anarşizm

entry432 galeri13
    49.
  1. modern batı düşünce kültürünün, uygulanması imkansız düşüncelerinden biri.

    (bkz: gozum seni bir yerden isiriyor)

    (bkz: demokrasi)
    0 ...
  2. 50.
  3. sermayedarların, uygulanmasını imkansız olarak gösterebilmek için kıçlarını yırttıkları yaşam biçimi. oysa uygulanması imkansız falan değildir. ayrıca bkz. komunizm
    1 ...
  4. 51.
  5. uygulanması objektif teolerinde subjektifinde ve ayrıca karmanında imkansız kıldığı biçimdir.düzen insanoğluna verilmiş en büyük nimetse , bu gibi isyankar fiilerin oluşturdukları sistemler hiç bir zaman uygulanamaz.
    (bkz: kaos)
    0 ...
  6. 52.
  7. devrimci hareketlerin, "bireylerin ve halkların kardeşliği ve eşitliği" hedefine ulaşmak ve her aşamada sosyal-siyasal yozlaşmadan etkin şekilde kaçınabilmek adına geçen yüzyılda denenen ama devrimi yaşatmakta başarısız olan "sosyalizm eksenli" girişimlerinden sonra gelecekte yoğunlaşması gerektiği ideoloji.

    anarşizm düşüncesinin içindeki ayrıntılara girip konuyu dağıtmadan devam edersek diyebilirim ki:

    geçtiğimiz yüzyılda "oligarşi ve bürokrasi diktatörlükleri"ne dönüşen proleterya diktatörlüklerinin, "devrim sonrası ekonomik ve siyasi yapılanmayı yönlendirirken yapılan tercihler" açısından devrimciliğe getirdiği en önemli tecrübe olarak yukarıda belirttiğim yoğunlaşmanın gerekliliği gösterilebilir.

    benim fikrim budur.
    1 ...
  8. 53.
  9. Başta devlet olmak üzere bütün baskıcı kurumları ortadan kaldırmayı öneren düşünce. Anarşizme göre devlet egemen sınıfın çıkarlarını korumakla görevlendirilmiş gereksiz bir kurumdur. Özgürlüğü gerçekleştirmek için en başta devlet yıkılmalıdır.
    1 ...
  10. 54.
  11. her türlü baskıcı kurumu, devleti reddeden düşünce akımıdır. insanların bir birey olarak kendi düzenlerini kurabilcekleri görüşü savunulmuştur. bu düşüncenin öncüsü proudhon olmuştur. daha sonra ise stirner, bakunin,tolstoy gibi isimler bu düşünceyi geliştirmişlerdir.
    2 ...
  12. 55.
  13. gelmiş geçmiş en mükkemmel akım.**
    2 ...
  14. 56.
  15. Anarşizm, toplumsal otoritenin, tahakkümün, erkin ve hiyerarşinin tüm biçimlerini bertaraf etmeyi savunan çeşitli politik felsefeleri ve toplumsal hareketleri tanımlayan sosyal bir terimdir. Anarşi, her koşulda her türlü otoriteyi reddetmektir.

    Bu hareketler, merkezi politik yapılar, üretim araçlarının özel mülkiyeti ve ekonomik kurumlar yerine toplumsal ilişkilere dayanan gönüllü etkileşim ve özyönetimi savunur, özgürlük ve otonomi ile karakterize edilen bir toplumu arzular. Bu felsefeler, anarşi terimiyle özgür bireylerin gönüllü etkileşimine dayanan bir toplumu, bireylerin ve toplulukların alınan kararlardan etkilendikleri ölçüde söz sahibi olması düşüncesini ifade eder.

    Zorlayıcı kurumlara ve toplumsal bazlı hiyerarşilere karşı olmak anarşizmin asli ilkelerindendir ve ayrıca anarşizm gönüllülüğe dayanan bir toplumun nasıl işleyeceği konusunda olumlu bir görüşü ifade eder. Anarşist felsefeler arasında hatrı sayılır bir çeşitlilik vardır. Şiddetin anarşizmdeki yeri, ne tür bir ekonomik sistemin olması gerektiği, çevre ve endüstriyalizm hakkında sorular ve diğer hareketlerde anarşistlerin rolleri gibi farklı alanlarda çeşitli görüşler bulunmaktadır. Anarşist akımlar bu nedenlerle birbirlerinden çok farklı ve hatta karşı olabilirler. Örneğin anarşist komünizmin yanı sıra Hıristiyan anarşizmi gibi anarşist akımlar da mevcuttur. *
    0 ...
  16. 57.
  17. 58.
  18. Anomi kavramı ile karıştırılmaması gereken fikir akımıdır . Her türlü baskı grubununu ve otoriteyi reddeder . Sınıf ve devlet gibi oluşumların karşısında , özgürlüğün kaos içinde aranması gereken düzenini savunur . Gönüllü komünlerde yaşam oluşturmak ve takas usulüyle ihtiyaçlar doğrultusunda paylaşmak ve üretmek gibi hedefleri vardır . Kimi anarşistler komünizm ile I.Enternasyonel sonunda ayrılmışlar ve değişik ülkelere kaçmak zorunda kalmışlardır . Sınıf savaşımını haklı gören ancak proleterya diktatörlüğüne karşı çıkan kesim troçkistler olarak stalin döneminin bürokrasisi ve dönemin koşulları karşısında haklı olarak uygulanması gereken şiddete tepki olarak gruptan ayrılmıştır.
    Aslen anarşizm olmadan komunizm , komunizm olmadan anarşizm olmayacağını bilenlerin fikir akımıdır . Bu bakımdan devrimin savaşla ve kavgayla kazanılamadığı ve yürütülemediği dönemlerde burjuvanın silah namlularına karanfil sokmaya yeltenen ancak beynine giren kurşunla şuurunu yitiren insanların sınıfsız komünizm savaşıdır . Gerçekçi değildir ve günümüzde tamamen burjuvaya angaje olmaya yüz tutmuştur.
    Emma Goldman'e sevgilerle...
    0 ...
  19. 59.
  20. istiklal caddesi'nde yere oturmak değildir.
    3 ...
  21. 60.
  22. son zamanlarda moda olan, ozgurluklere es deger tutulan kavramdir.
    0 ...
  23. 61.
  24. (bkz: mezheb-i fevza)
    (bkz: başsızcılık)

    başta devlet olmak üzere bütün baskıcı kurumların ortadan kalkması gerektiğini ileri süren öğreti... ingiliz düşünürü godwin, 1793 yılında yayımlanan political justice adlı yapıtında, insanlığın ahlakını bozduğu için devlet kurumunun ortadan kaldırılmasını ileri sürmüştür. stirner, tucker, tolstoy vb. gibi birçok düşünür de bu kanıdaydırlar. fransız düşünürü charles fourier, çakıl taşlarını toplayıp r kutuya koyun ve sallayın, hiç bir sanatçının beceremeyeceği kadar uyumlu bir mozaik elde edersiniz" demekle, toplumun doğal biçimlenişinin en uygun ve verimli biçimleniş olduğunu dile getiriyordu. bu düşünce, proudhon ve bakunin gibi ütopyacı toplumcularla kropotkin gibi kuramcıların elinde bir öğrti olma niteliği kazandı.

    başsızcılık terimini ilk kullanan fransız düşünürü joseph proudhon bu düşünceyi ütopyacı toplumculukla, rus nihilisti michail bakunin de nechayev'in nihilist öğretisiyle kaynaştırdı. prens alekseyevich kropotkin de düşünceyi kuramsal olarak düzenlemeye çalıştı ve anarşizm "doğal uyumu, yapma kurumlarla zorlamakla" anlamıyla tanımladı. kropotkin'e göre "anarşizm, düzen yokluğu gibi, baskı yokluğudur".

    devlet -marksçılıktan alınma bir düşünceyle- egemn sınıfın çıkarlarını korumakla görevendirilmiş gereksiz bir kurumdur. özgürlüğü gerçekleştirme devrimine devleti ortadan kaldırmakla başlamalıdır. devlet, -marksçılığa karşı bir düşünceyle- hiç bir zaman yeni bir toplum çağını başlatmak için kullanılamaz.

    temsilcilik gibi düşçülükler insanları insandışılığa dönüştürür, gerçekte hiç kimse bir başkasını temsil edemez. baskı yerine özgür işbirliği, korku yerine kardeşlik ve sevgi gerçekleştirimelidir. devlet yerine özgür işbiriliğinin doğuracağı dernekler ve derneklerin birleşmesiyle meydana gelecek federasyonlar kurulmalıdır. uyum, bu kendiliğinden birleşmelerin doğal dengesiyle meydana gelecektir. çeşitli birlikler, her an yön ve biçim değiştirerek her an en yetkin yönü ve biçimi bulacaklardır.

    devletle birlikte her türlü baskıcı kurum yok edilmelidir. insan; bir üretici olarak anamalın otoritesinden, bir vatandaş olarak devletin otoritesinden, bir birey olarak dinsel törenin otoritesinden ve özgür bir gelişme olanağına kavuşmalıdır. bütün insan yetenekleri ancak başsızcı bir toplumda, hiç bir baskıyla engellenmeksizin, özgürce gelişebilir... ütopyacı bir alanda gelişen başsızcılık, marksçılıktan yararlanmaya çalışmışsa da hiç bir zaman marksçılığın bilimsel yönünü ve gerçek özünü kavrayamamıştır. birinci enternasyonal'de bölücü bir rol oynamayan başsızcılar, "devletin yavaş yavaş eriyip ortadan kalkmadan önce tarihsel bir boyunca zorunlu olduğu" yolundaki marksçı teze karşı çıkmışlardır.

    anarşizme göre devrim, devleti yok etmektir, marksçılığa göre devrim, burjuva devletini halk devletine dönüştürmektir. bu iki tez arasındaki önemli ve derin ayrılık anarşizmin ütopyacı karakterini ortaya koyar.
    3 ...
  25. 62.
  26. george woodcock anarşizm ve anarşizmin tarihini derinlemesine incelediği kitapta tanımı bulacağımız felsefe ve düşüncedir.

    hakikatı arayın ve onu kendiniz gerçekleştirin, onu başka hiçbir yerde bulamazsınız

    hakikati aramak belki insanoğlunun bir yaşam mücedelesi ve anlamıdır.
    öğle değil mi?
    bütün hayatımız boyu bütün olaylarda gerçeği aramadık mı veya hakikat nedir diye düşünmedik mi?

    ve onu kendiniz gerçekleştirin.
    işte bu cümleyle başlıyor anarşizm. bireylerin önemi maksimum derece. hatta anarşizmde zaman zaman komünleri veya kooperatif leri bile red eden bireyci anarşist akımları oldu. insan merkezli olması. otoriteni reddetmesi.
    önceleri nihilizm e başlayan pasif duruş artık her türlü otoritenin reddi anlamına gelen anarşizm le olması gerekene varmıştır.

    zaten nihilizm konusun da açıklamalar getiren düşünürler sonun başlangıcı olabilecek nihilizm in akabinde ya intihar etmek gelir yada ışığı bulmak gelir - anarşist olmak gelir.

    anarşizm rejiminin oluşa bilmesi için bireylerin önce kendilerinden başlaması gerekir. yani oluşum bireyin kendisinden başlıyor.

    komünlerin oluşması veya kooperatiflerin oluşması için kurumlarda veya rejimlerde bireyin etkilisi olması gerektiği düşüncesi başlı başına bu işin öncelikle bireyden başladığının bariz ispatıdır.

    peki hakikatı arayan ve kendi içinde bunu gerçekleştiren bireyin kendinde taşıması gereken erdem nedir?

    işte yine bu tanımı da yazarın kendisinden dinleyelim.

    'büyük anarşistler bir prensler kuşağı gibi ahlaki olarak kendi ayaklarımız üzerinde durmaya, içsel bir ateş olarak adaletin farkına varmaya, kendi yüreklerimizin sakin,fısıltılı seslerinin, her dakika kulaklarımızı tırmalayan propaganda seslerinden daha doğru şeyler söylediğini görmeye çağırırlar bizi'

    bundan önceki ve bu cümlede özgürlüğün ve ahlakın birlikteliğinin en ideal olduğunu ve biri olmadan diğerinin var olmayacağını görmekteyiz.

    ahlaki değerlere sahip olmayı - adaletin farkına varmayı ve aynı zaman da toplumsal seslerden farklı şeylerin olduğunun aramayı şiar ediniyor kendine.

    ahlaki değerler : dün avesta da bugün birçok kitaplardada aynı şeyler yazılmadı mı ?
    bütün sinagoglar - bütün camiler - bütün kiliseler - bütün okullar - bütün anneler babalar aynı ahlaki değeri anlatmadılar mı bize?

    hayır düşün - hayır yap.
    bu sadece sahip olmamız gereken ahlaki değerlerden teki.

    adaletin farkına varmak: en önemli kriteryadır. başlı başına incelenmesi gereken adaleti sadece ahlaki olmaktan birşey olduğunu söylemek isterim. o sebeple farkına varmak deniyor. yani bir sefer edinilicek birşey değil durmadan farkında olmaktır.

    propaganda seslerinden daha doğru şeyler söylediğini bilmemiz gerekmektedir. işte içimizdeki gerçeği aramak budur. hakkın ne olduğunu bulmaktır.

    işte bütün bunların ışığın da bütün mesele aramak ve bu hak arayışında ahlaki değerler ve adaletli olmakla içindeki sesi dinlemektedir.

    hak olanın gizli kalmayacağı kesindir. ve bu anlamda anarşizm eğer doğru takip edilirse ideal olana bizi ulaştıracak felsefedir ve düşüncedir.
    1 ...
  27. 63.
  28. marx a göre dünyanın göreceği en son sistemdir, sıralama ise şöyledir

    kapitalizm - sosyalizm - komünizm - enternasyonalizm - anarşizm ;

    çoğu insanın bildiği gibi bir kaos ortamını benimsemez, hatta anarşist düzen yıkılırsa ortam kaosa sürüklenir vandalist sistem egemen olur, halkımızın çok yanlış bildiği bir başka düzendir.
    4 ...
  29. 64.
  30. saf özgürlüktür.zannedilenin aksine şiddetin,karmaşanın tam zıddı olan ve bunların söneceği düzendir.ne çıkar uğruna maskeler takmak zorunda kalırsınız, ne birilerinin kölesi olmak ne de kısıtlanmak.yani kendiniz olabileceğeniz sistemdir.ve bu kadar güzel olduğu için maalesef asla gerçekleşmeyecektir.
    1 ...
  31. 65.
  32. ne mülkiyet ne devlet aşk aşk hürriyet gibi insanı kendinden geçiren bir slogana sahip olan en idealist toplum yapısı.
    1 ...
  33. 66.
  34. anarşizm'in eşitini kaos olarak bilenlerin kendi dargörüşlerinde kavrayamayacakları ideoloji. anarşi'de gayet de bir disiplin vardır zaten, bu disiplin toplu yardımlaşma esasına göre şekil alır yalnızca, belli bir sistemin dayatması esasına göre değil. kollektif bir bilinçtir yani.

    diğer bir konu ise anarşizmin idealist olduğu görüşü. bu noktaya büyük ölçüde katılmakla birlikte, komünizmin de anarşizmle aynı ideada ve idealde olduğunu düşünürsek bunun imkansız olmayacağını da biliriz. öte taraftan gerçekçi yaklaşmak gerekirse anarşizm her ne kadar düşüncelerin en asili olsa da şu an için imkansızdır. imkanlılığı ise sosyalizmin tüm dünya'ya yayılmasından sonra olacak, işte o zaman; bugün nasıl kapitalizmin diyalektiği sosyalizm ise sosyalizmin de diyalektiği anarşizm olacak ve komünizme geçişteki başat rolü anarşizm üstlenecektir. bu çıkarımım da geçmiş pratiğe dayalı bir çıkarım, çünkü sosyalizm gelse bile bu marks'ın sandığı gibi tam manasıyla bir işçi tahakkümü ol(a)mamakta, bürokratik sınıfın doğması ihtimali ve de haliyle bu sınıfın da günün birinde kendi çıkarlarını yani statükosunu koruma ihtimali oldukça yüksek geçmişi incelediğimiz de. yani sınıf savaşımlarının sönümlenmesi sosyalizm'de bile kansız gerçekleşmeyebilir, işte burada anarşizm devreye girip proleterleşen halk anarko-komünizmi yani sınıfsız kaynaşmış bir dünya'yı getirecektir.
    2 ...
  35. 67.
  36. 68.
  37. kanaatimce komünizmin, kuralsızlık ile harmanlanmasından doğan ideoloji.
    1 ...
  38. 69.
  39. her devrin yaramaz çocuğu. devrim zamanında bile yaramaz çocuğun durumunun ne olduğu konusunda büyük tartışmaların varlığını geçenlerde okuduğum mektup sayesinde bir hatırladım.

    nestor mahno'nun "bir anarsist orgut projesi" baslikli mektubuna yanit olarak errico malatesta'ya gonderdigi mektup. *

    ---spoiler---
    degerli yoldas malatesta,

    yurt disindaki bir grup rus anarsisti tarafindan "anarsistlerin genel birligi icin
    orgutsel platform" projesi olarak yayimlamis belgeye iliskin yazini okudum.

    edindigim izlenim su ki, ya "platform" projesinde yazilanlari yanlis anladin, ya da,
    devrimci eylemde kolektif sorumluluk ve anarsist guclerin benimsemesi gereken
    yonetimsel islev yaklasimlarini reddediyor olman, senin sorumluluk ilkesini gozardi
    etmene yol acan kendi anarsizm anlayisina duydugun derin inanctan kaynaklaniyor.

    oysa, bu [kolektif sorumluluk ilkesi -c.n.], anarsist fikirlerin ozveri ruhuyla dolu bir
    yoldan yiginlarin icinde kok salmasi gerektigine iliskin kararliligimizda ve kendi
    anarsizm analyisimizda her birimize rehberlik eden temel bir ilkeyi ifade ediyor. insan,
    bu ilke sayesinde digerlerini reddederek devrimci yolu seciyor. bu olmaksizin, hicbir
    devrimci, toplumsal sefaletin boyutlarina, buna karsi verilen savasin yetersizligine
    katlanmak icin gerekli guce, irade ya da bilince erisemezdi. farkli donemlerde yasayan
    ve farkli egilimlerden gelen devrimciler, kolektif sorumluluk ilkesinden aldiklari ilhamla
    kendi guclerini birlestirmislerdir; gerceklestirmis olduklari -ve baski altinda yasayanlara
    yol gosteren-kismi ayaklanmalarin bosuna olmadigina, somurulenlerin kendi
    ozlemlerini anlayacaklarina, bu deneyimlerinden yola cikarak zamana uygun yontemler
    gelistirebileceklerine ve bunlari kurtulusa giden yeni yollarda kullanacaklarina iliskin bir
    umuda sahiplerse, bu yine bu ilke sayesindedir.
    anarsist devrimcinin bireysel sorumlulugunu sen de kabul ediyorsun, sevgili
    malatesta. dahasi, bir militan olarak butun yasamin boyunca bu fikre destek verdin. en
    azindan benim senin yazilanlarindan cikardigim sey bu. fakat, sorun bir butun olarak
    anarsist hareketin egilim ve eylemlerine gelince, kolektif sorumlulugun geregini ve
    yararliligini yadsiyorsun. kolektif sorumluluk, tehlikenin varligina isaret ettigi icin seni
    korkutuyor, ve sen bu yuzden onu reddetmeyi seciyorsun.
    ben, hareketimizin icinde bulundugu gerceklerle yuzlesme aliskanligina sahip biri
    olarak, senin kolektif sorumlulugu yadsiyor olmani yalnizca temelsiz olusu dolayisiyla
    degil, fakat ayrica, icinde tum dusmanlarimiza karsi son ve belirleyici savasa
    girisecegimiz -ve senin de deneyimden cikan dersleri dikkate alacagini dusundugumtoplumsal
    devrim acisindan icerdigi tehlike dolayisiyla dikkate deger buluyorum. benim
    yakin gecmisteki devrimci savasimlar deneyimim, bana, devrimci gelismelerin niteligi
    her ne olursa olsun, ciddi bir ideolojik ve taktiksel yonelime sahip olmanin onemini
    gosteriyor. bu, anarsizmin icerigine uygun kolektif bir ruh ve bagliligin, ancak kolektif
    sorumluluga dayali bir irade araciligiyla icinde bulunulan anin gereklerine ifade
    kazandirabilecegi anlamina geliyor. hicbirimiz, sorumluluk ogesinden yan cizme
    hakkina sahip degiliz. aksine, eger sorumluluk bugune degin anarsistler arasinda dikkate
    alinmamis bir oge olarak kalmissa, komunist anarsistlerin onu teorik ve siyasal
    programimizin bir parcasi haline getirmesinin zamanidir.
    anarsizmin devrimci bir donemde isci yiginlarina -ne ideolojik ne de pratik olarakrehberlik
    edemeyecegi ve dolayisiyla topyekun bir sorumluluk ustlenemeyecegi
    seklindeki tarihsel olarak yanlislanmis fikrin modern anarsizmin saflarindan atilmasini
    olanakli kilacak yegane sey, anarsist militanlarin kolektif ruhu ve kolektif
    sorumlulugudur.
    bu mektubumda, senin "platform"projesine karsi kaleme aldigin makalenin diger
    bolumlerine - ornegin bunu 'bir kilise ve polisi olmayan bir otorite' seklinde tanimladigin
    paragrafa - deginmeyecegim. sadece, elestirin sirasinda boyle ifadeler kullanmis olman
    karsisinda yasadigim saskinligi ifade etmekle yetinecegim. yazdiklarin uzerine cok
    dusundum; senin dusunceni paylasmak bana kabul edilemez gorunuyor.
    hayir, hakli degilsin. ve, senin asiri basit argumanlar kullanarak "platform"un
    tezlerini yanlislamaya yonelik girsiminle hemfikir olmadigim icin, sanirim sana sunlari
    sorma hakkina sahibim:
    1. iscilerin kendilerini ezenlere, kapitalizme ve onun usagi olan devlete karsi
    verdikleri mucadelede anarsizm herhangi bir sorumluluga sahip olmali midir? eger
    yanitin hayir ise, bunun nedenini aciklayabilir misin? eger yanitin evet ise, anarsistlerin,
    kendi calismalarini, anarsist hareketin mevcut toplumsal duzenle ayni temelde bir nufuza
    sahip olmasina olanak taniyacak sekilde yurutmeleri zorunlu degil midir?

    2. bugun bir orgutsuzluk icinde bulunan anarsizm, bu haliyle, isci sinifi
    mucadelesinin toplumsal gorunumleri uzerinde ideolojik ve pratik bir etkiye sahip
    olabilir mi?
    3. anarsizmin devrim gunleri disinda benimsemesi gereken araclar nelerdir ve,
    anarsizmin, kendisine yapici kavramlarini dogrulamasi ve kanitlamasi olanagi verecek
    hangi araclari kullanabilir?
    4. anarsizmin, kendi amaclarini gerceklestirmek icin, amac ve eylem birligi temelinde
    birbirine siki bicimde baglanmis kendi kalici orgutlerine gereksinimi var midir?
    5. anarsistler, toplumun ozgur gelisiminin garantisi olacagi dusuncesiyle 'kurulacak
    kurumlar' derken neyi kast ediyorlar?
    6. anarsizm, kendi anladigi komunist toplumda, toplumsal kurumlar olmaksizin kendi
    tezlerini gerceklestirebilir mi? eger yanitin evet ise, hangi araclarla? eger hayir
    diyorsan, hangi kurumlari kabul etmeli ve kullanmali, bunlara hangi isimlerle varlik
    kazandirmali? anarsistler, oncu bir islev ve dolayisiyla boyle bir sorumluluk yuklenmeli
    midirler, yoksa kendilerini sorumluluktan bagisik yardimcilik isleviyle mi
    sinirlamalidirlar?
    bu mektubuma verecegin yanit, iki nedenden oturu benim icin buyuk oneme sahip,
    sevgili malatesta. yanitin, bana, anarsist guclerin ve genel olarak anarsist hareketin
    orgutlenmesi konusuna iliskin dusuncelerini daha iyi anlama olanagi kazandiracak. ve,
    acikca ve durustce kabul edelim ki, senin ileri surdugun fikirler, tum yasami boyunca
    kendi liberter idealine siki bicimde sadik kalmis deneyimli bir anarsistin dusunceleri
    oldugu icin, pek cok anarsist ve sempatizan tarafindan tartisilmadan hemen kabul
    goruyor. dolayisiyla, icinde bulundugumuz cagin hareketimizin onune koydugu acil
    sorunlarin eksiksizce irdelenmesi isine girisilip girisilmemesi, dolayisiyla, anarsist
    hareketin gelisiminin yavaslamasi ya da yeni bir ivme kazanmasi belli bir duzeye kadar
    senin tavrina bagli bulunuyor. hareketimiz, gecmisteki ve bugunku durgunluk icinde
    kalmakla hicbir sey kazanmayacaktir. aksine, uzun vadede onumuzde uzanan olasi
    gelismeleri dikkate alan bir yaklasimla kendi islevlerini yasama gecirmesi icin her
    olanaga sahip olmasi, yasamsal bir oneme sahip.
    mektubuma verecegin yaniti cok onemsiyorum.
    devrimci selamlar.
    ---spoiler---

    benim cevabım: anarşizm o an varolan bütün rejimleri yapısı gereği ret edeceği sebebiyle bu mücadelede kesinlikle sorumluluğu var hatta bu mücadelenin belki de başlama noktası anarşizmin sırf kendisidir. bu sebeple işçi sınıfının mücadelesinde pratik ve ideolojik olarak bir etki alanına sahiptir. fakat unutulmaması gereken bir gerçek bu mücadelenin başarıya uğraması halinde anarşizm bir nevi yeniden kendi küllerinden doğacak ve artık yeni otoriteye karşı ret düşüncelerini bildirecek. çünkü antimilitarizm dahil toplumsal kurumların olmaması düşüncesi nerdeyse anarşizmin ana teması olması sebebiyle anarşizmin anladığı komunizm bile anarşizme dar gelecektir. son olarak eklemek istediğim mesele şudur: anarşizm o an var olan otoriteni ret eden devrimcilikle birliktedir ta ki, devrimin kendisi otorite olana kadar
    0 ...
  40. 70.
  41. ayrımcılıga karsı koyan herkesin sempati duydugu -izm.
    0 ...
  42. 71.
  43. biradır. cok icerseniz, ertesi sabah depresyonda uyanırsınız. yaptıgınız her seyden nefret ettirir. bas agrısı sırasında yanlıs yapmısım dersiniz. pisman olursunuz. bir daha ayrım yaptırmaz.
    0 ...
  44. 72.
  45. asla kavuşulamayacak, hayaliyle avunulacak sevgilidir. ama onu sevmekten vazgeçilmez, çünkü o en güzelidir.
    benim için pia'dır.
    0 ...
  46. 73.
  47. kişinin üzerinde devlet,din,aile,toplum,kanun örf ve adet gibi herhangı bir otoriteyi kabul etmeyen felsefi öğreti.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük