari olan, guzel izlenilebilir bir filmdir. ustunden anarsizm tanimi yapilamayacagi gibi anarsizm elestirisi de yapilamaz.
anarşizmde ahlak artı değerdir. bu ne demek, şu demek; anarşizm, yapısı içinde kendi kaidesini genel kabul görmüş toplumsal ahklaki normlar üzerinden koyar ve geliştirir. maya tutmazsa bozar yeniden geliştirir. ama ille de düzen için yıkılanın yerine bir şey koyar. kaosun kendi içindeki düzenine bırakmaz hiçbir şeyi. zaten kaosun düzeni de ancak taze memişli ergen kızlara hava atmaya çalışan sivilceli liseli oğlan için vardır. v'nin ise maskesi süperdir. guy fawkes sevdiğimiz bir abimizdir.
-izm ler arasında belki de ütopya olmayan tek izm dir.
anarşizm evrenin ve doğa nın bugünkü karşılığıdır. doğa anarşisttir ve iki ayağı üzerine durup ateş yakmayı öğrendiğinden beri insanoğlu bu doğadan kopmuştur. güce tapmayı ve gücü elde etmeyi hedeflemiştir ve bugünkü acımasız dünya yı meydana getirmiştir.
Anarşizm, toplumsal otoritenin, tahakkümün, erkin ve hiyerarşinin tüm biçimlerini bertaraf etmeyi savunan çeşitli politik felsefeleri ve toplumsal hareketleri tanımlayan sosyal bir terimdir. Anarşi, her koşulda her türlü otoriteyi reddetmektir.
Bu hareketler, merkezi politik yapılar, üretim araçlarının özel mülkiyeti ve ekonomik kurumlar yerine toplumsal ilişkilere dayanan gönüllü etkileşim ve özyönetimi savunur, özgürlük ve otonomi ile karakterize edilen bir toplumu arzular. Bu felsefeler, anarşi terimiyle özgür bireylerin gönüllü etkileşimine dayanan bir toplumu, bireylerin ve toplulukların alınan kararlardan etkilendikleri ölçüde söz sahibi olması düşüncesini ifade eder.
Zorlayıcı kurumlara ve toplumsal bazlı hiyerarşilere karşı olmak anarşizmin asli ilkelerindendir ve ayrıca anarşizm gönüllülüğe dayanan bir toplumun nasıl işleyeceği konusunda olumlu bir görüşü ifade eder. Anarşist felsefeler arasında hatrı sayılır bir çeşitlilik vardır. Şiddetin anarşizmdeki yeri, ne tür bir ekonomik sistemin olması gerektiği, çevre ve endüstriyalizm hakkında sorular ve diğer hareketlerde anarşistlerin rolleri gibi farklı alanlarda çeşitli görüşler bulunmaktadır. Anarşist akımlar bu nedenlerle birbirlerinden çok farklı ve hatta karşı olabilirler. Örneğin "anarşist komünizmin" yanı sıra "Hıristiyan anarşizmi" gibi anarşist akımlar da mevcuttur.
anarşizm, herhangi bir otorite baskısının şemsiyesi altında bulunmayıp hür iradeleriyle her türlü toplumsal hayatı yaşayabilmek de değildir sadece. anarşizmin siyasal, sosyolojik iktisadi gibi bin bir türlü açıklaması vardır. misal, anarşist komünizm diye bir kavram var. marx, carl marx okunmalıdır bu kavramı anlayabilmek için.
anarşizmi örnekle açıklamayı deneyelim bi de; trafikte kırmızı ışık yol boş olsa da dolu olsa da trafik hayatını düzenlemek için yanar durur. bu ve benzeri birçok kural, hukuk bizden bir şeyleri çalar hep. fakat anarşizmin hüküm sürdüğü topraklarda kırmızı ışık yanmasa da toplumsal ve bireysel bilinci yerli yerine oturmuş birey, karşısından gelen arabaya yol verir. bu yol vermek zorunda olduğundan değil, kendisine, karşısındakine ve topluma olan saygısından, içinde bulunduğu hayatı kaostan ziyade daha profesyonel, hümanist ve özgürlükçü bir halde görmek istediğindendir.
devlet nedir diye soracak olsan, ya işte vergilerimizi toplayıp bize hizmet olarak getiren şey cevabından fazlasını veremeyenlerin, bir türlü ve inatla anlayamadıkları ideoloji.
'devlet bizi düşmanlardan korur' lafına henüz değinmedim.
devletle mafya arasındaki benzerlikleri gördükçe hayran kaldığım ideolojidir. devlet vergi toplar mafya haraç toplar, devlet vergileri siyasal iktidarın yandaşlarına peşkeş çeker, mafya haracı arasında paylaşır, devletin kanunları vardır mafyanında kanunları vardır, devletin yasalarına aykırı davranırsan cezalandırılırsın; hakeza mafyanın yasalarınada karşı gelmek aynı sonucu doğurur....
anarşi, yönetimin olmadığı bir toplum, çok eski zamanlardan beri var olagelmiştir. anarşizm, böyle bir toplumun arzulandığı öğreti, çok daha yeni bir gelişmedir.
on binlerce yıl boyunca, insanlar yaşamlarını resmi pplitik kurumların ya da kurulların olmadığı toplumlarda sürdürdüler. yaklaşık 6000 yıl önce, uygarlığın sözde şafağı civarında; hiyerarşinin, buyruğun, kontrol ve itaatin resmi yapılarına sahip ilk toplumlar belirmeye başladı... yavaş tavaş boyutlarını ve nüfüzlarını arttırıp, çoğu insanın içinde yaşamaya devam ettiği komşu anarşik kabile topluluklarına, onları zaman zaman fethedip köleleştirerek zarar verdiler... yine de avrupa sömürgeleştirme döneminden önce, dünyanın bir çok yeri esas itibariyle anarşik kalmaya devam etti, dünyanın çeşitli yerlerinde insanlar resmi devlet kurumları olmaksızın yaşamayı sürdürdüler. ancak 20. yüzyıldaki dünya, artık neredeyse tüm gezegen üstünde egemenlik iddia eden rakip ulus devletler arasında nihai olarak paylaşıldı.
...anarşik toplumlardaki yönetime aklı ermeyen, binlerce yıl o olmaksızın yaşayagelmiş insanlari anarşiyi farklı bir yaşama biçimi olarak görmemişti. yöneticiler olmadan yaşamak, tam da yaptıkları bir şeydi. bu nedenle, anarşi, yönetim olmadan yaşamanın daha üstün bir yaşama biçimi olduğu düşüncesi, asla akıllarına gelmeyecekti...
...ancak hiyerarşik toplumlar çıktıktan sonradır ki, bu toplumlardaki insanlar anarşiyi olumlu bir alternatif olarak kavramaya başladı. çin deki ilk taocu filozoflar gibi kimi insanlar yönetimin olmadığı bir çağı, insanların kendileriyle ve dünyayla barış içinde yaşadığı zamanlar yad ettiler...
...anarşinin bu ilk savunucularının hiçbiri kendisini anarşist olarak tanımlamamış olsa da, hepsi güce, servete ya da ayrıcalığa dayalı hiyerarşik ilişkilere ve baskıcı otoriteye karşı olmakta birleşmektedir....
...ancak avrupa da 1848 devrimi ne gelene kadar anarşi ayrı bir öğreti olarak ortaya çıkmış değildi. kendisini anarşist olarak tanımlayan ilk kişi 1840 da fransa dan pierre-joseph proudhon oldu. anarşist düşünceler çok geçmeden almanya, ispanya ve italya ya yayıldı...
(anarşizm özgürlükçü düşüncelerin belgesel bir tarihi, robert graham, önsöz, versus)
- anarşi kargaşadır. hayır! anarşi harmonidir. insanların özgür iradelerindem kaynaklanan gerçek düzendir. tahakkümcü düzenler ise insanların içsel itkilerine karşı dayatılır, her zaman başkaldırıları ve kargaşayı içinde taşır; sık sık karşılaştığı iktidar boşluklarında ise otoriyteye karşı koyunlaştırılmış, diğer insanlara karşıysa kurtlaştırılmış insanlar aracılığıyla gerçek bir kargaşaya gebedir. bunun en somut örneği milyonlarca insanın can verdiği savaşlardır.
- anarşi kuralsızlıktır. hayır! anarşi kuralların birlikte yaşayan bireylerin özgür iradeleriyle, yalnızca ortak yaşam alanlarına ilişkin konulduğu, evrensel ahlak ilkelerinden köken aldığı, bireylerin istemiyle değişebildiği, bu kuralları kabul etmeyenlere de topluluk dışında kendi yaşamlarını kurma olanığının tanıdığı toplumsal bir düzendir.
- anarşizm yıkıcılıktır. doğru ve yanlış. doğru, çünkü insanın yaratıcılığının gelişmesi için tahakkümcü yapıların yıkılması zorunludur. yanlış. çünkü nihilizmden farklı olarak anarşizm amaçsız yıkım yanlısı değildir.
- anarşizm makine kırıcılığıdır. bir ölçüde doğru. anarşistler marksistler gibi makineleri fetişleştirmezler, ona insanlığın geleceği misyonu yüklemezler. yaşamı mekanize eden, baskının yoğunlaşmasına ve genişlemesine olanak sağlayan bir alet olarak gördükleri makinelere pek sıcak bakmazlar. mücadele içinde gerekiyorsa kırılabilirler. bu açıdan makinelere karşı insani tepkilerini ortaya koyan luddistleri olumlu bulurlar. öte yandan makine kırıcılığını hiç bir zaman politik bir ilke olarak da savunmazlar.
- anarşizm ilkelliğe dönüş isteğidir. ilkellik derken beyi kastettiğinize bağlı. eğer 'ilerleme' mantığının reddini, doğayla uyumu ve özgürlüçü insan ilişkilerini kastediyorsanız doğru, anarşizm ilkelliğe dönüş isteğidir. öte yandan anarşizm insanlığın düşünsel ve ruhsal gelişiminden yanadır. bu anlamıyla en gelişmiş duyarlılıktır.
- anarşizm başsızlıktır. büyük ölçüde doğru. ancak toplumsal yaşamın ve mücadelenin her anında ortaya çıkan, hiçbir resmi sıfatı ve toplum içinde ayrıcalıkları olmayan doğal önderleri, ustaları vardır anarşistlerin.
- anarşizm kanunsuzluktur. doğru. kanunların en demokratik sistemlede bile halkın temsilcileri olduğu varsayılan bir avuç insan tarafından yapılır ve topluma dayatılır; zorla uygulanır. bireysel farklılıkları göz önüne almaz, genel geçerliliği olduğu varsayılır. herkesin uyması zorunludur, başka seçenek bırakmaz. ancak şurası unutulmamalı, anarşizm kanunları reddeder, ama düzenleyici ahlak ve onun bireyleri tarafından somut yaşama uygulandığı kurallardan yanadır.
- anarşizm ahlaksızlıktır. gülünç! kuşkusuz anarşistler ahlak niyetine önümüze konulan cinsiyetçi, belden aşağı, itaat vazeden köle ahlakına karşıdır. bu ahlakın kendisi ahlaksızlıktır. anarşizm bir politik haraket, bir kültür olmadan önce bir ahlak felsefesidir.
- anarşizm, otorite karşıtlığıdır. doğrı ve yanlış! yönetsel otoritelere ve otoritelerin kurumsallaşmasına, kapalı alanlar oluşturmalarına ve ayrıcalık talep etmelerine karşıdır. ancak anarşi bütün yetkinliklerin tırpalanadığı bir 'ortalama eşitliği' toplumu değildir. herhangi bir alanda yetkinlik anlamında otoritelerin çoğaltılmasından yanadır.
- anarşizm dinsizliktir. doğru ve yanlış! yalnızca inananların değil, inanmayanların yaşamını da düzenlemek iddaasındaki kurumlaşmış dinlere, kiliselere karşıdır. baskıyı ve zorbalığı meşru gören ve boyun eğmeyi emreden dinlere karşıdır. kişileri iradeleri dışında da -ana babaları yüzünden- cemaatlerine dahil eden, cemaatten ayrılmaya karşı şiddet uygulamayı meşru kılan, kendi dışındaki insanları ikinci sınıf gören dinlere karşıdır. öte yandan zaman boyutuyla kurduğu bireysel ilişki olarak dinden, çeşitlilik içinde birliği savunan ötekine karşı hoşgör ve sevgiyi kurumlaştıran dinlerden, heterodoks yorumlamalardan yanadır.
tayfun gönül ün kaos yayınlarından çıkan anarşizm nedir broşüründen alıntıdır. hepsi el emeğidir.
soluk gri bir gökyüzü altında mutlu olmaktır anarşizm.
dürtülerinden kurtulmuş, medeniyetin teknolojinin köleliğinden kurtulmuş; yeniden insan olmuş insanların yaşadığı bir dünyadır.
kesin olarak devlet ve din tamamen ve istisnasız olarak zararlıdır insan için. bu sebeple de gereksizdirler istenmemektedirler ve insanın insanlığına dair her ikiside gerici bir faaliyet oldukları için her iksininde öncelikle ortadan kaldırılması gerekir.
anarşizm genelde radikal aşırı uçlu sol bir görüş olarak bilinir ayrıca da sağı solu yıklarım yakalım tarzı bir anlayışla algılanır. oysa her iki yaklaşım da yanlıştır. ve her ikisi de belirli sebeplerle ortaya çıkmışsa da amaç bir şeyleri gizlemek ve karalamaktır.
anarşist ekonomi yönetimi ve anarşist felsefe sosyalizm komunizm vs. gibi kapitalizm ve kapitalist devlet karşıtı düşüncelerle benzer ve aynılık taşıyan içeriğe sahiptir. ama yine de aşırı uç bir sol görüş değildir. anarşimzin bireyci anlayışı her zaman daha ön plandadır ve sol görüşlerle de en büyük ayrılığını bu noktada yaşar.
anarşizmin kelime kökeni aslında herşeyi anlatmak için gayet yeterlidir.
anarcho - yunanca - lidersiz, yönetimsiz demektir. ve de tamamen anarşizm bunu hedefler.
anarşizm şiddeti desteklemez. bunu tamamen rededer. şiddetle içiçe olan anarşist topluluklar vardır. ama bu yine de bir genelleme yapılamayacak kadar azdır.
sosyalist sol düşünceden en önemli farkı, insanlık için devrim yapmayı değil, insanları devrimle değiştirmeyi sözün tam manası ile devrim olmayı amaçlamasıdır.
anarşizm insanın hakikati ve doğruyu kendisi için araması ve nitlendirmesi için seçtiği yoldur. bu yolda devlet, din, ahlak vs gibi insanın içinde yaşadığı doğduğu zamandan çok önce kurulmuş oluşturulmuş kararlaştırılmış anlamsızlıklar yoktur.
bunu biraz açalım. ne demek ahlaka gerek yok. ahlak kelimesi ve o toplumsal direngenlik; insanları hatalı şeyler yapmaktan alıkoymaz koyamaz. bireyin yapıp etmeleri kendisinin kararındadır her zaman.
daha açık ifade etmek gerekirse, yanyana duran bir erkek ve kız arkadaş düşünelim; erkek olanın kıza tecavüz etmesinin önünde hiç bir engel yoktur. sadece bireyin kendisi vardır. ve toplumda varolan ahlak kuralları da bu tecavüze engel olamaz. tam tersi içinde aynı şey geçerlidir. yani kız için.
bir başka örnek verelim; bir bireyin hırsızlık yapmasına ne ahlaki değerler ne de kanunlar engel olur. yapar yapacaksa. yada bir katil. birini öldürmesine ahlak engel olamaz. öldürecekse öldürür. ne din ne devlet ne de ahlak engel olmaz. olamaz. olmadı da zaten. üstüne üstlük dinlerin hepsi ve devletlerin hepsi ölüme ve öldürmeye izin verir.
benim birisini öldürmeme engel olan diye başlayan bir cümle kurulamaz, kurulsa da sona ermez. sonu din devlet kanunlar ya da ahlak değildir. kişi bunu yapmamaktadır kısaca.
toplumsal ahlak hiç birşeyi çözmez. çözmemekle de kalmaz, zamanla ekonomik etki ile de birlikte toplumun sınıflarının oluşmasında bir payı olmuş bu manada insanlığın gerilmesinin işbirlikçisi ve suçortağı olmuştur ahlak.
anarşist birey kendi kendisinin efendisi olmalıdır. insan için doğrusu budur. yüzyıllar önce kararlaştırılmış devlet anlaşması, yüzyıllar öncesinden beridir kurumsallaşmış din ve zamanla yoğrulup gelen ahlak bireyin kendisi ve geleceği ve insanın insanlığına karşı bir gerici düşüncedir ve yok edilip yerine bireyin kendi kendisinin efendisi olacağı bir devrimi gerçekleştirmesi gerekmektedir.
soldan farkı da buradadır en çok. kapitalizm ve onun yıldız çocuğu demokrasi halkın kendi iktidar hakkını devretmesidir. sol düşünce halkın iktidar hakkını kendi eline almasıdır.
anarşizmde iktidar yoktur.
anarşizmin ütopya varsayılmasının sebebi, kendisini din devlet kanunlar ahlak teknoloji vs gibi gerici olan faaliyetler olmadan düşünemeyen bireyin "nasıl olacak ya" demesidir.
oysaki bunların hiçbirinin var olmadığı bir dönem insanlık tarihinde yaşanmıştır. ve sonrasında bulunan tarım faaliyeti ile de hem ekonomik ilişkilerin başlaması hem avcı toplayıcının kendine yettiği kadar yiyecek anlayışından tarımla birlikte üretim ve biriktirme evresine geçmesi ile ortaya çıkan artık değerin paylaşılması ve ortada biriken artık değerin toplumdaki herkesin çalışmasına gerek kalmayıp paylaşılması aşamasında birilerinin karar verme yetkisine sahip olup, toplum için çalışıyor yanılgısı ile ekonomik hakkını bu artık değerden alıp önce din adamı-şaman- sonra kabile reisi ile ortaya çıkan bir iktidar yolu yaşanmıştır.
insalık hala şamanları ve büyücüleri olan hala onbinlerce yıl öncesindeki gibi kabile savaşları yapan bir gruptur. sadece artık büyücülerimiz de reislerimiz de daha büyük kalabalıklara seslenebiliyorlar.
bu mana da insanlık tarihi ve insanın inanlığına karşı yapılmış en gerici faaliyet tarımdır. belki de mağaramızdan hiç çıkmamalıydık.
insanın konuşan tek varlık olması, kendi hemcinsine yalan söyleyebilme yetisini de ortaya çıkarmıştır. mimiklerle yalan söylenemez. bu sebeple diller ve konuşmakda bir gerici faaliyettir.
işte anarşizmin en büyük iki paradoxundan biri budur. dil gericilik ise nasıl insanlara anarşimzi anlatabiliriz.
bir diğeri de iktidarsızlıktır. anarşizm din ve devlet karşısında aldığı her zaferden sonra zaferin kruumsallaşması sonucu ortaya çıkacak iktidar olgusu kaçınılmazo lduğu için kendisini redetmek durumundadır. bir anarşisti bekleyen en büyük sınav budur. var olan toplumsal düzenlerin tamamı kötüdür ve bozuktur. buna din devlet ahlak herşey dahildir. dünya üzerinde herhangi bir devlette herhangi bir toplumda ve herhangi bir dinde işlerin iyi gittiğini iddia edebilecek hiç kimse hiç bir zaman olmamıştır olmayacaktır. öyle ise din devlet ve diğer toplumsal düzenlerin hiçbirine gerek yoktur.
direnmek, bir anarşist için yeterli bir erdemdir. ne olursa olsun direnmek. zafer kazandıkça kendisine direnmek. isyanın ateşini sonsuzca hissetmek.
insanın kendisini bir birey olarak tanımlayan şey; ne devletidir ne dini ne de ahlakı. insanı tanımlayan tek şey düşleri için yaptıklarıdır.
ve evet soluk gri bir gökyüzü altında mutlu olmak mutlu kalmak mümkündür.
Doğru kullanıldığında dünyanın en güzel ideolojisidir. Kuralsız, sınırsız yaşamak değildir anarşiszm. Adaleti hiçe sayıp herşeyi kafasına göre yapmakda değildir. Haksızlığa karşı kullanılan silahtır. Yeri geldiğinde belki de şiddet ama bazılarının dediği gibi orantılı güç diyip öldürürcesine vurmakda değil. anarşizmi götünden anlamak böle bişey olsa gerek. Büyük usta atilla ilhan'ın sözüyle bitirelim de belki o zaman anlaşılır. Memleket kurtlar sofrasına dönerse isyan haktır.
solculuğun en üst pramidini olşturur. sosyal demokrasi, sosyalizm, komunizm, anarşizm gibi. kaosa neden olabilir ve yeri geldiğinde faydaları dokunabilir.