aynaya bakarak söylenince o kadar da masum ve empati yaklaşımınca bile kaldırılmayacak kadar sert olan söylem. he bir de gözler önünde olan biri söyleyince insanın orada dur one minute diyesi gelmiyor değil.
çiftçiye gelecek tehlikeler üzerine dikkat etmesi gerekliliğini gösteren, bir nevi kaç kurtul buralardan anlamında ki, çiftçiyi koruma söylemidir.diğer pek çok insanın ders alması gereken, son derece önemli bir mesaj içerir. zira, sıra ananıza gelecek.
başbakan kişisi tarafından söylenmiş, kendisinin seviyesini çok güzel gösteren bir cümledir.Ama uyarlarsak pek çok insanın duygularını çok güzel ifade ettiğini düşündüğüm şu şekle gelebilir:başbakan anasını,karısını,çoluğunu çocuğunu alsın da gitsin artık,lütfen ama.
edit: eksileyen 9 arkadaşı ayakta alkışlıyorum. sizin şu '' hükümet ne yaparsa yapsın eleştir '' adlı grubunda altında gösterdiğiniz takım ruhu gerçekten gözlerimi yaşarttı.
öylesi mübareque bir başbakanımız var. kendinden aşağısını böcek gibi ezen, kendinden yukarısı olan bush karşısında bush bacak bacak üstüne attı mı aynısını yapan, bush bacaklarını indirdimi "aman ayıp olmasın abime" diye panikle indiren bir adamdır.
şimdi empati kurup, "ben orda olsaydım başbakan'ın yerinde ben olsaydım" diye düşünüp bu diyalağun içine kendimi koyduğumda ananı da al gitten daha güzide sözler aklıma geliyor lakin orada ki makama o sözler yakışmaz.
şöyle bir gerçek var ki o makam başbakanlık makamı lakin yadsınılmaması gereken diğer gerçekte başbakan'ın da bir insan olduğu ve bu vatandaşın sınırları bi hayli zorldığı..
bana söylendiğinde şamarı indirececğim kişinin sözüdür.aynı zamanda bir başbakanın ağzından çıkması sadece ve sadece desteğini azaltacak ve duyulan saygıyı yok edecektir.
başbakan yalakalarının inatla savunmaya devam ettiği cümle. yalayın yalayın, bi gün size en olmadık yerini de yalattırırlar da tercihleriniz kalıcı olarak değişir.
bir zamanlar yapılmış enteresan söylem. kimse kimseyi kışkırtmaya çalışmamıştır da, söyleyen kişinin bir anda kışkırdığı da gözlerden kaçmamıştır. niye söylenmiştir ve şimdi bu cümleyi işiten kişi nerededir kim bilir? söyleyen kişinin nerelerde olduğunu hepimiz görüyoruz zaten değil mi? yoksa sizde gözlerini kapayan kesimden misiniz?
bu cümle aslında reklam olmuştur, hani iyisi kötüsü yoktur denen şey var ya. işte o. ben bu cümle için çok nteresan cümleler bile işitmişimdir.
- adam ne dedi duydunuz mu?
* abicim halkla halk gibi konuşuyor. ondan böyle zaten
- hakediyorlar diyosun yani. bizim suçumuz ne ki o zaman?
* bu adam bidahaki seçimde kesin yine buna oy verecek.
- helal olsun ne diyem...
gözleri, kulakları açmak, hatta görmek ve işitmek gerekli. sadece bakarak olmuyor. azcıkta tahlil edilebilmeli bir şeyler...
ara sıra youtube'da bulur tekrar tekrar izlerim. güzel bir enstanteneydi. bizim dandik medya bu olayla halkı recep tayyip erdoğan'a karşı kışkırtmak istedi ama yemedi. halk kimin yanında olacağını, kimin kendisinden yana olduğunu biliyor. hayır bu olayı hiç bilmeyen, izlemeyen insanlar burada yazılanları okuyunca başbakan masum bir insanı aşağıladı sanacak. herif hönküre hönküre salyalar akıta akıta başbakana doğru yürüyor, haliyle hakkettiğini de alıyor. olay bundan ibaret.
ortada salt bir tayyip erdoğan düşmanlığı olunca olayları okumak da kolay olmuyor haliyle. aslında size bir deniz baykal lazım ama o da iktidarsız. yani iktidara gelemiyor o açıdan. aslında bir el atsanız yani oy verseniz olacak ama işte nasip meselesi. bir daha ki seçimlere artık. di mi birand? - inşallah kemal bey!
oyunun çobanlarla eşit olmasını istemeyen kişilerin, bu çoban kılıklı adama edilen bu sözü niçin 'motto' haline getirdiğini anlamak imkansız. halka rağmen, halkın iyiliğini istiyordunuz sanırım, özür dilerim...
başbakan tarafında asıl ve tek efendisi olan halktan bir kişiye verilmiş rezil ötesi cevap. bu cevabı destekleyen diğer rezil(ler)in bizzati halk olması da ayrı bir acaiplik.