çok yıllık otsu bir bitkinin meyvesidir. güney amerika'ya özgü bir meyvedir. ilk kez kristof colomb tarafından avrupa'ya getirilmiştir. konukseverliğin simgesi sayılır. bol sulu ve etli bir meyve yapısı vardır. tadı elma, çilek ve portakal karışımını andırır.
metro alışveriş merkezinden iki tane alıp, merakla eve getirdiğim meyva. ilk annem yedi begenmedi, babam hiç denemedi. ben ise iki ananası yedim. harbiden lezzetli, sulu, böyle portakallı kavun gibi bir şey ama benim gibi çok abartıp yemeyin çünkü içinizi bayıyor. hani olsa şimdi de yerim.
doğum günümde nüktedan arkadaşlarım tarafından şahsıma hediye edilen ilginç ve eğlenceli gibi gözüken tropikal meyve. daha önceden yiyip yemediğimi hatırlamamakla beraber tırtıklı ekmek bıçağıyla kendisine girişeceğim zaman da yakınlarda bir yerde bana göz kırpmakta.
büyük mağazalarda özel bir soyma makinesi ile soyulan ve sadece 3 tlye satılan tropikal bir meyve.ilk yememde yaklaşık bir kilo yemiştim ağzımda kalan acı 2 gün geçmedi.
özellikle taze iken yenirse müthiş güzel bir lezzeti olan bir tropikal meyve. ne var ki, tropikal meyve olduğu için türkiye'de bulması ya zor ya da pahalıdır.
kavun gibi insanın içini baymayan, elma gibi sert olmayan, tam kararında, gerektiği kadar tatlı ve yumuşak meyvedir. ortasındaki sert kısmı çıkarılınca kemirilebilir, evde de soyması ve yemesi oldukça kolaydır.
öğrencilerime ingilizcesini öğretmekte zorlandığım bir meyve türü. çünkü bu meyve espiri konusu olup ortamı dağıtmaya yetiyor . bir diğer örneği de cucumber dir.